Abdullah Kiğılı: Günlük satışın yüzde 90’ı kredi kartıyla yapılıyor!
Abdullah Kiğılı Vatandaşın geliri yüzde 10, yüzde 20 seviyelerinde artacak ki fazlasını giyim eşyasına harcasın. İhtiyacını kredi kartıyla alıyor, takside böldürüyor. Günlük satışın yüzde 90’ı kartla...
Enflasyonun yüzde 7-8’lere düştüğünü söyleyen Abdullah Kiğılı ekliyor: Vatandaşın geliri yüzde 10, yüzde 20 seviyelerinde artacak ki fazlasını giyim eşyasına harcasın. İhtiyacını kredi kartıyla alıyor, takside böldürüyor. Günlük satışın yüzde 90’ı kartla.
Abdullah Kiğılı hazır giyim sektörünün ‘en kıdemlilerinden.’ 1969’da ilk mağazasını İstiklal caddesinde açtı. Şimdi yurtiçinde 210, yurtdışında 17 mağazası var. Yurtiçindeki 210 mağazadan 194’ü orta ve alt gelir grubuna hitap eden Kiğılı, 16’sı da üst gelir grubunu hedefleyen, sınırlı sayıda koleksiyon yapan Abdullah Kiğılı. 62 ildeki mağaza sayısını iki yılda 19 ile de girip, 2015 sonunda 81 ilde var olmak istiyor. Sektörde 50 yılını tamamlayan Abdullah Kiğılı ile ‘markalarını’ ve hazır giyim sektörünü konuşuyoruz.
DÜNYADA TAKSİT YOK AMA...
- ‘Ortadoğu’nun en ucuzuyuz’ diyordunuz.
Kesinlikle doğru. Halkın alım gücü arzu edilen kadar artmıyor. Enflasyon yüzde 7-8’lere düşmüş durumda. Ancak vatandaşın geliri yüzde 10, yüzde 20 seviyelerinde artacak ki fazlasını giyim eşyasına harcasın. Geliri bu kadar artmayınca alamıyor. Alamayınca da dünyada hiç uygulanmayan bir sürü sistem var. Dünyada hazır giyim perakendeciliğinde 8 taksitle, 10 taksitle mal satan ülke yok. Bu büyük bir imkan. Hükümet banka kartlarını, taksitli alışverişi kaldırırsa, biz havlu atarız, mümkün değil satış yapmamız. Akşam kasayı kapattığımızda görüyoruz ki günlük satışın yüzde 90’ı kredi kartıyla. Son bir, iki yıldır en az kârla mal satıyoruz. Ya yeni ortak getireceksiniz, ya mal mülk satacaksınız, ya da babadan kalan parayı koyacaksınız. Hiçbirini yapamıyorsanız da, küçük kalacaksınız.
BU ÇOK HASSAS BİR DENGE
- Hükümetin tavrı belli. İnsanlar alım gücünün üstünde borçlanıyorlar. Buna katılmıyor musunuz?
Hükümet, halkın belli oranda tasarruf yapmasını istiyor çünkü ayda ortalama 5 milyar dolarlık bir cari açıkla karşı karşıyayız. Bu açığın da yüzde 90’ı enerjiden kaynaklanıyor. Hükümet de diyor ki, insanlar ne kadar tasarruf yaparsa bizim cari açığımız azalacak. Cari açık azalırsa enflasyonu daha rahat indireceğiz. İnsanların gelirini daha rahat artırma imkanımız olacak, üstündeki vergileri daha rahat indireceğiz. Dolayısıyla tasarrufa sevk etmeye çalışıyor. Bir taraftan da öyle bir denge ki bu, terazinin kefelerini öyle bir ayarlamak lazım ki, fazla tasarruf yapıldığı takdirde harcamalar azalıyor. Bu sefer fabrikalar kapanacak. Fabrikaların kapanması demek, istihdamın azalması demek. Çalışan kişinin azalması, ihracatın azalması demek. Doğru bir şekilde yapmanın yolu da var. Hükümet yatırımları çok güzel teşvik ediyor. Çok şükür ki terör bitti. Anadolu’da 5’inci, 6’ncı bölgelerde devlet her türlü imkanı sağlıyor.
