23 / 12 / 2024

Bill Clinton, Sinpaş için konferans verdi

Bill Clinton, Sinpaş için konferans verdi

Clinton, Sinpaş'ın 35'inci yılı dolayısıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik" konulu "Bosphorus Conference" için İstanbul'a geldi



Marmara depremi sonrasında Türkiye'ye yaptığı ziyarette Clinton'un burnunu sıkan `Erkan bebek', dün de Sinpaş konferansına gelen Clinton'u ziyaret etti ve yine burnunu sıktı. Sinpaş, Erkan'a burs verecek

Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın, İstanbul'da verdiği konferans, 10 yıl önce Marmara depreminin ardından Kocaeli'ni ziyaretinde burnunu sıkan `Erkan bebek'le buluşmasına sahne oldu. Clinton, Sinpaş'ın 35'inci yılı dolayısıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik" konulu "Bosphorus Conference" için İstanbul'a geldi. Clinton'a sürpriz yapmak isteyen Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, konferansa, `Erkan bebek' olarak ünlenen Erkan Işık'ı da davet etti.
Clinton'ın burnunu sıktığı günün gazetesini çerçeveleten Erkan Işık, bunu Clinton'a armağan etti. Duygulandığı gözlenen Clinton da eğilerek Erkan Işık'ın yeniden burnunu sıkmasına izin verdi ve "Erkan burnumu ilk sıktığında onun için `cesur bebek' demiştim. O fotoğraf hâlâ evimin duvarında asılı. Bugün de cesaretinden dolayı onu tebrik ediyorum" dedi.
Avni Çelik de Sinpaş'ın halen 350 öğrenciye burs sağladığını belirterek, "Erkan Işık'ın da üniversiteyi bitirinceye kadar tüm eğitim masraflarını üstleniyoruz, bu konuda Clinton'a söz veriyoruz" dedi.

400 bin dolara konuştu
Konferanstaki konuşması için 400 bin dolar alan Clinton, Türkiye'nin yakın gelecekte izlemesi gereken politikalara ilişkin görüşlerini şöyle sıraladı:
"Türkiye Avrupa Birliği konusunda ne yapacağına karar vermeli. Kıbrıs'ta kabul edeceği şartları belirlemeli. Kürt meselesinde umudunu ne kadar muhafaza edebileceğini saptamalı. Biz bazı anlaşmalar için `suya düşmüş anlaşma' deriz. İnsanlar bu anlaşmaları önce imzalarlar sonra da `Allah kahretsin, ben ne yaptım' derler. Ermeni açılımının suya düşmüş anlaşma olup olmadığı önemli. Türkiye, ekümenikliğin avantaj olup olmadığına da karar vermeli. Çünkü Türkiye'deki ortodokslar Rusya'nın etkisine girebilir."

Çelik: Korkunun yerini umut aldı
Sinpaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, küresel krizde korkunun yerini umuda bıraktığını söyledi. Türkiye'nin son dönemde bölgesel liderlik adına önemli adımlar attığını belirten Çelik, "Ülkemizi yönetenlerin gayretlerini sevgiyle destekliyoruz" dedi.
Clinton'un Türkiye'de çok sevildiğini belirten Çelik, Clinton' a hitaben, "Yeniden siyasete atılsanız ve Türkiye'ye bir sandık konulsa size çok oy çıkar" deyince, Clinton şunları söyledi:
"Allah'tan başkanlık süresi konusunda bir sınırlama var, yoksa oradan beni tabutumla çıkarırlardı. Başkanlığı çok seviyordum. Ama şimdi siyaseti, eşime (Hillary Clinton) ve Obama'ya bıraktım."

