26 / 07 / 2024

Ahşap teknoloji yaşam garantili bir sistemdir...

Ahşap teknoloji yaşam garantili bir sistemdir...

Dünyada meydana gelen depremlerde yıkılmayan binalar nasıl ve hangi sistemlerle inşa ediliyor sorusu bizim ülkemizde hala gündem de değil.. neden acaba


SENTEZ MEKANİK 10. YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADI!


Aslında Dünya da meydana gelen bu depremlerde yıkılan binaların neden hep beton yapılar olduğu bizim ülkemizde hala sorgulanmaya başlanmadı.

Bakınız bunlar yeterince incelenmeden ve araştırılmadan bir sonuca gitmek çok zor.. çünkü ciddi olarak bu konunun üzerinde başta devlet kurumları, üniversiteler, odalar, stklar ve diğer kuruluşların işin üzerine gitmesi ve eğilmesi gerekiyor.
Eskilerin bir tabiri var, derler ki benim oğlum bina okur, döner gelir yine okur!
Bir felaket oluyor, yıllardır aynı konuları konuşup duruyoruz.

Aslında ortada ki durumun kısa özeti şu; kamunun ve diğer kurumların bir sevdası var, betonseverlik!
Bu bence çaresizliğin de fotoğrafı.. ailesini yok eden katile aşık olmak gibi bir tuhaf sendrom bu.. anlamak mümkün değil.
Çare ve alternatif olarak düşünülmesi hatta uygulanması gereken sistemler ortada iken ahşap sistemin bilerek görülmemesi hatta medya tarafından bile konunun sorgulanmamasının bir açıklaması olmalı

İşte son örnek, Van da meydana gelen 7.2 lik depremin ardından 5.6 lık deprem de mühendislerin ve mimarların baktığı binalar bile yerle bir olmuşken, çok güvenilen betonu yapı denetimine bile soksanız yıkılıyor.. sağlamlık, dayanıklılık, mukavemet falan hep hikaye.

Dünya devletleri deprem bölgelerinde betonarme sistemi yasaklıyor ve kesinlikle uygulatmıyor.. neden, çünkü betonarmenin insanoğlu için zararlı bir sistem olduğu biliniyor.. iyi de bizde bilinmiyor, öyle mi
Peki biz hala bu beton sisteminde neden ısrar ediyoruz

Devam edelim.. ortaya şöyle bir soru atalım Depremler de siz hiç ahşap sistemle veya alelade tahtalarla inşa edilen bir evde öleni duydunuz mu

Yok.. peki o zaman şu noktaya erişmek çok mu güç; depremi sıklıkla ve şiddetli yaşayan Abd veya Japonya gibi ülkelerde meydana gelen depremlerde oluşan zarar-ziyan ve zayiatın tamamının sadece beton dan kaynaklandığına göre malum bizim ülkemizde de betondan kaynaklanıyor- bu ülkeler tedbir olarak ne yapmış derseniz

1-Zemini zayıf olan bölgelerde ahşap sistemin dışında hiçbir sisteme izin vermemiş.
2-Betonarmeyi sadece belirli bölgelerde inşasına izin verilmiş.. ve Ahşap teknolojiyi de teşvik etmiş.
3-Toplumsal eğitim ve bilinçi daha ilköğretim çağından beri okullarında öğretiyorlar.
.. gerisi ise prospektüs bilgiler.

Aslında neyin ne olduğu çok iyi biliniyor da bizim ülkemizde ki bakış açısı tamamen zihniyetle alakalı olsa gerek!
Veya çare Dünya standartlarına göre belli de ne yapalım bizim ülkemizde ki inşaatçılar ahşabı bilmiyor, hepsi betoncu diye mi düşünülüyor

İcranın başında ki insanlar daha cesur olmalılar.. bu felaketlerin İstanbul da olduğunu düşünmek dahi istemiyorum.. maazallah ülke belini bile doğrultamaz.

Peki medyaya ne demeli

Depremle ilgili prospektüs bilgiler hayat kurtarmıyor ki.. ortada ki sistemi baştan aşağı değiştirmek gerekiyor.. ben genel olarak inşaat sistemi, imar hakkı ve yapı denetiminin sil baştan değiştirilmesinden bahsediyorum.
Dünya da ne oluyor bir bakın araştırın.. takılmışsınız betona kalmışsınız.
Yoksa bir reklam kaygısı mı var da neden bu betonda bu kadar ısrar ediyorlar, anlamış da değilim.
Sonuç olarak iş nerede derseniz cehalet, cesaret ve cüzdan arasında sıkışıp kalmış.. kimse ne yapacağını bilmiyor.

Bakınız, insanoğlunun inşa ettiği yapılarda kullandığı malzemeler belli.. demir, çimento, beton vs.
Peki bu inşaatlarda kullanılan malzemelerin bir çoğunda kimyasal özellik var mı Var.

Atık çıkarıyor mu Çıkarıyor.
Kirlilik sorunu var mı Var.

Nem ve rutubet ile radon gazının verdiği sağlık problemleri var mı Var.

Yani betonarme sistem doğal olmayan ve insanoğlunun kendi imalatı bir malzemeler topluluğu.. tabiata, çevreye ve her şeye zarar veriyor.

Peki Ahşap ise doğal bir malzeme.. esnek, taşıma gücü yüksek, ergonomik, estetik, sağlıklı, hatta bakım gerektirmeyen, nitelikleri ve nicelikleri saymakla bitmeyen.. Yaradanın özel imalatı bir malzeme.. demek fark imalattan kaynaklanıyor.
İmalatı geçelim.. üretiminden uygulanmasına, kullanımından bakımına kadar hadi betonu ahşapla kıyaslayalım;
Malum beton çok masraflı ve bakımı ağırdır.. ahşap ise bakım gerektirmez.
Betonun imalatı ve üretiminde kirlilik esastır.. ahşap ise temiz ve doğaldır.
Betonun insana ve çevreye verdiği atık ve kimyasal zarar inanılmazdır.. ahşap ise çevreye oksijen verir.
Beton hastalık üretir.. ahşap sistem ise insanı gençleştirir.

