Ant Yapı, rotasını İngiltere ve ABD’ye çevirdi!
Rusya’da büyüyüp Türkiye’nin en güçlü gayrimenkul geliştiricilerinden birine dönüşen Ant Yapı, rotasını İngiltere ve ABD’ye çevirdi...
Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, Ümraniye ofis bölgesinde sıralı şekilde yükselen plazalarm arasında artık çok küçük görünen şirketinin merkezinde, FORBES Türkiye’nin sorularım cevaplarken oldukça rahat. Bugünlerde birçok inşaat patronunun aksine anlatacak çok şeyi var. Rahatlığı da buradan kaynaklanıyor zaten. Akıcı ve üzerine düşünüldüğü belli olan bir üslupla Ant Yapı’nın iş modelini nasıl değiştirdiklerini anlatıyor.
Forbes'ten Özer Turan'ın haberine göre, bu yıl 27’nci yılını dolduran Ant Yapı, bugüne kadar oldukça sade bir işleyişe sahipti. Rusya’da müteahhit olarak yer aldıkları işlerden kazandıklarını, geliştirici olarak Türkiye’de yaptıkları projelere yatırıyorlardı. Konut sektöründe yaşanan durgunluğu önceden görerek bu yapıyı değiştirmek için iş modellerinde üç önemli stratejik değişiklik yaptılar. Bunlardan ilki sadece gayrimenkul geliştiriciliği yaptıkları Türkiye’de başka yatırımcıların projelerinde müteahhitlik yapmaya başlamak oldu. İkinci adımsa Rusya’da müteahhitlik işlerine ek olarak geliştirici olarak da yer almaya karar verdiler. En önemli hamleleri ise oyun sahalarına Türkiye ve Rusya’nın yanı sıra İngiltere ve ABD’yi eklemek oldu. Daha çok vitrinde görmeye alışık olduğumuz Mehmet Okay’la özdeşleşse de Ant Yapı aslında çok ortaklı bir yapıya sahip. Okay 30 yaşındayken sektörün kendi ekolünü yaratan en eski şirketlerinden Mesa’da sürdürdüğü profesyonel hayatı bırakarak yanına aldığı üç arkadaşıyla birlikte kendi şirketini kurmaya karar verdi. Şirketi 1991’de Moskova’da kurdular. Diğer kurucu ortaklar Kadir Tokman ve Haşan Yılmaz, Okay’la eşit hisseye sahip. Kuruculardan Cengiz Karaduman ise şirketin küçük ortağı. Ortaklar 1990’lı yılları Rusya’da müteahhitlik yaparak ve sermaye biriktirerek geçirdi. 2000’lerdeyse bir yandan Rusya’daki müteahhitlik işlerine devam ederken diğer yandan Türkiye’de ardı ardına konut, ofis ve ticari gayrimenkul projeleri yaptılar.
Çok ortaklı yapısına rağmen Ant Yapı hızlı karar alıp uygulayabilen esnek bir yönetime sahip. Şirketin bugünlerini ve geleceğini şekillendiren yeni iş stratejisi de aslında piyasanın gerekliliklerini öngörerek buna adapte olmaktan ibaret. Yurtiçinde iş alanlarına müteahhitliği de eklemek buna iyi bir örnek. Mehmet Okay, yurtiçi konut piyasasında yaşanan yavaşlamayı gördükleri için geliştirdikleri projelerde frene bastıklarını ve proje sayısını azalttıklarını anlatıyor. Ancak Türkiye’deki kadrolarını da dağıtmamak ve şirkete finansal katkı sağlayabilmek için rakip oldukları şirketlerin projelerinde müteahhit olarak yer almaya karar verdiler. Örneğin İş GYO’nun Kartal’daki projesi “Manzara Adalar”ı inşa ettiler. Doğuş ' Holding ve Bilgili Holding’in ortak olduğu Galataport Projesi’nin inşaat işlerini de üstlenmek için anlaşmalar yaptılar. Bu değişiklik bir yandan şirketi yatırımcı olarak risk almaktan kurtarırken diğer yandan finansal akışının da dengede kalmasını sağladı.
Asıl önemli strateji değişikliği ise Rusya ile Türkiye arasında yaşanan uçak gerilimi sürecinde yaşananların ürünü. 1991’den 2015’e kadar sorunsuz ve karlı bir şekilde iş yapıp büyüdükleri Rusya’nın o dönem Türk şirketlerine getirdiği kısıtlamalar, Ant Yapı’nın patronlarının neredeyse tek ülke üzerine kurulu iş modellerini gözden geçirmelerine neden oldu. Birçok Türk inşaat şirketinin özellikle Kuzey Afrika’ya yöneldiği bu dönemde Ant Yapı rotasını İngiltere ve ABD’ye kırma kararı aldı.