`AB, Türkiye'yi almalı, üçüncü kutup olmalı'
Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, dünyanın ABD ve Asya merkezli iki kutuplu bir hal aldığını, dengenin sağlanması için Avrupa'nın da üçüncü kutup olması gerektiğini ancak bunun için Türkiye'ye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Schröder, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmak için ilk başvurusunun üstünden 40 yıl geçtiğini hatırlatarak, "Avrupa ahde vefaya uygun davranmalı ve Türkiye'yi tam üye olarak kabul etmeli" dedi.  Schröder, "Nüfusu 10 yıl içinde 100 milyona ulaşacak Türkiye'nin doğusu ile batısı arasında gelir uçurumu var. Bazı AB politikacıları, Türkiye AB'ye alınırsa Avrupa'ya bir insan akını olmasından endişeleniyor" dedi.
Schröder, "siyasi yaşamına kendi tercihiyle mi son verdiği" sorusunu, "Açıkça itiraf edeyim, 'siyaset artık yetti' demedim, 2005 yılında istifa ettiğim zaman seçmene kulak verdim. Seçmen, 'istifa et' diye sinyal verdi" diye yanıtladı. Siyasetten ayrıldıktan sonra muhakkak başka bir meşgale edinilmesi gerektiğini dile getiren Schröder şöyle dedi: "Aileniz sizi 24 saat evde görmeye başlıyor. Evde birbirinize giriyorsunuz. Avukatlığa dönemezdim, çok uzun zaman oldu. O yüzden şimdi şirketlere danışmanlık yapıyorum."
İş dünyasının büyük ilgi gösterdiği konferansa TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile "Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz de katıldı.
Milliyet

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

'Türkiye dünya için eskisinden çok daha önemli bir ülke oldu'

İstanbul'da Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik Konferansı'nda konuşan eski ABD Başkanı Bill Clinton "Orta Doğu'da herşey yolunda gittiği sürece, global entegrasyon ve pozitif geleceğe Türkiye damgasını vuracak" dedi
Konut sektöründe faaliyet gösteren Sinpaş'ın, 35. yıl etkinlikleri çerçevesinde düzenlediği, "Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik" temalı konferansta konuşan eski ABD Başkanı Bill Clinton, Türkiye'ye övgüler yağdırdı. Konuşmasına, "İstanbul'a gelmek benim için çok büyük mutluluk" diyerek başlayan Clinton, 1999 yılında deprem sonrası Türkiye'ye geldiğini ve 5 gün kaldığını hatırlattı. Başkanlığının ilk aylarında Türkiye'nin 21. yüzyıla damgasını vuracağını bildiğini belirten Clinton ''Orta Doğu'da herşey yolunda gittiği sürece, global entegrasyon ve pozitif geleceğe Türkiye damgasını vuracaktı'' dedi. Clinton "Bu gezim Türkiye'nin ABD açısından ve 21. yüzyıl dünyası açısından ne kadar önemli olduğunu bana bir kez daha gösterdi. Türkiye'nin eskisinden çok daha fazla dünya için önemli olduğuna inanıyorum" diye konuştu. '

GÖRDÜKLERİMDEN ETKİLENDİM'
Krizde hükümetin aldığı kararlar kadar özel sektörün bunu nasıl işlediği ve ortak hareketle maksimize ettiğinin de önemli olduğunu dile getiren Clinton, Türkiye'ye geldiğinde iş dünyası ile ve sivil toplum örgütleriyle de bir araya geldiğini ve gördüklerinden etkilendiğini kaydetti. "Türkiye için en cesaret verici konulardan biri Başbakan Erdoğan'ın yaptıkları" diyen Clinton sözlerini şöyle sürdürdü: "Atatürk tarafından ortaya konmuş laik cumhuriyeti harmanlamayı başardılar. İnsanlar hem dini özgürlüklerini ortaya koyabiliyor, hem de bunu başkalarına dayatmıyor. Bu hiç de azımsanmayacak bir başarı." ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini hatırlatan Clinton "Bizim de size ihtiyacımız var" dedi. "Yeni bir dünya ve farklı bir dünya istiyorsak ortak hareket etmemiz gerekiyor" diyen Clinton, ABD'de başlayan ekonomik kriz nedeniyle de özür diledi.
Barış ERGİN/Sabah

Clinton: Sizden özür dilerim, çünkü krizi ABD yarattı

Krizden dolayı özür dileyen eski başkan Clinton, 'ABD'de birkaç yıldır konut kredileri batmaya başladı. Bazı insanlar uyardı. Ama hepsi bu kadar, bir şey yapılamadı' dedi

