Ankara'ya Türkiye Uygarlıklar Müzesi yapılacak!
AKM alanında yapılacak müzeye ilişkin protokol, Kültür ve Turizm Bakanı Günay ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek arasında imzalandı
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara’da yapılacak Türkiye Uygarlıklar Müzesinde kazılardan ortaya çıkan ve
envanterde bulunan birçok eserin sergilenebileceğini belirterek, "Hayalimiz, büyük bir iddiayla söylüyorum, dünyanın en büyük müzelerinden birini, Türkiye’nin, Ortadoğu ve Balkanların değil, dünyanın en büyük müzelerinden birini Ankara’ya yapmaktır" dedi.
Atatürk Kültür Merkezi alanında yer alacak Türkiye Uygarlıklar Müzesinin yapımına ilişkin protokol, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından imzalandı.
Günay, törende yaptığı konuşmada Ankara için tarihi bir gün yaşandığını ifade ederek, uzun bir zamandır Gökçek ile üzerinde çalıştıkları bir projenin protokolünü imzaladıklarını söyledi. Ankara’nın, cumhuriyetin başkenti olduğunu, cumhuriyetin 100. yılına giderken, Roma, Selçuklu ve Osmanlı eserlerine, çok eski uygarlıklara sahip olan şehrin çok daha büyük bir müzeye ihtiyacı olduğunu düşünerek harekete geçtiklerini belirtti.
Ankara’da farklı kapsamlarda çeşitli müzelerin bulunduğunu dile getiren Günay, "Dünya çapında bir uygarlıklar müzesi için en önemli yer başkenttir, Anadolu topraklarının başkentidir, Türkiye’nin başkenti Ankara’dır diye düşündük" diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 100’den fazla müze olduğunu anımsatan Günay, "Çok sayıda objemiz bir kısmı teşhirde, bir kısmı depolarımızda. Dünya müzeleri, bunlardan üç beş tanesini sergileyebilmek için uzun müzakere süreçlerini bizimle paylaşıyor. Biz depolarımızdaki, yeni kazılarımızdan ortaya çıkan, envanterimizdeki birçok eseri bu müzede sergileyebiliriz diye düşündük" sözleriyle Türkiye Uygarlıklar Müzesinin yapım amaçlarını sıraladı. Günay, protokolün, 25 bin metrekare sergi salonu olan, kapalı alan itibarıyla 80 bin metrekareye ulaşan bir müze projesini ön gördüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Hayalimiz, büyük bir iddiayla söylüyorum, dünyanın en büyük müzelerinden birini, Türkiye’nin, Ortadoğu ve Balkanların değil, dünyanın en büyük müzelerinden birini Ankara’ya yapmaktır. Topkapı Sarayı, saray olarak bir büyük müze. Louvre da aynı şekilde, saray olarak, bunlar içinde sergiledikleriyle ve yapının kendisiyle, farklı, özgün müzeler. Ama biz doğrudan doğruya müze olarak dünyada bu alandaki en iddialı müzelerle yarışmak ve dünyanın en zengin, en büyük müzelerinden birini Ankara’ya kurmak istiyoruz. Bunu yaptığımız zaman Ankara’nın son zamanlarda gündeme gelmiş turizm cazibesi de çok artacaktır. Şu anda Ankara’ya gelenlere doğanın dışında göstereceğimiz yerler biraz parmakla sayılacak kadar sınırlı. Türkiye’nin farklı şehirlerinde müzeler yapıldı ve bunların yarattığı cazibeyi hepimiz son zamanlarda takip ediyoruz. Böyle bir
müze, dünyadan ve Türkiye’den çok fazla insanın Ankara’ya gelmesini sağlayacak."
Hacıbayram’da Ankara Büyükşehir Belediyesince yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi veren Günay, Roma Tiyatrosu için önceki yıllarda gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerekse başka birimlerce buraya gereken özenin gösterilmediğini söyledi. Günay, tarihi tiyatronun, gelecek yıl bir büyük senfoni esere ev sahipliği yapacak ölçüde Ankara halkının hizmetine sunulacağını belirtti.
"Eskiden ’kireç taşlarını yakacaksınız’ deniliyordu"
Roma Hamamı ve Ankara Kalesi eteklerinde de Ankara Büyükşehir Belediyesi ile çalışmalar yürüttüklerini anlatan Günay, "Kale eteklerinde geçmiş yıllarda düşünebileceğiniz en kötü kullanım biçimleriyle Ankara’nın gündeminden ve günlük yaşamından koparılmış olan alanlar şimdi tarihle ve doğayla tekrar buluşuyor. Yakın bir gelecekte Ankara halkının kale ve etekleri, en keyifle gezebileceği, doğa ve tarihle iç içe yeni mekanlar haline dönüşecek" diye konuştu.
