‘İstanbul Turizm Ödülleri' sahiplerini buldu!
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce ikincisi düzenlenen “İstanbul Turizm Ödülleri” sahiplerini buldu
İBB'den alınan bilgiye göre İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce ikincisi düzenlenen “İstanbul Turizm Ödülleri”ni Başbakan Erdoğan, Bakan Günay ve Başkan Topbaş verdi. Törende konuşan Erdoğan, “İstanbul'a aşk ve sevdayla bağlanmanın neticesini almak, şehri geleceğe hazırlamak istiyoruz” dedi.
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce bu yıl ikincisi verilen “İstanbul Turizm Ödülleri”, İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu'ndaki törenle sahiplerini buldu. İstanbul Kongre Merkezi'ndeki törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Vali Muammer Güler, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, çok sayıda sanatçı ve turizmci ile iş ve sanat dünyasının temsilcileri katıldı.
Başbakan Erdoğan; “Türkiye müze bakımından fakir!...”
Törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir idareci olarak doğduğu ve büyüdüğü İstanbul'a farklı bir aşkı bulunduğunu belirterek, bunu belediye başkanlığı sürecindeki uygulamalarıyla göstermeye gayret ettiğini, başbakanlık görevine gelince de Türkiye'nin özeti olan İstanbul'u farklı ve layık olduğu konuma taşımak için gayret gösterdiğini söyledi. Göreve geldiklerinde turizm denilince akla sadece deniz, kum ve güneşin geldiğini ifade eden Erdoğan, o dönemde Türkiye'nin dünyadan çektiği turist sayısının 13 milyon, turizmden elde ettiği gelirin de 8.5 milyar dolar olduğunu söyledi.
Turizmde çeşitlendirmeye gidilince durumun değiştiğini ve 2008 yılı sonu itibariyle gelen turist sayısının 26 milyona, elde edilen gelirin de 22 milyar dolara ulaştığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin destinasyon noktasında çok büyük bir zenginliği olduğunu ve keşfedilmeyen zenginliği ve madenleri bulunduğunu belirtti. “İstanbul müzeler konusunda zengini mi? Türkiye müzeler zengini mi? Değil. Aslında biz müzeler noktasında çok fakir bir ülkeyiz” diyen Erdoğan, müzeler konusunda zenginleşmek için yapılması gereken yatırımlar olduğunu ve bu konuda özel sektör ile kamunun elele vermesi gerektiğini ifade etti.
İstanbul'a yönetici olmanın zorluklarından bahseden Erdoğan, Dünya Bankası ve IMF'in yıllık toplantılarının İstanbul'da yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bu millet güçlü bir millet. İnandığı zaman, azmettiği zaman olmaz denileni, zor olanı başaran bir millet. IMF inanmıyordu, 'Bu iş olmaz' diyordu. Biz de 'Biz büyük düşünen bir milletiz' diyorduk. Onların olmaz, bir yanlışlık olur, bu iş batar dedikleri bir noktada 13 ay gibi bir zamanda yerin 7 kat altında 125 bin metre karelik İstanbul Kongre Merkezi'ni bitirdik. Yüzümüzün akıyla toplantısını 200 ülkeden, 15 bine yakın katılımcıyla gerçekleştirdik. Bunların getirisi bitmedi. Getirisi bundan sonra olacak. Şimdi yatırımı yaptık, bundan sonra getirisi var. Rakamları otel sahipleri biliyor, İstanbul'da fiyatlar bayağı patlamış. 'Burada normal fiyatlar şöyleyken bu esnada 15 gün, 1 ay kala fiyatlar bayağı değişti' dediler. Bu arz-talep meselesi olduğu için değişebiliyor. Bunları gördük.”
“AKM'nin yeniden yapılmasından yanayım”
İstanbul'un otel sayısının artırılması gerektiğini belirten Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile bu konuyu görüştüğünü, bazı yerlerin de tespit edildiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) güçlendirmesinden veya restore edilmesinden yana olmadığını belirterek, “Orayı yıkıp yeniden yapmak, arkadaki bütün alanları da oraya katmak gerekir. Yapacaksak doğru yapalım. Ben israftan yana değilim. En güzelini ortaya koyalım. Dünyada meydanlar vardır, meydanlar... Bizim şurada Sultanahmet'ten başka meydanımız yok. O da tarihi eserleriyle meydan. Taksim Meydanı'nı meydan haline getirelim. Eserleriyle, her şeyiyle bir meydan haline getirelim. Yani orada salam, sosis dükkanlarını mı seyredelim? Çekim alanı olsun. Meydan dediğin budur. Bunu yapmamız lazım” diye konuştu.
