26 / 11 / 2024

Aile konutu tapu iptali ve tescil davası!

Aile konutu tapu iptali ve tescil davası!

Aile konutu, tapuda aile konutu şerhi konulmuş olduğu halde eşten izin almadan satılırsa, bu satış geçersiz oluyor. Satışa onay vermeyen eş, tapu iptal ve tescil davası açabiliyor. İşte aile konutu tapu iptali ve tescil dava örnekleri..




Aile konutu tapu iptali ve tescil davası!

Aile konutu şerhi, malik olan eşin bu ev üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlayıcı özellik taşıyor. Bilindiği üzere; Aile konutu resmen evli olan karı-kocanın beraber yaşadıkları, ortak yaşamlarını birlikte geçirdikleri, sürekliliği olan konut olabiliyor.


Bu evlerin tapusu üzerinde "aile konutu şerhi" konulması halinde; malik eş ancak eşin rızasını alarak tasarruf işleminde bulunabiliyor.


Aile konutu, tapuda aile konutu şerhi konulmuş olduğu halde eşten izin almadan satılırsa, bu satış geçersiz oluyor. Satışa onay vermeyen eş, tapu iptal ve tescil davası açabiliyor.


Bu davada yapılan satış işlemi ve üçüncü şahıs üzerinde kayıtlı olan aile konutuyla ilgili tapu kaydı iptal ediliyor. Buna karşın; Yeni malik satıştan sonra rızası olmayan eşten onay alarak geçersiz olan aile konutu satışını geçerli hale getirebiliyor.


Aile konutu tapu iptali ve tescil dava örnekleri:


T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/17326

K. 2011/6399

T. 11.4.2011

 

• AİLE KONUTU ( Aile Kontu Olması Nedeniyle İpoteğin Kaldırılması – Evlilik Birliği İpotek Veren Davalının Yargılama Devam Ederken Ölümü Nedeniyle Sona Erdiğinden Davanın Konusuz Kaldığı )

 

• İPOTEĞİN KALDIRILMASI ( Aile Konutu – Evlilik Birliği Ölümle Sona Erdiğinden Konusuz Kalan Davanın Reddi Gereği )

 

4721/m. 194

 

ÖZET : Dava, aile konutu olması sebebiyle ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir.Evlilik birliği ölümle sona erdiğinden, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin uygulanma olanağı kalmamıştır. Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekir.

 

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm ipoteğin kaldırılması talebinin reddi, vekalet ücreti, icranın durdurulması ve icra inkar tazminatı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı bankanın temyiz itirazları yersizdir.

 

2- ) Davacının temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede;

 

Dava, aile konutu olması sebebiyle ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine dayanmaktadır. Toplanan delillerden ipotek veren davalının 15.8.2009 tarihinde, yargılama devam ederken öldüğü anlaşılmaktadır. Evlilik birliği ölümle sona erdiğinden, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinin uygulanma olanağı kalmamıştır. Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

 

SONUÇ : Temyiz edilen hükümün yukarda 2. bentte açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin yukarda 1. bentte açıklanan sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2009/1-401

K. 2009/473

T. 4.11.2009

 

• ÇAPLI TAŞINMAZA ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL ( Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Dava Açılmakla Muvafakatin Geri Alındığı – Talebinin Kabulü Gereği )

 

• ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL ( Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Davalının Taşınmazın Aile Konutu Olduğu Yolundaki Savunmasına Kayıt Maliki Davacı İle Davalının ve Eşiyle Arasında Hukuki Bir İlişki Kurulmadığına Göre Davacıyı Bağlamayacağı – Kabulü Gereği )

 

• ECRİMİSİL ( Talebinin Kabulü Gereği – Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Dava Açılmakla Muvafakatin Geri Alındığı )

 

• AİLE KONUTU ( Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Davalının Taşınmazın Aile Konutu Olduğu Yolundaki Savunmasına Kayıt Maliki Davacı İle Davalının ve Eşiyle Arasında Hukuki Bir İlişki Kurulmadığına Göre Davacıyı Bağlamayacağı – Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil Talebi )

 

4721/m. 683

 

ÖZET : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Boşanmadan önce davalı ile birlikte davacının oğlunun taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettikleri dosya kapsamı ile sabittir. Dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının davalıya ihtar çekerek taşınmazı boşaltmasını istediği de sabittir. Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasına kayıt maliki davacı ile davalının ( ve eşiyle ) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır.

 

Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının davalıya çektiği ihtarname de gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekir.

 

DAVA : Taraflar arasındaki “fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.12.2006 gün ve 2005/619-2006/1388 sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.06.2007 gün ve 2007/6328-7159 sayılı ilamı ile;

 

( … Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.

 

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

 

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu üzerinde “kargir ev” niteliğinde bina bulunan 437 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamakla beraber binadaki bir bölümü kullandığı anlaşılmaktadır.

 

Davacı, davalının gelini olduğunu, oğlu ile birlikte oturmasına dair verdiği izne dayalı olarak taşınmazı kullandıklarını, ancak oğlunun gelini ile aralarının açılması nedeniyle oğlunun davalı aleyhine aynı yer mahkemesinde açtığı boşanma davasının redle sonuçlanıp kesinleştiğini ve bunun üzerine oğlunun çekişmeli yeri terk ederek davalı ile ayrı yaşadıklarını, taşınmazı terk etmesi için davalıya ihtar çekmesine rağmen tasarrufunu sürdürdüğünü ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.

 

Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Taraflar arasında bir kira ilişkisi de bulunmamaktadır. Esasen davalı ile birlikte davacının oğlunun taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettikleri dosya kapsamı ile sabittir.

 

Dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının davalıya ihtar çekerek taşınmazı boşaltmasını istediği de sabittir. Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasına kayıt maliki davacı ile davalının ( ve eşiyle ) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır. Bir başka ifade ile somut olayda 6570 Sayılı Yasanın 12. maddesi hükmünün uygulama yeri yoktur. O halde, davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez. Diğer taraftan, davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemez.

 

Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının davalıya çektiği ihtarname de gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir… ),

 

Gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

 

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

 

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 04.11.2009 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.


Malik olmayan eş tek başına aile konutu şerhi koyabilir mi?



Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com



Geri Dön