Türkiye dışına kaçırılan tarihi eserlerin de birer birer yurda döndüklerini ifade eden Günay, Yorgun Herkül heykelinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağıyla getirildiğini, Boğazköy Sfenksi’nin de Çorum’a getirilerek müzeye konulduğunu hatırlattı. Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye topraklarına bu eserleri getirmenin temel şartlarından bir tanesi, bunları en iyi biçimde koruyacağımız ve sergileyeceğimiz konusunda dünya kamuoyunu ikna etmektir. Onun için müzeler çok önemli. Geçmiş yıllarda bize deniliyordu ki, ’sizde kalsa ne olacak, kireç taşlarını kireç ocaklarında yakacaksınız veya devşirip malzemeyi falan yerlerde kullanacaksınız’. Şimdi ama öyle değil. Osman Hamdi Bey’in yaptığı müzeden çok daha güzellerini artık yapmaya başladık. Gaziantep’te, Eskişehir’de, Kahramanmaraş’ta, Anadolu’nun dört bir yanında yapmaya başladık. Ama bence bunların en güzelinin en çok yakıştığı yer Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır diye düşünüyorum."
Günay, Hacıbayram Camisi ile yan yana olan Agustus Tapınağı’nın eski bir pagan tapınağı, sonra kilise, sonra da medrese olduğunu ifade ederek, hiçbir dönemde hiçbir inanç tarafından buranın yıkılmadığını belirtti. Tapınağa ilişkin de bir koruma projesi hazırlandığını dile getiren Günay, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak proje hazırladıklarını, Ankara Büyükşehir Belediyesinin de uygulamasını gerçekleştireceğini kaydetti. Günay, "Böylece Hacı Bayram Veli’nin de ruhunu şad edecek olan Ankara’daki bir tarihi eserin sonsuza dek ayakta kalmasını sağlamış olacağız" dedi.
"Tarihi kent merkezine ilişkin protokolde son noktadayız"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek de AKM alanında yapılacak müzenin çok önemli bir proje olduğunu vurgulayarak, AKM alanında dev bir Ankara meydanının oluşturulmasının da gündemde olduğunu söyledi.
Gökçek, "Biliyorsunuz burada 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanıyor. Biz 30 Ağustos Bayramı için daha önce stadyum yapmak istediğimiz yerde, aynı zamanda 15 bin kişilik, tabiri caizse mini bir stadyum gibi bir yer yapmanın, çok amaçlı olarak orayı da kullanmanın, bayramların daha kolay kutlanması ve şehir trafiğini de engellememek açısından müspet olacağını düşündük" dedi.
Ankara’nın bir müzeler kenti haline gelmesini amaçladıklarını ifade eden Gökçek, belediye olarak İnanç ve Tarih Müzesi, Fotoğraf Müzesi ve Şehir Müzesi projelerinin bulunduğunu kaydetti.
Roma Tiyatrosu projesini de bu yıl tamamlamayı planladıklarını açıklayan Melih Gökçek, "Gerçi yüzde 100 de bitiremiyoruz. Çünkü Roma Tiyatrosu’nun üzerine yol yapılmış. Ankara Kalesi’ne çıkan yol, aslında bu mekanın bir kısmının üstüne yapılmış. Yarım bir tiyatro olacak ama tarihin canlandırılması açısından önemli" diye konuştu.
Ankara Kalesi’nin eteklerini temizlediklerini, şimdiye kadar bitmesi gereken çalışmanın mahkeme kararları nedeniyle aksadığını dile getiren Gökçek, şunları söyledi:
"Sayın bakanımız ile en büyük arzularımızdan biri de Ulus tarihi kent merkezindeki Ulus İş Hanı, Anafartalar İş Hanı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve 100. Yıl Çarşısı’nın tamamıyla yıkılarak o kısmın ortaya çıkarılması, tarihi bir meydanın ortada olması. İnşallah bunu da gerçekleştireceğiz. Burada da protokolde son noktadayız. İnşallah Ulus’taki Roma Yolu üzerinde, hemen bitişiğinde beyaz bir garabet binamız var. O binayı da yıkmak, kamulaştırmak nasip olacak. Sümerbank ek binasının yıkılması gündeme gelecek. Valilik, kısmet olursa Gümrük ve Tekel Bakanlığının, valiliğin hemen karşısındaki binasına taşınacak. Onun sağındaki ve solundaki eklentilerin yıkılması gündemde. Onlar da yıkıldığında Ulus tarihi kent merkezi bütün mükemmelliğiyle ortaya çıkacak."
AA