Rusya pazarına alternatif yaratma stratejisinin kilit isimleri de yine Rus yatırımcılar oldu. Zira Mehmet Okay, uzun yıllar faaliyet gösterdikleri Rusya’da çok önemli dostluklar ve iş ilişkileri biriktirdiklerini söylüyor.
En son 2008’de FORBES’un “Global Milyarderler” listesinde 6,1 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 160’mcı ismi olarak gösterilen Rus Kirili Pisarev de bunlardan biri. Pisarev, Ant Yapı’mn İngiltere’ye adım atmasında önemli bir rol oynadı. Rusya’nın önemli gayrimenkul zenginlerinden Pisarev’in sahibi olduğu Wa-inbridge Estates Belgravia şirketinin Buc-kingham Sarayı’nın çok yakınında yer alan bir binasını ultra-lüks bir rezidans projesine dönüştürme işini 2016’da Ant Yapı üstlendi ve tamamladı. 40 milyon pound yatırımla tamamlanan projede metrekare satış fiyatları ise 50 bin pound oldu. Ant Yapı’nın Londra’da inşa ettiği ilk projesinden sonra yeni işler ardı ardına geldi. Bugüne kadar kentte üç proje tamamlayan şirketin iki projesi de hala devam ediyor. Mehmet Okay, devam eden iki projede işverenlerin İngiliz olmasını, İngiltere pazarında artık kabul gördüklerinin bir işareti olarak yorumluyor. İngiltere’de yerleşik şirketinin kuruluşunu da yapan Ant Yapı’nın cirosuna devam eden iki projenin katkısı 200 milyon dolar olacak.
Ant Yapı, İngiltere’deki ilk işini 2016’da aldı. ABD’deki şirketini ise bundan önce 2015’te kurmuştu. İngiltere’deki yapılanmasını tamamlayınca bu defa rotasını, önceden hazırlığını yaptığı ABD’ye çevirdi. Başroldeyse yine Rus milyarder Kirili Pisarev vardı. İşadamı, New York’ta sahip olduğu bir gayrimenkulünü lüks bir rezidans projesine çevirme işini yine Ant Yapı’ya verdi. Böylece önümüzdeki yıl tamamlanacak projeyle Ant Yapı bir adımını da ABD’ye atmış oldu.
Ant Yapı geçen ayı da boş geçmedi. “Manhattan’m Tacı” olarak nitelenen New York’un sembol binalarından “The Crown Building”in renovasyonunun ana yüklenici-liğini üstlendi. 1921 yılında inşa edilen The Crown Building, Ant Yapı tarafından proje kapsamında otel ve rezidansa dönüştürülecek. 28 ayda tamamlanması planlanan projenin büyüklüğü ise 300 milyon dolar. Ant Yapı yenileme projesini tamamladığında binayı, 26 daire, 83 otel odası ile otele bağlı lobiler, spa ve havuz, spor merkezi, restoranlar ve Jazz Club’tan oluşan yeni bir görünüme kavuşturacak. Şirketin ABD’de üsteleneceği projeler bunlarla sınırlı değil. Mehmet Okay, Miami’de de yine bir Rus yatırımcı için bu defa sıfırdan geliştirilen bir projeyi de hayata geçirecek. Şirketin ABD’de yaptığı anlaşmaların büyüklüğü ise şimdilik 500 milyon dolar.
Mehmet Okay, İngiltere ve ABD’nin inşaat şirketleri için zor pazarlar olduğu görüşünde. İşi zorlaştıransa bu iki ülkede inşaat yapabilmek için alınması gereken lisansların ve bürokratik süreçlerin zorluğu. Okay,
“27 yıllık bir şirket olarak onlarca projeyi bitirmiş olmamıza rağmen ABD’de inşaat yapmak için yeterlilik lisansı almak için işlemlerimiz hala sürüyor” diyor. Ant Yapı, bu engeli aşmak içinse mevcut projelerini şimdilik yanma aldığı yerel bir şirketin lisansı ile yürütüyor.
Ant Yapı, bir yandan İngiltere ve ABD’deki projelerine devam ederken diğer yandan iki ana pazarı Türkiye ve Rusya’da iş yapmayı sürdürüyor. Türkiye’de yatırımcı olarak yer aldığı projelerin sayısını azaltsa da tamamen durdurmuş değil.
