15 / 11 / 2024

Antalya Kesik Minare Camii neden müzeye dönüştürülmedi?

Antalya Kesik Minare Camii neden müzeye dönüştürülmedi?

Kesik Minare Camii, Antalya Kaleiçi'nin bir simgesi. Yerli ve yabancı turistlerin ancak kapısından bakabildiği bu alan hani "Kaleiçi Açık Hava Müzesi" olacaktı?




Kaleiçi'ni gezen turistler, eskiden olduğu gibi bugün de Kesik Minare alanına ancak kapıdaki demir parmaklıklar arasından bakabilmekte. Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Burhan Varkıvanç'ın Kazı Bilimsel Ekip Başkanı olarak 2007 yılında başlattığı kazılar sırasında, bu alanın 'Kaleiçi Açık Hava Müzesi' olacağına dair Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün açıklamaları bizi sevindirmişti. Fakat nedense olmadı, olamadı. 


AYA IRINI KİLİSESİ 

Tarih kitapları, Yunanistan taraflarında asil ama fakir bir ailenin kızı olarak 752'de doğan ve büyüdüğünde İstanbul'a yerleşen İrene'nin, aşırı güzelliği sayesinde saraya alındığını ve Bizans İmparatoru Dördüncü Leo ile evlendiğini yazar. İmparatoriçe İrene Veliahd Konstantin'i dünyaya getirir ama beş yıl sonra dul kalır. Bizans'ı oğlu Konstantin'in naibi olarak Eylül 780'den itibaren yıllarca tek başına idare eder. İrene, Bizans İmparatorluğu'nu yöneten ilk kadındır. Döneminde, daha önce yasaklanan tasvir uygulamasına yasallık kazandırmış, toprakları ve hakları elinden alınmış olan manastırlara bunları geri vermiştir. Bu nedenle Yunan Ortodoks Kilisesi'nin azizleri arasına alınmıştır. Bu bilgilere göre, kiliseyi yaptıran eğer bu İmparatoriçe ise Irini Kilisesi'nin (bugünkü Kesik Minare) inşa tarihi de 8. yüzyıl olmalıdır. Kiliseyi inşa ettirenin İmparatoriçe İrene olmayıp; eğer 330'larda Bizans'ta yaşamış ve gerçek adı Penelope olan bir azizenin adı bu kiliseye verilmişse durum yine başkadır. Anlatılanlara göre Penelope, o yıllarda Hıristiyanlığı yaymaya çalışır. Putperestler tarafından yılanlarla dolu bir kuyuya atılır; ölmez. Taşlanır, atlara bağlanıp sürüklenir; yine de ölmez. Mucizelerin sonunda putperestler Hıristiyan olur; Irini de bir azize. Bu olağanüstü olay üzerine İmparator Konstantin 4. yüzyılda İstanbul'da yapılan bir kiliseye onun adını verir. Sonraları birçok kiliseye Aya Irini adının verilmesi gelenekselleşir. Kesik Minare alanındaki kilise yapısının İstanbul'daki 4. yüzyıl Aya İrini Kilisesi planına çok benzediği görülür. Diğer bir varsayım da, 5. yüzyılda inşa edilen Bizans Basilikası üzerine 8. yüzyılda İmparatoriçe İrene tarafından, agora alanında mevcut Roma malzemeleri kullanılarak, anıtsal haç planlı, ortada beşik tonozlu ve üç nefli bazilikayı kendi parası ile inşa ettirdiği yönündedir. 9-10. yüzyıllarda muhtemelen tanrının anasına Panaghia'ya büyük ölçüde değiştirilerek vakfedildi. Çünkü 1083-1084 yılında Antalya Piskoposluğu'nun rütbesi de değişmiş; İmparatorluk emriyle Antalya, bu tarihten itibaren Perge-Sillyon Metropolitleri'nin emrinden çıkarak bağımsız bir Metropolitlik olmuştu. Bugünkü bulgular mevcut antik Agora alanının İS. 5. yüzyılda, Pamphylia'daki en önemli kilise yapısı için inşaat alanı olarak seçildiğini göstermektedir. 1974 yılında Kesik Minare Camii alanında yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları sırasında bu Roma Agorası'nın yuvarlak kült podyumunun bir bölümüne ait parçalar, kilisenin kuzey batı temellerinde ortaya çıkarılmıştır. Yapı elemanları incelendiğinde kalıntıların İS 2. yüzyıla kadar uzandığı görülür. Yine mevcut mimari veriler değerlendirildiğinde, yapının ilk yapım dönemi yaklaşık 5. yüzyıla tarihlenir. 