Betonarme evler de yaşayanların radon gazına maruz kaldığı için akciğer, solunum ve eklem rahatsızlıkları yaşadıklarını bilim adamları ispatlanmıştır.. ahşap sistemle inşa edilen evlerde ise, yaşayanlara sağlık, zindelik ve ömür kattığı gene  bilim adamları tarafından ispatlanmıştır.

Beton evlerde 300-400 bekerel radon ölçülürken, ahşap evlerde bu oran 30 bekerel seviyesindedir.
Dünya Sağlık Örgütü"ne göre dünyadaki akciğer kanserli hastaların %15' inin beton evlerde yaşamak kaynaklanan radon gazının sebep olduğu.. çünkü radonun topraktan havaya geçen doğal bir radyoaktif gaz olduğu açıklandı.
Betonarme çevreye her gün zarar verir.. ahşap ise çevreye dosttur.
Ahşabın estetik değerleri ve mimariye kattığı güç betonla kıyas bile olmaz.
Beton korozyona tabidir, çürüme ise kaçınılmazdır.. kullanılan demir ve çimento ömrü olan kimyasal malzeme olduğu için miyadı bellidir.. ahşap ise korozyon, paslanma ve çürüme gibi sorunlara muhatap değildir.
Ahşap evler dayanıksız olduğu için çürür iddiası ise koca bir yalandır.
Betonun ömrü max. 50-60 yıldır.. çeliğin ömrü ise paslanmaya dayanamadığı için 20 yıldır.. halbuki ahşap periyodik bir bakımla yüzlerce yıl yaşayacak, depreme karşı en güvenli yapılardır.
Bugün ülkemizde yüzlerce yıldır ayakta olan ev, kervansaray, cami, kilise, okul, külliye vb.gibi eserler dimdik ayaktadır.. ki bu yapılar günümüz teknolojisine göre de inşa edilmemiştir.
Beton iklimlere göre değişkendir.. sıcak iklimlerde korozyon sebebiyle ömrü 20 yıldır.. soğuk iklimlerde ısıtma hem külfetlidir hem de yalıtım değerleri ve ısı koruması düşüktür.
Ahşap ise tüm iklim koşullarına göre ideal bir sistemdir.. iklim değişikliklerinden hiçbir şekilde etkilenmez.
Betonun yalıtım ve izolasyon değerleri düşüktür.. ahşabın ise ısı sığası çok yüksek olduğu için ısıtma ve soğutması hızlı ve kolaydır.. ve çokta ekonomiktir.

Betonun bakım masrafları ağır ve külfetlidir.. ahşabın ise bakım gerektirmeme özelliği vardır, periyodik bir bakımla neredeyse ölümsüz bir yapı malzemesidir.

Ahşap hafif ama sağlam bir malzeme olması nedeniyle ağırlığının çok üstünde yük taşıma kapasitesine sahiptir.
Bu özelliği nedeniyle yapısal sisteminde sağlamlık açısından betonarme ve çeliğe fark atmaktadır.. bu nedenle ahşap yapılar hafif olurlar ama diğer yapı malzemeleri kadar yük taşıyabilirler.
Bakınız 1 cm kalınlığındaki bir ahşap duvarın izolasyon değeri 16 cm kalınlığında bir tuğla duvara eşittir.

Bakınız ülkemizin de bulunduğu Kuzey yarımküre 4 mevsim yaşanılan, iklimsel özellikleri hemen hemen aynı paralel ülkelerden oluşuyor.

Depremlerde bu kuşak üzerinde bulunan Japonya, İran, Türkiye, ABD gibi ülkelerde yüksek yaşanıyor.
Halbuki aynı kuşak üzerinde bulunan Avrupa ülkeleri ile Kanada deprem bölgesi değil.. ama bu ülkelerde ahşap sistem teknoloji çok yoğun olarak kullanılıyor, neden acaba

Depreme maruz kalınmıyor ama ahşap sistem teknolojisini tercih ediliyor
Dünya da ki örnekler ise ortada.. ABD de evlerin % 85i, Kanadanın %90ı, İskandinav ülkelerinin %70i ahşap sistemle inşa edilen yapılardan oluşuyor.

Nasıl olur, halbuki sağlam, dayanıklı ve emniyetli beton evlerde yaşamıyorlar gitmişler ahşap evlerde yaşıyorlar!!
Nasıl olur

Düşünüyorum da bu Amerikalılar, Kanadalılar ve İskandinav insanları gerçekten çok salak, bakın biz Türklere ne kadar da akıllıyız!
Deprem oluyor o ülkelerde şişeler yıkılıyor, bizde ise canlar devriliyor.

Türkiye depreme karşı sağlam olmayan, mukavemetsiz ve zayıf olan beton sistemini ve sevdasını bırakmak, ahşap sistemi ve teknolojisini öğrenmek zorundadır.

Aksi halde ortada ne kamu güvenliği kalır ne de toplum sağlığı.. tabi gelecek nesillerin daha sağlıklı, güvenli ve huzurlu ortamlarda yetişmesini istiyorsak kentsel dönüşüm bir yere kadar çaredir, tamam.. ya sonrası
Herkesi bu konuda düşünmeye, araştırmaya ve sağduyuya davet ediyorum.
İyi haftalar.

Hüseyin Kuru

[email protected]


Geri Dön