Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi Çağlayan'a taşınıyor!
Türkiye'nin önemli dava ve soruşturmalarının görüldüğü Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi Çağlayan'a taşınıyor tabii ki gazeteciler de...
Ergenekon’, ‘Balyoz’ ve ‘futbolda şike’ gibi tarihi soruşturma ve davalara ev sahipliği yapan, kimi zaman ‘rütbelilerin’ kimi zaman ünlülerin sorgulanıp, yargılandığı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde bir devir sona eriyor. Özel yetkili mahkemelerin bulunduğu İstanbul Adliyesi ‘tahliye’ edilerek Çağlayan Adliyesi’ne taşınıyor. Sanat, spor, siyaset ve iş dünyasından pek çok kişi bugüne kadar bu adliyede ifade verdi. Kimi tutuklandı, kimi tahliye olmanın sevincini yaşadı. ‘O anları’ yaşayanlar sadece sanıklar, hâkim, savcı ya da avukatlar değildi. Karda, kışta, yağmurda, gece, gündüz demeden adliyede nöbet tutan gazeteciler de ‘o anların’ en yakın tanığıydı. Şimdi onlar da not defterleri ve fotoğraf makineleriyle Çağlayan Adliyesi’nin yolunu tutacak. Taşınmadan önce yıllardır tanık oldukları olayları ve kendi deyimleriyle ‘o anları’ Radikal’e anlattılar. Habertürk gazetesi muhabiri Bülent Ceyhan 2001’de İstanbul 6 No’lu DGM’deki İBDA/C duruşmasından bir anısını paylaşıyor: ‘’Eektrikler kesildi. Zifiri karanlık oldu. Elektrik geldiğinde gazeteciler bir köşeye toplanmış vaziyetteydi. İkinci kesinti daha oldu. Durumu ‘firara davet’ olarak algılayan sanıklar “Ya bırakıp gitsek mi Bu bir mesaj mı yoksa” demişti.” ‘Kuşu taş sandık’ Akşam gazetesi muhabiri Seda Kılıç, 7 yıldır görev yaptığı adliyede pek çok dava ve olaya tanık olmuş: ‘Bir terör örgütü davası çıkışında sanık yakınları polise taş atıyordu. Polislerin yanında kalmıştık. Gökten taş yağıyordu. Bir taşın bize doğru geldiğini fark edip kaçmaya başladık. Taş sandığımız bize doğru hızlıca gelen bir kuştu. ’’ Zaman gazetesi muhabiri Yakup Çetin ise Fenerbahçeli olduğunu belirtiyor ve Aziz Yıldırım’ın tutuklanmasına üzüldüğünü anlatıyor. MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu’nun çekilen tek görüntüsü Cihan Haber Ajansı muhabiri Osman Arslan’ın objektifinden yansıdı. Arslan “Adliye çevresini kuşatmıştık. Adliyeye gelen MİT görevlisini farkettim. Yanında bir kişi daha vardı. Bu kişinin Kozinoğlu olabileceği düşüncesiyle çekmeye başladım. Ben çekmeye başlayınca onlar kaçmaya başladı. O zaman emin oldum Kozinoğlu olduğundan” diye konuşuyor. Anadolu Ajansı muhabiri Murat Kaya, “24 saati aşan mesailer sonucunda, aldığımız bilgilerin ‘evet’ ya da ‘hayır’ düzeyinde olması; ’buna değer mi’ sorgusunu yapmama neden oldu hep. Ama ‘değer’ diye düşündüm sonuçta” derken, Doğan Haber Ajansı Muhabiri Selahattin Günday, haber çıkarmanın zorluklarına değiniyor: ‘’Binaya grimek bile yasak. MİT mensupları ifadeye çağrıldı bilgisi önce yalanlandı sonra doğrulandı. Doğrulatana kadar ömrümüzden üç sene gitti.’’ Türkiye’nin gözü kulağı bu adliyede oldu 2004 yılında DGM’lerin kaldırılmasıyla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi olarak anılmaya başlanan ve özel yetkili mahkeme ile savcılığa ev sahipliği yapan bina, Gülhane’deki DGM’nin 4 Temmuz 1994’te taşınmasından beri hizmet veriyordu. Halen 6 özel yetkili ağır ceza mahkemesi ve savcıların faaliyetlerini sürdürdüğü adliyeden geçen isimlerden bazıları şöyle: Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ilk tutuklanan muvazzaf orgenerallerden Orgeneral Bilgin Balanlı, eski kuvvet komutanları İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Şener Eruygur. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yııldırım, sanatçılar Tarkan Tevetoğlu, İbrahim Tatlıses, Yıldız Tilbe, Deniz Seki, Haluk Levent, Fatih Ürek, Azer Bülbül ve Alişan.” Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra başlayan yargılama süreci de Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde başlatılıp tamallanmıştı. Adliyenin bahçesi yargılama süresinde çeşitli protestolara sahne olmuştu. Radikal