OSMANLI DÖNEMİNDE CAMİ OLDU 

Antalya 1207 yılında, Selçuklu Sultanı 1. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedilmiştir. Büyük bir olasılıkla, Selçuklular kenti fethettikten sonra da burasının kilise olarak kullanılmasına izin vermiştir. Kent, 1392 yılında Osmanlılar tarafından alınır. Selçuklular devrinde onarım gören, Osmanlılar zamanında bir süre bir bölümü Mevlevihane olarak kullanıldığı bilinen bu yapının, camiye çevrilmesi Sultan II. Bayazid'in oğlu Şehzade Korkud'un Antalya Valiliği (1470-1509) zamanında olmuştur. Bu değişimde, batı kısmına bir portal ile bir minare ilave edilmiştir. 1895 yılında çıkan bir yangın sonucunda Minare ve cami Kaleiçi'deki 300 evle birlikte harap olmuş; minaresinin ahşap olan külah kısmı da yandığı için bu yapıya halk tarafından 'Kesik Minare' adı verilmiştir. Antalya'nın en görkemli Camisi sayıldığı için 'Cami-i Kebir' de denilen bu camide devlet erkânı ve kentin ileri gelenleri 1895 yılına kadar cuma namazlarını kıldıkları için, aynı zamanda bu camiye 'Cumain Camisi'; önündeki alana da 'Cumaönü Meydanı' denilirdi. Her Cuma, resmi makamlar ve bunların arasında Mutasarrıf cemaatle birlikte gelir, Cuma namazını bu camide kılarlardı. 


DEĞERLENDİRMEK GEREKİR 

Kesik Minare alanı, Kaleiçi'nde gezenlerin, demir parmaklı kapısından, yalnızca içeriye baktığı bir yapı durumundan artık çıkarılmalıdır, diye düşünüyorum. Dışarıdan gördüğüm kadarıyla içeride mimari plastik parçalar arasında, çok güzel sütun başlıkları, arşitrav taşları, sütun parçaları, lentolar var. Bugün Kaleiçi'ndeki evlerin restoresi sırasında temel taşları altında eski Attalia şehrine ait birçok parçalar çıkıyor. Bunlar yerlerinde bırakılıp, üstüne binalar yapılıyor. Derim ki; bu parçalardan uygun olanlar, belirli bir düzen içinde Kesik Minare alanında "Açık Hava Müzesi" olarak sergilenebilir. Böyle yapıldığı takdirde, göz bebeğimiz olan Kaleiçi, en önemli eserlerinden birini yeniden kazanmış olacaktır. Çünkü Kesik Minare, Antalya Kaleiçi'nin bir simgesidir. Bu yapının bir Açık Hava Müzesi olarak korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, bir Antalyalı olarak şu andaki tek hayalimdir. Umarım bu hayalim, kısa zamanda gerçeğe dönüşür. 


EN ZARİF ÖRNEKLERDEN

Korkut Camii'nin minaresi, Erken Osmanlı mimarisinin çok zarif ve güzel örneklerinden biri olarak gösterilir. Alt kısımda kesme taştan yapılmış kare planlı büyük bir kaide, bu kaidenin üst kısmına doğru çıktıkça sekizgen biçimini alan ve pabuç kısmında tuğlalarla yapılmış bir bezeme görülür. Daha sonra bir bilezik, silindirik gövde, sonra tekrar bir bilezik ve alt kısmı mukarnasa benzer bir biçimde yapılmış bir şerefe. Şerefeden yukarısı, daha ince bir silindirik gövde olarak yükselir. Turistler Kesik Minare alanını bugün, ancak demir parmaklıklar arkasından görebiliyor.


Sabah Akdeniz 


Geri Dön