3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyeler hangileri?
3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyelerin inşaat ruhsat işlemleri, ilgili Tip İmar Yönetmeliğinde açıklanıyor. Peki, 3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyeler hangileri? İşte yanıtı...
3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyeler hangileri?
2 Eylül 1999 tarihli ve 23804 sayılı Resmi Gazete''de yayımlanan yönetmelik ile 3194 sayılı İmar Kanununa ilişkin "3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin" bazı maddelerinde değişiklik yapıldı.
Yönetmelik kapsamında yer alan esaslara göre 3030 sayılı kanun dışındaki belediyeler, büyükşehir belediyesi olmayan il ve ilçe belediyeleri olarak karşımıza çıkıyor.
3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyelerde inşaat ruhsat işlemleri nelerdir? Ruhsat nasıl alınır, diyorsanız hemen yanıtlayalım.
3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyelerin inşaat ruhsat işlemleri, 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde şu şekilde açıklanıyor:
İnşaat Ruhsatı İşlemleri
İmar Kanununun 21. maddesi ile, Kanunun 27. maddesinde belirtilen ve ruhsat alınmadan yapılması mümkün olan köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında, köyde sürekli oturan ve köy nüfusuna kayıtlı olanlar tarafından yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar dışında kalan tüm yapılar için inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni alınması zorunluluğu hükme bağlanmıştır. Yönetmeliğe göre, inşaat ruhsatı taleplerinde, dilekçe ekinde parsel durumunu belirleyen jeolojik raporun bulunması gerekmektedir.
Burada sözü edilen rapor, imar planı yapımı için zorunlu olan ve imar planına veri olan, yapılaşma kararlarını etkileyen, arazi yapısına göre gözlemsel ve/veya aletsel etütlerle elde edilen ve parselin bulunduğu bölge genelini kapsayan jeolojik etüt raporunun ilgili bölümüdür. Bu raporun şahıslar tarafından yaptırılması söz konusu olmayıp, idare tarafından imar durumu düzenlenmesi sırasında dikkate alınması gereken ve risk durumunu da belirleyerek imar durumunda gerekli açıklamaları getirmeyi sağlayan, imar durumuna eklenerek talep sahibi şahsa verilen bir belgedir. Dolayısıyla inşaat ruhsatı talep aşamasında dilekçeye eklenmesi sağlanmış olacaktır.
İmar planı yapımı için jeolojik etüt raporu yapılması zorunlu ve imar planı kararlarına esas olmakla birlikte, raporun plan yapımı sırasında yapılmamış olması halinde ilgili idarece ivedilikle yaptırılması ve planların buna göre gözden geçirilmesi, bu aşamada imar durumu ve inşaat ruhsatı verilmemesi gerekmektedir.
Yönetmelikle ruhsata esas statik projelerin hazırlanmasından önce zemin etüdü yapılması gereği belirtilmiştir. Zemin etütleri ile ilgili jeolojik etütler, yerinde ve/veya laboratuvarda yapılacak zemin/kaya mekaniği deneylerini ve gerekli görülmesi halinde sondajları kapsayan araştırmalar jeoloji mühendislerince yapılacaktır. Temel kayanın bozuşmuş veya örtülü olduğu durumlarda, bozuşmuş kesim ve sağlam kayaya kadar olan derinlik, deprem riski, olası bir deprem anında zemine gelecek dinamik yüklere karşı zeminin davranışının ve zemin-temel yapı etkileşiminin belirlenmesinde esas teşkil eden sismik dalga hızı değerlerinin zemin hakim titreşim periyodunun, zemin büyütmesinin belirlendiği araştırmalar jeofizik mühendislerince yapılacak, zemini oluşturan birimlerin fiziksel ve mekanik özelliklerini belirten rapor, jeoloji ve jeofizik mühendislerinin ortak çalışması ile hazırlanacaktır.
Zemin mekaniği, zemin dinamiği ve zemin emniyet gerilmesi hesaplarının bu konuda uzmanlaşmış inşaat mühendislerince yapılarak, söz konusu rapora eklenmesi ve statik projelerin bu sonuçlara göre hazırlanması gerekmektedir.
Zemin etütlerinin, ilgili idarelerin bünyesinde kurulacak, ilgili meslek mensuplarının görev aldığı birimlerde yapılması da mümkündür.
Şayet bu rapora göre ruhsat talep edilen parsel; birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde kalmıyor, jeolojik/jeofizik ve jeoteknik etütler sonucu yapılaşması yönünde hiçbir sakınca olmayan, doğal afet riski taşımayan, sıvılaşma, oturma, göçme, şişme ve kayma yönünden riski bulunmayan "yerleşmeye uygun alan" ise, toprak zemine oturan temeller için 2, kaya zeminlere oturan temeller için 4 katı geçmeyen konut yapıları için ayrıca "zemin etüdü" aranmaz. Bu alanlarda kalan resmi yapılar ile organize ve küçük sanayi alanlarında yapılacak yapılara ait zemin etütleri, jeolojik/jeofizik ve jeoteknik etüt raporlarında adanın bir kısmı için, özel bir etüt türü önerilmemişse, imar adası bütününde yapılır.
Birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde kalan parsellerde jeolojik etüt raporunda sahanın kaya zemin ve homojen olduğu belirtilmiş ise, iki katı geçen yapılarda imar adası veya parsel bazında, sahanın toprak zemin olduğu durumlarda her parsel için zemin etüdü istenecektir.
Parsel, birinci ve ikinci derece deprem bölgesi dışında olmakla birlikte, jeolojik etüt raporunda "önemli alan olarak sınırlanan alanlarda" olup da gerekli önlemler alınması kaydı ile yapılaşmaya açılmış ise, ilgili idarece yapı sahibinden parsel bazında zemin etüdü yaptırılması ve statik projelerin zemin etüdü sonuçlarına göre hazırlanması istenir.
Söz konusu etütlerle ilgili rapor, Bakanlığımızca yayımlanan "Zemin ve Temel Etüdü Raporunun Hazırlanmasına İlişkin Esaslar"a uygun olarak düzenlenecektir.
Her koşuda, "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik" hükümlerine uyulması zorunludur.
Aynı şekilde Yönetmeliğin 57. maddesinde getirilen değişiklik uyarınca; parselin köşe noktalarının tespit edildiği belge temin edildikten sonra, yapının imar durumuna uygun olarak projelendirilmesi amacı ile, ilgili idare tarafından aplikasyon krokisi düzenlenir.
Proje müellifi, bu kroki ve yönetmelikte sayılan diğer veriler (yol kotu tutanağı, kanal kotu tutanağı) ile birlikte harita, mühendisi tarafından ölçekli olarak hazırlanan ve yapının oturacağı noktaları kesin olarak belirleyen aplikasyon belgesini esas alarak, Yönetmelikte öngörülen hususlar çerçevesinde, projesini hazırlamakla yükümlüdür. Yapının inşasına başlarken harita mühendisi, düzenlenen aplikasyon belgesinin araziye doğru olarak uygulanmasını sağlar. Ayrıca, özelliği olan yapılarda (kültür merkezi, ticaret merkezi, sağlık ve eğitim tesisleri, toplu konut ve kooperatif yapıları vb.) mimari projeye eklenen peyzaj projelerinin peyzaj mimarları tarafından hazırlanması zorunludur.
Projelerin teslimi sırasında idareye verilecek büro tescil belgesinin her iş için ayrı ayrı düzenlenmesi zorunlu olmayıp, yılda bir kez düzenlenen büro tescil belgesi örneği yeterlidir. Bu husus fenni mesuliyet uygulamalarında her iş için ayrı büro tescil belgesi aranması zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Daha Önce Yapılmış Müracaatlar
İmar Kanununun 29. maddesinde, "başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır" hükmü yer almaktadır. Bu hüküm, 5 yıllık ruhsat süresi içerisinde tamamlanamamakla birlikte bu süre dolmadan yenilenme ruhsatı talebinde bulunulan yapılar için geçerlidir. Dolayısıyla 2.9.1999 tarihinden önce, tüm projeler hazırlanarak ruhsat almak üzere ilgili idareye teslim edilmiş ancak, o tarihte ruhsat düzenlenmemiş ya da düzenlenmiş olmakla birlikte 2 yıl içinde yapının inşasına başlanmamış ise, bu durumda yukarıdaki hükümden yararlanmak mümkün değildir. Bu gibi hallerde, projelerin yürürlükteki plan, yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Ruhsat Yenileme İşlemleri
İmar Kanununun 31. maddesi, inşaatın bittiği günün yapı kullanma izninin verildiği tarih olduğunu, 5 yıl içinde bitirilemeyen yapılar için ruhsat yenilemesi yapılmadığı takdirde ruhsatın hükümsüz olacağını, bu durumda yeniden ruhsat düzenlenmesi gerekeceğini hükme bağlamıştır. Yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümlerine uygun olarak inşaat ruhsatına bağlanmış ancak, ruhsat süresinde yapı kullanma izni alınmamış yapının en az kaba inşaatının 5 yıllık süre içerisinde ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlandığının kanıtlanması halinde, ilgili idarece yapının yapıldığı tarihteki mevzuat uyarınca, yeniden ruhsat ve yapı kullanma izni düzenlenmesi mümkündür. Bu belge düzenlenmeden önce tapu müdürlüklerinden "cins tashihi" yapılması istenir.