22 / 12 / 2024

Ankara Çubuk Gazinosu yıkıldı mı?

 Ankara Çubuk Gazinosu yıkıldı mı?

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, halen sürdürdükleri Kent İzleme Merkezi çalışmaları kapsamında, Ankara Çubuk Barajı’nda bulunan Baraj Gazinosu’nun yıkıldığını tespit etti.



Atatürk döneminden kalma modern Cumhuriyet mimarisi örneği Çubuk Gazinosu artık yok. Mimarlar Odası  Ankara  Şubesi yöneticileri, Başkan Tezcan Karakuş Candan’ın da katıldığı ve 31 Aralık 2014’te yaptıkları basın toplantısıyla, Çubuk Barajı’nda bulunan tarihi Çubuk Gazinosu ve Atatürk’ün evinin atıl bırakılarak yıkımla karşı karşıya kaldığını söylemişti. Kuruluş kısa süre önce, halen sürdürdükleri Kent İzleme Merkezi çalışmaları kapsamında, Çubuk Barajı’nda bulunan Baraj Gazinosu’nun da yıkıldığını tespit etti. Olay, yakın zaman önce yıkımı saptanan ve Atatürk’ün kaldığı Marmara Köşkü vakası ardından gerçekleşmesiyle, akla modern Cumhuriyetin kültürel sembollerine yönelik bir yıkım dalgasının başlatılıp başlatılmadığı sorusunu getirdi.


1937-1938 yıllarında Fransız şehir plancısı, mimar Théodore Leveau tarafından tasarlanan Baraj Gazinosu’nun yıkımı konusunda yazılı açıklama yapan TMMOB Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Bu kültürsüzlük ve vandallık nereye kadar? Büyükşehir Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunacağız” ifadesini kullandı. “Yapılı çevremiz yoğun bir tehdit altında, kültürel mirasımız ve Cumhuriyet dönemi mimari eserleri üzerinden yürütülen yok etme girişimlerine, bu kez de Baraj Gazinosu yıkımı eklendi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi Danışma Kurulu üyemiz, Ahmet Soyak’ın yerinde tespit ve fotoğrafları ile ortaya çıkartılan bu durum taammüden bir katliamdır. Bir gece ansızın yıkılan, Havagazı Fabrikası, Su Süzgeci Binası, Etibank Binası, Kumrular İkamet Sitesi ve Atatürk’ün mütevazı çiftlik evi Marmara Köşkü ve Baraj Gazinosu yönetenlerin öfkelerini yapılı çevreden çıkartmalarının son noktasıdır. Yıkılan sadece bina değil, cumhuriyetin özgürlükçü, laik ve modern yaşamının tanık mekânlarıdır.” dedi.


Cumhuriyet




Haber Aydınlık Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Havagazı Fabrikası, Su Süzgeci binası, Etibank binası, Kumrular İkamet Sitesi, Atatürk'ün Marmara Köşkü... Ankara'da cumhuriyet dönemine ait mimari eserler bir bir yok edildi. Son olarak da Baraj Gazinosu yıkıldı. Gazinonun yanındaki Atatürk Evi ise tehlike altında.


Mimar Theo Lcvcau tarafından 1937-1938 yıllarında tasarlanan Baraj Gazinosu yıkıldı. Cumhuriyet dönemi mimari eserlerine yönelik sistematik bir saldırı olduğuna dikkat çeken Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, gazinonun yanındaki Atatürk Evi'nin de tehlike altında olduğunu belirtti. Ankara'nın Çubuk ilçesinde Çubuk Barajı'nın yanında yer alan Çubuk Barajı Göl Gazinosu da Marmara Köşkü gibi sessiz sedasız ortadan kaldırıldı. Gazinonun yıkıldığının Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi tespit etti. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Candan ''Cumhuriyet dönemi eserlerine yönelik yok etme girişiminin bir örneğini de Baraj Gazinosu'nun yıkılması ile yaşadık. Bu kültürsüzlük ve vandallık nereye kadar. Büyükşehir Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunacağız" dedi. 