Erdoğan, “İstanbul Turizm Ödülleri"nin verildiği törendeki konuşmasında ülke ve millet olarak İstanbul gibi bir inciye, mücevhere ve hazineye sahip olmanın gururunu yaşadıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti; “Boşuna dememişler; 'İstanbul'un taşı toprağı altın' diye. Yoksa deştiğiniz toprak altın değil, işte bunlar... Bunları çıkarmak önemli olan. Böyle nadide bir eseri elinde bulundurmak da ağır bir sorumluluk gerektiriyor. Bu kentin her neresine olursa olsun bir çivi çakarken bile enine boyuna düşünmek zorundayız. Yoksa yazık ederiz, ihanet ederiz. Bana göre, enine boyuna düşünmeden bu tür adımlar atmanın insan katletmekten farkı yoktur. Bu kadar önemli. Çünkü şehirlerin yaşayanların üzerinde hakkı vardır, yaşayanların şehir üzerinde hakkı
olduğu gibi.”
Galataport ve Haydarpaşaport gerekli…
İstanbul'a yönetici olmanın zorluğunu hep birlikte kolay kılacaklarını ifade eden Erdoğan, “Benim burada bir derdim var, bu derdimi sizlerle paylaşmak zorundayım, 'Ama siz Başbakansınız' demeyin. Bu, katılımcı olarak hepimizin ortak sorunu. Bakın, bizim bir Galataport ve Haydarpaşaport sorunumuz oldu. Bize yapmadıkları, takmadıkları yafta, söylemedikleri söz kalmadı. Eğer Galataport bitmiş olsaydı, o gördüğünüz Tophane, o mezbelelikler böyle olmayacaktı. Bütün o mezbelelikler temizlenecek, ortaya bambaşka tarihi bir Tophane çıkacaktı. Ben onu engelleyenleri tarihe havale ediyorum. Ümitsiz değilim. Biz yine burayla ilgili ihale çalışmalarımızı şu anda hazırlıyoruz, ama diyorum ki 'Siz ne güne duruyorsunuz?' Çünkü bu bir sivil hareket. Sizlerin de buna sahip çıkmanız ve destek vermeniz lazım. Oraya yaklaşacak kruvaziyer gemilerinden gelen turistler ülkeyi tanımakla kalmayacak, bırakacağı ekonomik desteği düşünün. Oraya gelen fakir turist değil, paralı turist olacak” şeklinde konuştu.
Proje gerçekleştiğinde oradaki tarihi eserlerin otele dönüşeceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti; “Orada, inanın İstanbullunun birçoğu bilmez, o salaş yapıların arkasında, arasında saat kulesi var. Muhteşem bir eser, ama çoğu bilmez, haberleri bile yoktur. Nargileye gelen bile farkında değil. Şimdi bunu temizlemek, oraları açığa çıkarmak, meydana çıkarmak bir vatandaş olarak da sorumluluğumuz. Görevimiz, bunu yapmaya mecburuz. Oradaki tarihi çeşmeler, camiler, yok olan eserler yeniden imar edildiğinde butik otellerle bambaşka bir Tophane meydana gelecek. Bu bizim görevimiz, ama önümüzde bariyerler var. O bariyerleri İstanbul sevdalısı olanlarla beraber aşacağız. Haydarpaşaport şu anda konteynerlerin istila ettiği bir yer. 'Haydarpaşa Lisesinin önü kapanacak' dediler. Öyle bir şey yok. Hepsine hazırız. Orada problem yok. Kimseye bireysel olarak böyle bir tahsis yok. Galataport'a dediler ki, 'Burayı Yahudi sermayesine veriyorlar.' Paranın milleti, ırkı, dini, milliyeti olmaz. Benim ülkeme gelip birisi bir çivi çakıyorsa, burada çalışacak olan kim? Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin çalışacak, kazanan biz olacağız. Artık bizim bu kalıpları, zihniyetleri değiştirmemiz, bundan kurtulmamız lazım. Bunlar çok çok geçmişte kaldı. Hala bunları değiştiremeyenler var.”
