Ataşehir Watergarden'ın tasarımını MDArch Mimarlık üstlendi!
Ataşehir’de salt gastronomi ve rekreasyona dayalı bir yaşam merkezi olarak Hollanda’lı T Concept firması tarafından tasarlanan Watergarden projesinin mekan organizasyonu ve iç mimari projeleri MDArch Mimarlık tarafından üstlenildi.
Açık, yarı açık ve kapalı mekanların bir arada dengeli bir şekilde kurgulandığı projede temel odaklar yeme-içme ve rekreasyon fonksiyonlarına ayrıldı. Toplam 165.000m2’ye yayılan bir alanda çeşitli aktivitelere göre tasarlanmış birbirinden farklı ama ilişkili bölgeler bulunmakta. Alanın tam ortasında projenin görsel ve işlevsel ağırlık merkezi olarak konumlanan 5.000m2’lik gösteri havuzunun etrafındaki farklı alanlar, işlev ve kullanıcı profillerine göre farklı atmosferlere sahip olacak şekilde tasarlandı.
Tüm bunlara ek olarak peyzaj tasarımı DS Mimarlık tarafından üstlenilmiş, bitkiler ve ağaçlarla donatılmış 15 bin metrekareye ulaşan ve bu farklı alanlara entegre edilmiş bir Şehir Parkı da projenin önemli bir kısmını oluşturmakta.
Farklı profildeki ziyaretçiler için birbirinden farklı işlevlerin tek bir yapı içinde tasarlanmasını gerektiren Watergarden projesi, ilişkili ama bağımsız kimliklere sahip hücrelerden oluşan yapısı ile konvansiyonel bir AVM’den farklı bir tasarım anlayışı gerektirmekte. Tekdüzeleşmiş AVM tasarım anlayışının işe yaramadığı böyle bir durumda tasarımda esnek davranabilmenin yanı sıra çok farklı atmosferlerin birbirleri ile uyumlu bir ilişki kurması projenin en zorlu yanı idi.
Örneğin havuzun bir yanında restoranlar konumlanırken, diğer yakasında bistrolar, biraz ilerisinde ise Organik Pazar veya Nostalji Sokağı olarak adlandırılan farklı atmosfer ve işlevlere sahip alanlar, kesintisiz ve alternatif rotaları olan yaya yolları ile birbirlerine bağlanmakta. Bu nedenle, standart AVM’lerde alışılmış dikey hiyerarşinin yerine Watergarden projesinin iç mekan organizasyonunda yatay bir hiyerarşi benimsendi.
MDArch’ın diğer projelerinde de benimsediği şekli ile, mevcut strüktüre en az şekilde değen, montajda veya değişiklik sırasında binayı zorlamayacak yüzeylerde perfore metal, doğal ahşap ve taş kaplamalardan seçildi.
Organiz Pazar alanından botanik bahçe katına kadar yapının tüm kesitinin izlenebildiği ve yürüyen merpenleri de barındıran eliptik galeri için kinetik bir heykel çalışması da MDArch Mimarlık tarafından tasarlandı.
Tasarımın ilk evresinde ele alınan Organik Pazar ve Nostalji Sokağı alanlarında mekanları kullanacak ziyaretçiler kadar orada çalışacak insanların da ne hissedeceği üzerinde duruldu. Malzeme, doku, renk, oran seçimleri ile kullanıcılara sanki Watergarden projesinden önce de bu iki alanın mevcut olduğu hissi verilmeye çalışıldı.
Nostalki Sokağı’nı oluşturan yüzeylerin dekor gibi görünmemesi için dikkatle patine edilmiş doğal malzemeler tercih edildi. Herhangi bir kentteki çarşı içi sokakların atmosferine yakın olması için kesitlerde oranlar olabildiğince dar tutularak sokakta oturan ve çalışanlar kadar içinden geçenlerin de tasarımın bir parametresi olduğu vurgulanmaya çalışıldı.
Organik Pazar bölgesinde ise, herhangi bir semt pazarındaki gibi geçicilik vurgusuna önem verildi. Bu alanda kullanılan tüm taşıyıcı elemanlar döküm demirden tasarlanarak söküldüğünde boş ve zarar görmemiş bir nötr mekan elde edilmeye çalışıldı. Bu nötr mekanın yaşamasını sağlayacak esas elemanların insanlar ve aralarındaki ilişkiler olacağı göz önüne alınarak, bu ilişkilere fon oluşturabilecek tarafsız bir atmosfer yaratılmaya çalışıldı.
Yeme-içme konusunda İstanbul’un Anadolu yakasında önemli bir merkez olacağı öngörülen Watergarden projesinde ayrıca 11 salonlu sinema kompleksi, farklı etkinliklerin sahne alabileceği 4000 kişilik etkinlik alanı, tiyatro salonu, eğlence kulüpleri, çocuklar ve yetişkinlere hizmet verecek mutfak sanatları okulu, spor merkezi, çocuk oyun alanı ve çocuk yuvası yer alıyor.