ATATÜRK EVİ DE TEHDİT ALTINDA 

Yıkılan yapıların Cumhuriyetin özgürlükçü mekanları olduğunu vurgulayan Candan, "Yeşillikler içindeki Çubuk Barajı da hemen gazinonun yanında bulunan Atatürk Evi de tehdit altında. Biz bu olayın takipçisi olacağız. Tarihi ve kültürel mirasımızın korunması için mücadeleye devam edeceğiz. Atatürk Orman Çiftliği'nde Marmara Köşkü'nün yıkımından sonra Baraj Gazinosu'nun da yıkılmasıyla Cumhuriyet dönemi mimari eserlerine yönelik sistematik saldırının en üst noktaya geldiğini görüyoruz. Üyemiz Ahmet Soyak'ın yerinde tespit ve fotoğrafları ile ortaya çıkartılan bu durum taammüden bir katliamdır. Bir gece ansızın yıkılan Havagazı Fabrikası, Su Süzgeci Binası, Etibank Binası, Kumrular İkamet Sitesi,Atatürk'ün mütevazı çiftlik evi Marmara Köşkü ve Baraj Gazinosu yönetenlerin öfkelerini yapılı çevreden çıkartmalarının son noktasıdır. Yıkılan sadece bir bina değildir, Cumhuriyetin özgürlükçü laik ve modern yaşamının tanık mekânlarıdır" ifadelerini kullandı. 


'KÜLTÜRSÜZLÜĞÜN İFADESİ' 

Baraj Gazinosunun kadın ve erkeğin bir arada eğlenmesinin, insanın suyla, doğayla kurduğu ilişkinin mekânsal karşılığı olduğunu kaydeden Candan, "Yıkım kültürsüzlüğün ifadesidir. Baraj Gazinosu 1930'lu yıllarda, toplumdaki cinsiyet ayrımcılığının sonlandığı süreçlerde yaygınlaşan eğlence merkezleri olan gazinoların hafta sonuna yönelik tasarlanan ilginç mekânlarından birisiydi. Fransız Mimar The Leveau tarafından tasarlanmıştır. Çağdaş bir anlayışla tasarlanan yapıda, baraj havuzundan gelen botlar, dans pisti ve suyun üzerine doğru çıkmış olan terasın çevresinde bulunan merdivene bağlanmakta ve teras aynı zamanda suyun iki yakasını birbirine bağlayan köprüye uzanmaktadır. Çevre peyzajı ile uyumlu olan yapıda Ankaralıların anıları vardır. Cumhuriyetin özgürlükçü değerlerinin izleri vardır. Bugün bile Ankara'da bu kalite ve nitelikte bir mekânın olmadığı ortada iken. Baraj gazinosunun yıkılması modern yaşamlarla hesaplaşmanın mekânsal karşılığıdır" diye konuştu. Candan, yıkımlar karşısında sessiz kalınmasına da tepki gösterdi. 


Aydınlık




Haber Ankara Başkent Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...



Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Kent İzleme Merkezi çalışmaları kapsamında yerinde inceleme ve denetimleri sürdürüyor. Bu incelemeler sürecinde Çubuk Barajı'nda bulunan 1937-1938 yıllarında yapılan Baraj Gazinosu'nun yıkımını tespit eden Mimarlar, yıkıma sert tepki gösterdi. 



Konu ile ilgili yazılı açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş X A. Candan. "Cumhuriyet dönemi eserlerine yönelik yok etme girişiminin bir örneğini de Baraj Gazinosu'nun yıkılması ile yaşadık. Bu kültürsüzlük nereye kadar. Büyükşehir Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunacağız" dedi. 


Candan, Atatürk'ün Çubuk Barajı'na gittiği zamanlarda kaldığı evin de tehdit altında olduğunu belirterek, "Yeşillikler içindeki bu baraj da gazinonun yanında bulunan Atatürk Evi de tehdit altında, biz bu olayın takipçisi olacağız. Tarihi ve kültürel mirasımızın korunması için mücadeleye devam edeceğiz" diye konuştu. 


