Antoine de Riedmatten: Turiste yönelik AVM'ler kurulmalı!
Deloitte Perakende Lideri Antoine de Riedmatten, perakende sektöründe hacmin kritik olduğunu, turist çeken AVM’lerin ise kazanacağını söyledi
Uluslararası danışmanlık hizmeti sunan sektör analizleri yapan dünyaca ünlü Deloitte firmasının Perakende Lideri Antoine de Riedmatten, turizm ve perakende sektörünün birlikte hareket etmesi gerektiğini, AVM’lerin turistlerin yoğun olduğu yerlerde ve turistlere yölik olması gerektiğini söyledi.
Tüketici Malları CEO’lan toplantısı için Türkiye’ye gelen Deloitte Perakende Lideri Antoine de Riedmatten,Perakende sektörünün büyük bir dönüşüm sürecinde olduğunu ifade ederek sektördeki yeni trendleri anlattı.
Teknolojinin gelişmesiyle perakende sektöründeki değişimin de hız kazandığını belirten Riedmatten, “Artık tüketicinin elinde internete erişim imkanı var. Tüketiciler cep telefonlarından bile her an dünyayı takip edebiliyorlar. Perakende sektöründe yeni bir dönemin içindeyiz. Gelişmekte olan pazarlar artık gelişen pazarların ürünlerini eş zamanlı sunabiliyor” dedi.
Günümüzde hacim ve zaman kavramlarının en kritik noktalar olduğunu dile getiren Riedmatten şöyle konuştu:
Perekende sektöründe artık en yüksek hacmi en kısa sürede sunabilmek ön plana çıkıyor. Sektördeki en büyük değişimlerden biri de bu. Eskiden bilgisayar üreticisi bir firma bir yılda 1 milyon satış adedine ulaşırken, bu süre şimdi bir aya indi.
Turizimcilerle birlikte hareket edilmeli
Turizmin perakende sektörü için çok önemli bir konu olduğunu vurgulayan Riedmatten, perakendeciler ve turizmcilerin birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti. AVM’lerin de turistlere yönelik olması gerektiğini belirten Riedmatten, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
Turizm perakende sektörü için önemli çünkü, eskiden insanlar bir ülkeye geldikleri zaman sadece şehri, müzeleri ve tarihi mekanları geziyorlardı. Şimdi ise gelen turistler müze gezmeye değil, ilk hedef olarak alışveriş yapmaya geliyorlar. Dolayısıyla her yere alışveriş merkezi yapmak yerine, turistlerin yoğun olduğu yerlerde, turistlere yönelik alışveriş merkezleri yapmak gerekiyor. Bu nedenle iki sektör birlikte hareket ederek, karlılıklarını ve hacimlerini artırabilirler.
Anlatacağınız bir hikayeniz olması gerekiyor
Perakende sektöründeki yeni trendlerden birinin de markanın hikayesi olduğunu ifade eden Riedmatten, “Hacim kadar anlatacağınız bir hikayenizin olması da çok önemli. Danone süt ürünleri satsa da sağlıkla özdeşleşmiş bir marka. Ya da Coca Cola bir yaşam tarzı. Tüketici, hissedilen ve hikayesi olan ürünleri tercih ediyor artık. Firmalar da bunu dikkate almalı” diye konuştu.
Müşterinin artık daha talepkar olduğuna dikkat çeken Riedmatten, tüketicinin artık ürün hakkında daha çok şey bilmek istediğini aktardı. Yerel müşteriyi tanımanın ve onlara yönelik ürünler sunmanın önemli olduğunu vurgulayan Riedmatten, “Ürünün nerede üretildiği, çevreye ne kadar duyarlı olduğu ön plana çıkıyor. Bu nedenle üreticiler beklentileri karşılayacak ürünler üretirken, perakendecilerin de bu bilgileri müşteriye aktaracak mekanizmayı kurması gerekiyor” dedi.
Türkiye bölgesel merkez olabilir
Türkiye'ye ve Türk perakende sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan Antoine de Riedmatten, Türkiye'nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Rusya için bölgesel merkez olabilecek bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti.
Uluslararası firmaların her yerde ufak şirketler kurmak yerine bu tür merkezleri tercih ettiğini aktaran Riedmatten, Türkiye'nin bölgesel merkez olması durumunda büyük avantajlar sağlayacağını, taşımacılık, perakende ve turizm sektörlerinin daha hızlı büyüyeceğini belirtti. Türkiye'nin son yıllarda sergilemiş olduğu istikrarlı büyümesinin yabancı firmaların dikkatini çektiğini anlatan Riedmatten, "Ben Türkiye'nin bölgesel bir merkez olacağına inanıyorum" dedi.
Markalasmanın önemine de değinen Riedmatten, Türkiye'nin markalasmak gibi bir hedefi varsa belli markalarını ön plana çıkarması gerektigini dile getirdi. Riedmatten konuyla ilgili şunları kaydetti:
Yerel olarak 200 markaya sahip olabilirsinz. Ancak perakende sektöründe bölgesel ya da global bir marka olmak istiyorsanız, yüklü bir tüketici tarafından fark edliyor olmanız gerekiyor. Bunu da 200 marka ile yapamazsınız. Bazı markaların ön plana çıkması, aradan sıyrılması gerekiyor. Bu şirket birleşmeleri ile olabileceği gibi firmanın organik büyümesiyle de olabilir.
Dünya