Altan Elmas: Konutta balon diye Türkiye'yi patlatmak istediler!
Seda Tabak Sabah Gazetesi'ndeki bugünki köşesinde Sur Yapı'nın patronu Altan Elmas'la yaptığı röportaja yer verdi. Sur Yapı'nın patronu Altan Elmas "Konutta balon yok. Aslında patlatılmak istenen şey Türkiye" dedi...
Seda Tabak Sabah Gazetesi'ndeki bugünki köşesinde Sur Yapı'nın patronu Altan Elmas'la yaptığı röportaja yer verdi.
"Konut balonu var" diyerek ekonominin lokomotif sektörü inşaatın baltalanmaya çalışıldığını söyleyen Sur Yapı'nın patronu Altan Elmas "Konutta balon yok. Aslında patlatılmak istenen şey Türkiye. Biz seçim günü bile konut sattık" dedi.
Aileden inşaatçı olan Sur Yapı'nın patronu Altan Elmas, mimar olmanın verdiği avantajla dev projeleri hayata geçiren bir isim olarak tanınıyor. Bugüne kadar taahhütten ofislere, konuttan alışveriş merkezine kadar 3.5 milyon metrekarelik inşaat hayata geçiren Elmas'la hikâyesini, inşaat sektörünü, yatırımlarını ve ekonomiyi konuştuk.
İnşaatla tanışmanız nasıldı?
Aileden geliyor. Biz inşaatla gözümüzü açtık. Resime merakım çoktur. Ortaokulda birinciliklerim vardı. O yıllarda mimarlığı kafama koymuştum. Hep kendi işimi kurmakla içim kaynıyordu. Fakültenin sıralarına hep amblemler çalışıyordum. Şimdiki logomuzu da ben yaptım.
Bugünlere gelirken hangi süreçlerden geçtiniz?
1991 yılında okulu bitirdim. Taksim'de babamın ofisleri vardı. 92'de burada işe başladım. Babam ve kardeşleri hem inşaat hem otomotiv işiyle uğraşırlardı. Hiçbir zaman başka bir yerde çalışmak aklımdan geçmedi. Okulu bitirdikten hemen sonra iş hayatına atıldım.
Direkt iş hayatına atılmanın avantajı ve dezavantajı nedir?
Herşeyi kendin öğreniyorsun. 5 sene kurumsal bir yapıda çalışsaydım daha farklı olurdu. Biraz şantiye, biraz merkez ofis tecrübesi iyi olurdu diye düşünüyorum.
Keşke diyor musunuz?
Hiç demiyorum. Ancak gençlere tavsiyem 4-5 sene başka bir yerde çalışsınlar. Tecrübe için çok önemli. Sadece okumak yetmiyor. Zorlandığım zamanlar da çok oldu. Geriye dönüp baktığım zamanlar hatalarım da oldu. Ama hiç pişman olmadım.
İnşaattan sonra enerjiye odaklandınız. Misyonunuz nedir?
Biz gayrimenkulde belli bir noktadayız. Çok şükür para da kazanıyoruz. Türkiye'nin en kronik problemi cari açık ve enerji açığı. Biz 60 milyon dolarlık enerji ithalatı yapıyoruz. Bir o kadar da cari açık veriyoruz. Bu işi çözmeliyiz. Nükleeri devlet çözmeye çalışıyor. Yenilenebilir enerjiyi, kömür yataklarını teşvik ediyor. Bir şekilde Türkiye bütün enerjisini bu işe veriyor. Biz de Sur Yapı olarak kendimize öyle bir misyon biçtik. Gücümüz neye yetiyorsa onu yapmaya çalışıyoruz. Kısa vadede 100 megawatlık bir hedef koyduk. 4 tane HES, 2 tane de RES projemizle 70 megawatlık enerji sağlamış oluyoruz.
Konutta balon var mı?
Aslında patlatılmak istenen şey Türkiye. Konut sektörü de ekonominin lokomotifi. Bu yüzden konut üzerinden 7-8 yıldır bir balon hikâyesi duyuyoruz. Birileri bunu balon diye takdim ediyor. Balon diye bir şey yok. Bu söylentiler kamuoyunu ve tüketici güvenini bozmak için çıkarılıyor. Seçime bir hafta kala "Türkiye'de konut balonu var, patlayacak" demeye kimsenin hakkı yok.