ERZİNCANLI ELAZIĞLI BİNGÖLLÜ MALATYALI
- Malatyalı mı, Erzincanlı, Elazığlı, Bingöllü müsünüz?
Vallahi doğru. Ecdadım Kiğılı. Kiğı önce Erzincan’a bağlı. Vilayetler çoğalmaya başlayınca, Elazığ’a bağlıyorlar. Bu sefer Elazığlı oluyoruz. Derken Bingöl’ü vilayet yapıp, Bingöl’e bağlıyorlar. Hala o günden beri Bingöl’de. Yani ben Erzincan’dan çıktım, Elazığ’a geldim, Elazığ’dan çıktım, Bingöl’e geldim. Ecdadımın olduğu yer 5 bin nüfuslu ilçe, adı Kiğı. 1908 veya 1910’da dedem aileyi topluyor, Kiğı’dan çıkıp, Malatya’ya geliyor. Babam Malatyalı kız alıyor, ben, kardeşlerim Malatya’da doğuyoruz. Ailenin büyükleri Kiğılı, küçükleri Malatyalı.
BOŞUNA 44 PLAKA VERİLMEDİ
- Hazır giyimde Malatyalıların hakimiyeti var değil mi?
Müthiş. İplik, tekstil, hazır giyimde Malatya ve ilçelerinden fışkırıyor. LC Waikiki’nin sahibi Vahap Küçük, Sabri Özel, Batik’in sahibi var, Mekan yataklarının sahibi Metin Kaya Çağlayan var, bir de Abdullah Kiğılı var. Zeki insanlardır Malatyalılar. 44 plaka numarası da oradan kaynaklanıyor, yani dört dörtlük insanların bulunduğu yer.
YAN YANA AÇILAN AVM’LEROKUL VEYA HASTANE OLACAK
İyi idare edilemeyen, yan yana açılan kimi AVM’ler okul ya da hastane olacak. Bunu ilk 5 yıl önce söylediğimde herkes bana güldü. Bugün geçekleşmek üzere. Bir kere AVM’nin yeri çok önemli. Trafiğe uygun olacak, marka karışımı çok iyi olacak, çok iyi yönetilecek. Bunların içinde eksik gördüğünüz zaman otomatik olarak çarşı bir süre sonra kan kaybetmeye başlıyor. Kan kaybeden AVM’lerde kapanmak üzere olan, kapananlar var.
- Siz yeni AVM’lerde yer almayacağım, 8 mağazayı da kapatacağım diyordunuz.
Bu sene 16 mağazayı kapattık. Belli bir kısmı AVM’ydi. Caddelerde de kapattık, o şehirde hiç AVM yokken 5-10 yıl önce açmışız. Şehirde AVM açıldığında o cadde çöküyor. En basiti pazar günleri cadde mağazaları kapalı, hafta içi akşam 8’de kapatılıyor. AVM’lerde ise akşam 10. Benim işim erkek giyimi. Erkek işten çıkıyor alışverişe gidiyor. Bizde alışveriş 4’ten, 5’ten sonra başlıyor. Kadın mağazasında ise gidin, sabah 10’da müşteri vardır.
50 TÜRK MARKASI
Alt alta yazın, üst üste toplayın, kadın giyimi, erkek giyimi, çocuk, spor giyimi Türk markalarının adedi maalesef 50’yi geçmiyor.
- Sürekli yeni AVM’ler açılıyor ama sonuçta bahsettiğiniz bu 50 marka yer alıyor. AVM’ler arasında farklılık nasıl oluşacak?
50 yerli marka yer alıyor ama gittikçe artan yabancı marka var. Gelmeye de devam edecekler.
‘M’ İLE ‘7XL’ AYNI FİYATA MI SATILMALI?