“Muhsin Ertuğrul'u yıktırmayanlardan teşekkür bekliyoruz”
Başbakan Erdoğan, “Muhsin Ertuğrul Sahnesi yıkılacak” denildiğinde kıyametler koptuğunu belirterek, “Yerine İstanbul Kültür Merkezi ve Lütfi Kırdar ile uyumlu, daha muhteşem bir Muhsin Ertuğrul yapacağız” dediklerini ve yaptıklarını hatırlattı. Erdoğan, “Buna inanmayanlar olduğunu ve kıyametler kopardı. Şimdi Muhsin Ertuğrul salonuyla, sahnesiyle, modern teknolojiyle hizmet veriyor. O günlerde yürüyüş yapanlar, kıyameti koparanlar, gösteri yapanlardan bugün bir teşekkür edenini göremezsin. Böyle olmaz. Vatandaşlık bilinci bu değil. Marifet iltifata tabidir, iltifatsız marifet zayidir. Öyleyse gereğini hep beraber yapacağız. Kıskanç olmanın anlamı yok. Takdir etmek izzettir. Bunu göstermek lazım” ifadelerini kullandı.
İstanbul'a aşk ve sevdayla bağlanmanın neticesini almak ve geleceğe hazırlamak istediklerini belirten Erdoğan, dünyada nice şehirler bulunduğunu, ama bir Kapalıçarşı'nın çeşnisinin orada bulunamayacağını söyledi. Erdoğan, “Birçok caddeler dolaşırsınız, ama bir İstiklal Caddesi'nin canlılığını oralarda bulamazsınız, çünkü İstiklal Caddesi'nde canlı ve neşeli insanlar görürsünüz. Bütün bunlar İstanbul'un farklılığını ortaya koyan güzelliklerdir” dedi.
İstanbul'un hiçbir döneminde bu kadar terk edilen, kenara köşeye itilen bir şehir olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, bunu hep beraber ele aldıklarını, İstanbul'un yeni bir sürece hazırlandığını anlattı. İstanbul'un turist sayısının 10 milyonun üzerine çıkması gerektiğini belirten Erdoğan, “Roma o kadar büyük rakamlara ulaşıyor da İstanbul niye ulaşmasın? Roma Türkiye'nin çektiği turisti çekiyor, biz de İstanbul'da bunu başarmak durumundayız” diye konuştu.
İstanbul'un dünya şehirleri arasında kongre merkezleri sıralamasında 15. sırada yer aldığını belirten Erdoğan, hedeflerinin ilk 10'a girmek olduğunu söyledi. Erdoğan, turizmin Türkiye'nin en önemli enerji kaynağı olduğunu vurgulayarak, bu noktada kalmamak için daha ciddi ve kararlı adımlar atılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bakan Günay; “İstanbul'u kongre turizminin merkezi yapacağız”
Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da yeni kongre merkezleri yaparak, İstanbul'u kültür ve kongre turizminin merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını belirterek, İstanbul'a hizmet etmenin dünyanın en güzel duygularından biri olduğunu söyledi. İstanbul'a, vatana ve insanlığa hizmet etmenin, bir anlamda ibadetle eşdeğer olduğunu dile getiren Günay, İstanbul ile ilgili yaptıkları güzel çalışmaların karşılık görmeye başladığını belirtti.
Türkiye'nin turizmde Eylül ayı sonu itibariyle artı 1,41 rakamını yakaladığına dikkat çeken Bakan Günay, bu rakamın yakalanmasında İstanbul'un çok büyük payı olduğunu ifade etti. Geçen yıl İstanbul'a 7,5 milyon turist geldiğini, hedeflerinin 2010 yılında 10 milyon turisti ağırlamak olduğunu vurgulayan Günay, “Yeni kongre merkezleri yaparak, İstanbul'u kültür ve kongre turizminin merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz. İstanbul'u kongre turizminde ilk 10'a sokmayı hedefliyoruz” dedi.
Ödül töreninde Ankara Devlet Operası ve Balesi sanatçılarının verdiği konser ayakta alkışlandı. Törende, “Etkinlik” dalında ödüle değer görülen Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer'e ödülünü, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan verdi. Suna ve İnan Kıraç, “Onur Ödülü”ne layık görülürken, İnan Kıraç, ödülünü Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın elinden aldı. İstanbul Valisi Muammer Güler, “Özel Ödül”e değer görülen THY Genel Müdürü Temel Kotil adına Mahmut Kahraman'a ödülü verirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise “Yaratıcı Proje” dalında Nedret Butler'e ödülünü verdi. Törende Kültür ve Turizm Bakanı Günay, turizme katkılarından dolayı Başbakan Erdoğan'a da şükran plaketi sundu.