2019’da İstanbul, Çamlıca’da 200 milyon lira yatırım yapacakları yeni bir projeye başlayacaklar. “Antwell” ismiyle başlayacakları 150 rezidanstan oluşan projenin konsepti oldukça yaratıcı. Üste gelir grubunda yaşlıları hedefleyen projede özel sağlık birimleri yer alacak. Sağlık hizmetleri için Acıbademde anlaşılan proje klasik bir yaşlı bakım evinden ziyade kendi konutlarında yaşarken sağlıkla ilgili ihtiyaçların da giderilmesini hedefliyor.
Şirketin devam eden bir diğer projesi de Bodrum’da. “Anthaven” ismiyle lansmanı yapılan proje, 700 konut, otel ve diğer ticari gayrimenkullerden oluşan lüks bir yaşam alanı. Projenin 167 konut, otel ve ticari alanlardan oluşan ilk etabı tamamlanmak üzere. 100 milyon euro’ya mal olan ilk etabın 2020’de teslim edilmesinin ardından ikinci etaba başlamayı planlıyorlar.
Şirket, Türkiye’de sahip olduğu diğer araziler için proje geliştirmek içinse doğru zamanı bekliyor. Mehmet Okay, “Elimizde arsalarımız var. Ama açıkçası elimizdeki stoku eritmeden bu arasalar üzerinde yeni proje geliştirmek çok mantıklı gelmiyor” diyor. Devam eden projeleri geliştirdikleri arsaların da kendilerine ait olduğunu söyleyen Okay, “Yatırımın yarısını arsa maliyeti oluşturuyor. Arsalar bizim olduğu için projelerin inşasını özkaynak ve projelerin satışından elde edilen gelirle finanse ediyoruz” diyor rahat bir şekilde.
Türkiye’de işleri ağırdan almayı sürdür-se de Rusya çok daha büyük bir hacimle Ant Yapı’nın ana pazarı olmayı sürdürüyor. Şirketin burada devam eden 25 şantiyesi bulunuyor. Bunların 22’si toplam büyüklüğü 2 milyar doları bulan müteahhitlik işlerinden geliyor. Kalan üç şantiye ise Ant Yapı’nm Rus ortaklarla birlikte Moskova’da inşa ettiği konut projelerinden oluşuyor. Ant Yapı’nın bugüne kadar hep müteahhit olarak faaliyet gösterdiği Rusya’da geliştirici rolüne de bürünmesi şirket için önemli adımlardan biri. Ant Yapı, Moskova’da geliştirdiği üç projeden toplamda 300 milyon dolar gelir bekliyor. Mehmet Okay, şirketin 2018’de tamamladığı işlerden elde edeceği toplam cironun ise 1 milyar dolar olduğunu söylüyor.
Ant Yapı’nın ismi İngilizce “karınca” kelimesinden geliyor. Mehmet Okay’m FORBES Türkiye’nin sorularını cevapladığı odada yer alan metalden yapılma bir karınca heykeli de bu göndermeyi tamamlıyor. Son iki yılda şirketin yaşadığı hızlı dönüşümü ve hareketlilik ise ortakların “karmca”dan aldıkları ilhamın hakkım verdiklerini gösteriyor.
TARİHİ RENOVASYON
Ant Yapı’nın ABD’de renovasyonunu listelendiği The Crovvn Building, New York’un en önemli tarihi simgelerinden biri. Ant Yapı, binayı 300 milyon dolarlık yatırımla 28 ayda otel ve rezidansa dönüştürecek. The Crovvn Building’in orijinal tasarımı, 1921 yılında dönemin en varlıklı iş adamlarından August Heckscher tarafından yine o dönemin en prestijli mimarlık ofislerinden Warren&Wetmore’a yaptırılmış. New York’un silüetini oluşturan Grand Central Terminal gibi başka birçok ikonik binanın tasarımında da VVarren&VVetmore imzası bulunuyor. Açıldığı günden itibaren uzun yıllar Myseum of Modern Arts’ın yanı sıra pek çok sanat galerisine de ev sahipliği yapan bina yeni dönemine Ant Yapı ile başlayacak.
CİRO YAPMAK
Ingiltere ve ABD son iki yılda Ant Yapı’nın gözde pazarlarına dönüşse de Rusya, cirodaki ağırlığını hala koruyor. Ant Yapı'nın toplam büyüklüğü 3,2 milyar doları bulan devam eden projelerinin 2 milyar dolarlık kısmı Rusya’daki 22 müteahhitlik projesinden geliyor. Rusya ve Türkiye’de yatırımcı olarak yer aldıkları projelerin büyüklüğü 500 milyon dolarken yeni pazarlar Ingiltere ve ABD’nin toplam katkısı ise 700 milyon doları buluyor.