Adana ve Mersin'deki tarihi evlerin ihmali!
Adana ve Mersin'de, çoğunluğu bir asrı aşkın geçmişe sahip tarihi evler, kullanıma açılmayı bekliyor.
Adana İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık, il merkezinin yanı sıra bazı ilçelerde de sahipleri ya da belediyeler tarafından restoresi yapılarak geçmişi günümüze taşıyan sanat abidelerinin bulunduğunu, bazılarının kurtarıldığını, ancak daha kurtarılacak çok sayıda tarihi yapı bulunduğunu söyledi.
Arık, Kültür ve Turizm Bakanlığının ''tescilli kültür varlıklarının'' yok olmasının önüne geçmek için karşılıksız kredi verdiğini anımsatarak, ''Bakanlığımızın mülk sahiplerine yönelik karşılıksız kredi desteği var. Bu yılın başvuruları mart ayına kadar devam edecek. Bu imkanı değerlendiren tescilli yapı sahipleri, bu yapılarını işyeri olarak da kullanabiliyor. Bunun için mülk sahiplerinin hazırladıkları proje ile il müdürlüğümüze başvurmaları yeterli olacak'' dedi.
Bakanlığın bu uygulaması sayesinde Türkiye genelinde yok olmaya yüz tutmuş tarihi değerlerin harabe olmaktan kurtarıldığını, bunun daha da yayınlaştırılması gerektiğini belirten Arık, ''Bakanlığımızın yanı sıra Toplu Konut İdaresi de bu yapıların yeniden kazanımı için kredi desteği sağlıyor'' diye konuştu.
Arık, böyle bir çalışmayı düşünen mülk sahiplerine, özellikle Tepebağ ve Kayalıbağ mahallelerinde yoğunlaşan, restorasyonu yapılmış Adana evlerini incelemelerini önerdi.
SİLİFKE'NİN YAŞAYAN TARİHİ
Bu arada, Silifke Müze Müdürü İlhami Öztürk, ilçede ayakta kalma savaşı veren çok sayıda tarihi ev bulunduğunu belirterek, ''Silifke'nin yaşayan tarihi olan bu evlerimiz yıllara direnmelerine rağmen ihmale yeniliyorlar'' dedi.
İlçe merkezinde, 1920'li yıllarda yapılmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da sivil mimarlık örneği olarak tescillenmiş 15 adet tarihi ev bulunduğunu belirten Öztürk, bu binalardan birinin Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırma işleminin devam ettiğini, diğer binaların mülkiyetinin ise şahıslara ait olduğunu bildirdi.
Öztürk, Bakanlığın tescilli binanın onarımı için verdiği kredi imkanından tüm mülk sahiplerinin faydalanması önerisinde bulunarak, şöyle devam etti:
''Vatandaşlarımızın, tarihi binalarının tescilini yaptırmakta çekimser kaldıklarını gözlemliyoruz. Oysa, bu yapıların tescili onlara birçok avantaj sağlıyor. Çok sayıda ilimizde restoresi yapılmış bu yapılar lokanta, turistik eşya satış mağazası gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Bu örneklere dikkat edilmesini öneriyoruz.
Karadeniz'de yaptığım bir gezi sırasında, oradaki insanların kendi mülklerini tarihi yapı olarak tescillemek için çaba harcadıklarını gözlemledim. Oysa, Silifke'de bu konuda duyarsız davranılmasının bilgi eksiğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bize bu konuda başvuruda bulunan tüm vatandaşlarımıza yardımcı olmaya hazırız. Bu binaları belediyeler de kamulaştırarak, halkın kullanımına sunabilirler.''
Arık, Kültür ve Turizm Bakanlığının ''tescilli kültür varlıklarının'' yok olmasının önüne geçmek için karşılıksız kredi verdiğini anımsatarak, ''Bakanlığımızın mülk sahiplerine yönelik karşılıksız kredi desteği var. Bu yılın başvuruları mart ayına kadar devam edecek. Bu imkanı değerlendiren tescilli yapı sahipleri, bu yapılarını işyeri olarak da kullanabiliyor. Bunun için mülk sahiplerinin hazırladıkları proje ile il müdürlüğümüze başvurmaları yeterli olacak'' dedi.
Bakanlığın bu uygulaması sayesinde Türkiye genelinde yok olmaya yüz tutmuş tarihi değerlerin harabe olmaktan kurtarıldığını, bunun daha da yayınlaştırılması gerektiğini belirten Arık, ''Bakanlığımızın yanı sıra Toplu Konut İdaresi de bu yapıların yeniden kazanımı için kredi desteği sağlıyor'' diye konuştu.
Arık, böyle bir çalışmayı düşünen mülk sahiplerine, özellikle Tepebağ ve Kayalıbağ mahallelerinde yoğunlaşan, restorasyonu yapılmış Adana evlerini incelemelerini önerdi.
SİLİFKE'NİN YAŞAYAN TARİHİ
Bu arada, Silifke Müze Müdürü İlhami Öztürk, ilçede ayakta kalma savaşı veren çok sayıda tarihi ev bulunduğunu belirterek, ''Silifke'nin yaşayan tarihi olan bu evlerimiz yıllara direnmelerine rağmen ihmale yeniliyorlar'' dedi.
İlçe merkezinde, 1920'li yıllarda yapılmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da sivil mimarlık örneği olarak tescillenmiş 15 adet tarihi ev bulunduğunu belirten Öztürk, bu binalardan birinin Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırma işleminin devam ettiğini, diğer binaların mülkiyetinin ise şahıslara ait olduğunu bildirdi.
Öztürk, Bakanlığın tescilli binanın onarımı için verdiği kredi imkanından tüm mülk sahiplerinin faydalanması önerisinde bulunarak, şöyle devam etti:
''Vatandaşlarımızın, tarihi binalarının tescilini yaptırmakta çekimser kaldıklarını gözlemliyoruz. Oysa, bu yapıların tescili onlara birçok avantaj sağlıyor. Çok sayıda ilimizde restoresi yapılmış bu yapılar lokanta, turistik eşya satış mağazası gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Bu örneklere dikkat edilmesini öneriyoruz.
Karadeniz'de yaptığım bir gezi sırasında, oradaki insanların kendi mülklerini tarihi yapı olarak tescillemek için çaba harcadıklarını gözlemledim. Oysa, Silifke'de bu konuda duyarsız davranılmasının bilgi eksiğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bize bu konuda başvuruda bulunan tüm vatandaşlarımıza yardımcı olmaya hazırız. Bu binaları belediyeler de kamulaştırarak, halkın kullanımına sunabilirler.''
Binaların cephesinde mimarisi bozulmadan iyileştirme de yapılabileceğini belirten Öztürk, ''Ayrıca vatandaşlarımız binaların tadilatını yaptırdıktan sonra Adana Koruma Kurulu'na sunup, işletme olarak da kullanabilir. Nitekim Taşucu Caddesi üzerinde de bir vatandaşımız, binasını onarıp, kafe olarak işletmeye açtı. Diğer vatandaşlarımız da bunu örnek alabilir'' dedi.
- Sabah -