- Kiğılı ve Abdullah Kiğılı koleksiyonlarında battal boy ne kadar yer alıyor? Biraz önce mezurayla ölçerken de baktım, sizin göbeğinizi ölçmeye yetmiyor.
Big and tall diye bir üretimimiz var… Hem uzun boylu, hem de vücutlu insanlar için üretim yapıyoruz. Henüz az biliniyor. Müşteri gelip de uygun kıyafet buldu mu, neredeyse reyonun tamamını satın almak istiyor.
- Siz nasıl oldu da bugüne kadar, göbeği fazla olanların talebini ihmal ettiniz?
Burada sabır lazım, hızlı üretim yapamıyorsunuz. Müşteri kitlesinin burada ürün olduğunu bilmesi lazım. Çoğu müşteri nasıl olsa benim boyuma, göbeğime uymaz diye mağazaya girmiyor.
- Medium beden ile 7XL aynı fiyat olması, zayıflara haksızlık değil mi, sonuçta diğerine göre iki kat kumaş harcanıyor?
Aynı para. Küçük bedeni satarken zorlanıyoruz. Büyük bedenden fark istersek müşteri infial eder. Fiyatımızı ufak bedene göre ayarlıyoruz, aradaki farkı biz sineye çekiyoruz.
ELİNİ KOLUNU SALLAYAN TÜRKİYE'YE GELİYOR
Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, dünyanın ‘A plus’ markaları, Avrupa’nın birinci sınıf markaları, ikinci sınıf markaları, hatta üçüncü sınıf markaları burada. Elini kolunu sallayan buraya geliyor. 1994 senesinde bir gümrük birliği anlaşması yapmışsınız, olabilecek her şeyi vermişsiniz. Karşılığında bir gram Türkiye lehine en ufak madde yok. Türkiye gibi 75 milyonluk pazarda hepsinin gözü var. Avrupalı da keyfinden gelmiyor. Daha da gelecekler. Onların nüfusu yaşlı. İnsanlar yaşlandıkça giyim kuşamdan merakı biter.
BİZ KOLAY GİDEMİYORUZ
İki gün sektörü dolaşın, üçüncü gün yerini tutarsınız, sekizinci günde de mağazayı açarsınız. Bunu Avrupalı için söylüyorum. Ama Avrupa’da biz mağaza açmaya kalktığımızda bin dereden su getirtiliyor. Bir kere yer var mı, olsa bile müsaade yok. O caddede belli sistem dolduysa, sıra bekliyorsunuz. Türkiye ise kolay bir ülke haline gelmiş.
TÜRKLERE, İRAN PAZARI YETECEK
Türkiye’de hangi marka olursa olsun, Batı’ya gözünü çevirenlerin büyüme şansı yok. İsteyenle istediği kadar bahse girerim. Türk imalatçısı gözünü Kuzey, Güney ve en fazla Doğu’ya çevirmeli. Doğu’da tüm Türki Cumhuriyetleri’nde istediğiniz gibi gidin. Oralarda insanların alım gücü gittikçe artıyor. Maden, doğalgaz ve petrol sayesinde. İnsanların cebine çok para giriyor. Herkesin gitmesi gereken ülkelerin başında Çin geliyor. Tabii ki iyi etüt yapması lazım. Hindistan müthiş bir nüfus. Yakın bir gelecekte iddia ediyorum ki İran ile karşılıklı ticaret anlaşmalarıyla doğru bir yere vardığı takdirde Türk firmalarına bir tek İran pazarı bile yetecek. Şuanda, iş gayri resmi yürüyor, sınır ticareti ile yürüyor. Resmi yoldan girdiğinizde çok büyük vergi yükü var. Bunlar kısa sürede halledildiği takdirde Türk hazır giyim sektörünün önü çok açık. Marka olmak tabii ki kolay değil, yıllar, geçmesi lazım. Organize perakende 2020’lerde en çok gelişen sektör olacak, en çok istihdam yaratan sektör olacak.
Funda Özkan/ Akşam Gazetesi