Türkiye sancılı bir seçim süreci yaşadı. Nasıl etkilendi sektör?
Ben seçim günü bile konut sattım. Seçime bir ay kala 60'ı aşkın konut sattım. Türkiye'de insanlar "Seçim bitsin de bakarız" demedi. Martta bile faizlerin yüksekliğine rağmen konut satabiliyorsak, bu Türkiye'de ortaya koymaya çalışılan tablo gibi bir durumun olmadığını, istikrara olan güveni gösteriyor. 3 gün sonra bir şey olmayacağını biliyor insanlar. Sürdürülen politikayı sahipleniyor. Ve bu güvene uygun olarak davranış sergiliyorlar. Seçim günü bile daire satışı olmasının açıklaması budur.
Ne kadar konut sattınız?
Ocak, şubat, mart ve nisanda 300'ün üzerinde daire sattık. Türkiye tarihinin en sancılı seçim dönemini yaşadı. Bir siyasal iktidara bu şekilde bir saldırı olduğunu hatırlamıyorum. 17 Aralık darbe girişiminden bu yana her hafta bir montaj kasetin ortaya döküldüğü, gündemin bombalandığı insanların sürekli güven erezyonuna uğratılmaya çalışıldığı bir dönemdi. İnsanımız artık bunlara itimat etmiyor.
Ucuz konut üretmek için yeni model gerekli
Sektörün en büyük sıkıntısı nedir?
Arsa üretimi. Ucuz konut üretmek için devletin farklı bir model oluşturması lazım. Bizim gibi firmalara belli şartlarla arsa ihale edip ucuz konut ürettirmesi lazım. Çok fazla ihale yapılmıyor. Oraya da herkes hücum ediyor. 10 liralık yer 20 liraya çıkıyor. Neticede devlet kazanç elde ediyor ama ucuz konut üretilmiyor.
Suya bir damla bırakıyoruz, yayılıyor
İstanbul'la ilgili bir hayaliniz var mı?
İstanbul için iki hayalim var. Birini gerçeğe dönüştürebiliyorum. Gelişim akslarında suya bir damla bırakırsınız halka halka yayılır ya. Öyle işler yapıyoruz. AXİS Kağıthane'nin bulunduğu yer çöküntü alanıydı. Geçmeye korkardınız. 4 senede güzel bir dönüşüm oldu. Hayalim her projeyi dönüşümün motoru yapmak.
Konut üretimi amiral gemimiz
Sur Yapı bugün neler yapıyor?
Sur yapı bugün 20 tane şirketi olan bir grup haline geldi. Ana işimiz gayrimenkul. Konut üretimi bizim amiral gemimiz. Uygun fiyatlıdan en lüks konuta kadar her kesime hitap ediyoruz. Metrekaresini 3 bin liradan sattıklarımız da var 15 bin liradan da. Ofis ve AVM projeleri de inşa ettik. Bir kısmı mixedused proje kapsamında bir kısmı da münferit. Geçen yıl açtığımız AXİS AVM var. Metrogarden AVM'de de son aşamaya yaklaştık. Şu anda inşaatı devam eden AXİS İstanbul var. İzmir, Bursa ve Exen İstanbul'da da çalışmalar devam ediyor. 2016'ya kadar 4 AVM bitirmiş olacağız.
Tarihi hanları dönüştürmek isterim
Tarihi Yarımada'nın büyük oranda trafiğe kapatılıp, aslına uygun şık, bir görünüme kavuşturulması gibi bir hayalim var. Özellikle o bölgede çok ciddi sayıda han var. O tarihi hanlarda işgalciler var, eklemeler yapılmış. Bazıları kaybolmuş, çöplük halini almış. Buraları, mimari gözle ele alıp yapılandırmak gerekiyor. Eminönü'nün arka sırtlarındaki hanlar ayıklanıp, hak sahipleriyle anlaşılıp otel, yürüme alanı, kafe ve çarşıların olduğu alanlara dönüştürülebilse çok güzel olur.
Seda Tabak/ Sabah Gazetesi