"YIKILAN CUMHURİYET İN ÖZGÜRLÜKÇÜ MEKANLARIDIR" 


Atatürk Orman Çiftliği'nde Marmara Köşkü'niin yıkımından sonra Baraj Gazinosu'nun yıkılması ile birlikte Cumhuriyet dönemi mimari eserlerine yönelik sistematik bir saldırının en üst noktaya geldiğini ifade eden Candan şöyle devam etti: "Yapılı çevremiz yoğun bir tehdit altında, kültürel mirasımız ve Cumhuriyet dönemi mimari eserleri üzerinden yürütülen yok etme girişimlerine, bu kez de Baraj Gazinosu'nun yıkımı eklendi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi Danışma Kurulu üyemiz Ahmet Soyak'ın yerinde tespit ve fotoğrafları ile ortaya çıkartılan bu durum taammüden bir katliamdır. Bir gece ansızın yıkılan, Havagazı Fabrikası, Su Süzgeci Binası, Etibank Binası. Kumrular İkamet Sitesi ve Atatürk'ün mütevazı çiftlik evi Marmara Köşkü ve Baraj Gazinosu yönetenlerin öfkelerini yapılı çevreden çıkartmalarının son noktasıdır. Yıkılan sadece bir bina değildir. Cumhuriyetin özgürlükçü laik ve modern yaşamının tanık mekânlarıdır." 


"KÜLTÜRSÜZLÜK İFADESİ" 


Candan bu yıkımlar hükümetin ve yerel yönetimin ideolojik bakış açısının mekâna yansıması olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Kültürsüzlüğün ifadesidir. Baraj Gazinosu I93()'lu yıllarda, toplumdaki cinsiyet ayrımcılığının sonlandığı süreçlerde, yaygınlaşan eğlence merkezleri olan gazinoların hafta sonuna yönelik tasarlanan ilginç mekânlarından birisiydi. Fransız Mimar Theo Leveau tarafından Nafia Vekaleti proje bürosunda tasarlanmıştır. Yapı dönemsel olarak moderite kavramının mekânsal ve yaşamsal izlerini taşımaktadır. Çağdaş bir anlayışla tasarlanan yapıda, baraj havuzundan gelen botlar, dans pisti ve suyun üzerine doğru çıkmış olan terasın çevresinde bulunan merdivene bağlanmakta ve teras aynı zamanda suyun iki yakasını birbirine bağlayan köprüye uzanmaktadır. Çevre peyzajı ile uyumlu olan yapıda Ankaralıların anıları vardır. Cumhuriyetin özgürlükçü değerlerinin izleri vardır. Bugün bile Ankara'da bu kalite ve nitelikte bir mekânın olmadığını ortada iken. Baraj Gazinosu'nun yıkılması modern yaşamlarla hesaplaşmanın mekânsal karşılığıdır. Bir yılı aşkındır kapatılarak çöküntü haline dönüştürülen Çubuk Barajı ve Baraj Gazinosu"na yapılmak istenen düzenleme modern yaşamın tehdit altında olduğun en açık göstergesidir." 


"UNUTMAYALIM" 


"Kadının ve erkeğin bir arada eğlenme, dans etme, insanın suyla, doğayla kurduğu ilişkinin mekânsal karşılığı olan Baraj Gazinosu'nun yıkımını hiç unutmayalım. Bir bina yıkıldı deyip geçmeyelim. Yarın dans etmenin, kadın ve erkeğin bir arada eğlenmesinin yasaklanacağı günler Tüıkiyesi'nin habercisidir bu binanın yıkımı" diyen Candan, kültürel mirasımıza ve Cumhuriyet'in eserlerine yönelik yürütülen bu yıkıcı politika karşısında üniversitelerin, mimarlık fakültelerinin ve siyasetin sessizliğini de eleştirdi. 


"SUSMAK SUÇA ORTAK OLMAKTIR" 


Candan İspanya faşizmine karşı çıkan Rektör Una Muno'nun "böylesi dönemlerde susmak yalan söylemektir" sözlerini hatırlatarak, mimarlık ortamına, bilim insanlarına ve değerlere ve kültürel varlıklarına sahip çıkmayı öğreten hocalarına, siyasetçilere. "Şimdi değilse ne zaman konuşacaksınız" sorusunu yöneltti. Candan, "Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak kentsel kültürümüze Cumhuriyet'in mimari eserlerine sahip çıkmayı aldığımız sorumluluk ve TMMOB mücadele geleneği olarak bir borç biliriz gereğini yerine getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Ancak bu sessizlik, akademinin, mimarlık ortamının, siyasetin, yargının ve toplumun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Susmak yalan söylemektir. Topluma yalan söylemek suçtur. Bu suça ortak olmayın." dedi.




Ankara Başkent


Geri Dön