ABD 42'nci Başkanı Bill Clinton ABD'de başlayan ve dünyaya yayılan ekonomik kriz için özür diledi. Sinpaş Grubu'nun 35'inci yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlediği `Bosphorus Conference'ın baş davetlisi Clinton, "Aslında sizden özür dilemem gerekir, çünkü kriz ABD'de başladı. ABD'de birkaç yıl boyunca konut kredileri batmaya başladı. Bazı insanlar uyardı, bunların arasında benim eşim de vardı. Ama hepsi bu kadar, bir şey yapılamadı" dedi.
Lehman Brothers'ın iflasından sonra hükümetin iflaslara izin vermeye başladığını belirten Clinton, "Ama arkadan gelenler hızlandı. Son 10 yılda istihdam çok azaldı. 2008'de bir haneye düşen gelir 200 bin dolar daha düştü. ABD'de başlayan korkunç durum tüm dünyaya sirayet etti. Bu kriz ABD'nin şanına şöhretine zarar verdi. Kriz bizim istikrarsızlığımızın da bir göstergesi. Tüm bunlardan sonra G20 daha önemli hale geldi" diye konuştu.

G20 önem kazandı
Gelecek için G20 ülkelerinin artık G8'den çok daha önemli olduğunu belirten Clinton, "G20'nin haklarını artırarak tekrar bir kriz yaşanmasının önüne geçebiliriz. Çin, Hindistan çok sayıda sivil toplum kuruluşuna sahip. Bu kuruluşların önemi gitgide artıyor. Çin bu konuda lider. Her zaman özel sektörün ürettikleriyle devletin ürettikleri arasında bir boşluk vardır. Sivil toplum kuruluşlarının önemi bu noktada ortaya çıkıyor" dedi.
Yaşadığımız dünyada bu kuruluşların öneminin çok büyük olduğunu dikkat çeken Clinton iş adamlarına bu konuda öğüt vererek şöyle devam etti: "Öncelikle kendinize hükümet politikanızı sorun sivil toplum kuruluşları konusunda. Onlara verdiğiniz rolü artırın, çünkü onlar ülkenizin geleceğinde çok önemli rol oynayacaklar."
Yaşayabilmek için içimizdeki pozitif güçleri artırıp, negatifleri azaltmamız gerektiğinin altını çizen Bill Clinton, bunun hem ülkeler, hem de ekonomiler için geçerli olduğunu söyledi. İstanbul'a tekrar gelmekten büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Clinton,  "1999 yılında ABD başkanıyken beş gün boyunca İstanbul'da kaldım. Bugün yaşadığımız dünya artık tamamen ülkelerin birbirine bağlı olduğu bir dünya. Artık ülkeler birbirine bağımlı ve sınırlar kayboldu. Dünyadaki uluslararası kuruluşların önemi de giderek artıyor" şeklinde konuştu.

`Türkiye çok daha önemli'
Türkiye'nin artık dünya için eskisinden çok daha önemli olduğunu vurgulayan Clinton, "Türkiye pozitif geleceğe ve 21. yüzyıla damgasını vuracak. Bu yüzden Türkiye ile ilişkilerimizi kuvvetlendirdik. AB'ye üyeliğinizi hep destekledim, oradaki dostlarıma da söyledim. Ama bunu sadece Türkiye için değil, ABD'nin ve dünyanın geleceği için istedim" diye konuştu. "Türkiye'yi ailecek seviyoruz " diyen Clinton şöyle devam etti:
"Türkiye, bu dünyanın geleceği için çok önemli. Türkiye'nin potansiyelini açığa çıkartmak zorundayız, bu konuda tarihi bir sorumluluğumuz var hem bizim hem Türkiye'nin. Son 10 yıla bakarsanız Türkiye, ABD eski başkanı Bush'la çalıştıktan sonra şimdi de Obama ile çalışıyor. "
Ülkeler arasında ekonomik eşitsizlik sürdüğüne dikkat çeken Clinton, "1 milyar kişi her gece yatağa aç giriyor, temiz su bulamıyor. Yükselen Türkiye'de şimdi bu salonda refah içinde otururken en basiti ışıklar sönse ne yapacağımızı şaşırırız. Ama dünyada milyonlarca kişi ampule muhtaç, klima nedir bilmiyor, mikrofonun sesinden korkuyor. Bunlar eşitlenmedikçe ortak bir noktada buluşmak zor" dedi.
Dünyanın dörtte birinin AIDS, sıtma ve kirli sudan kaynaklanan hastalıklardan öldüğünü kaydeden Clinton, şuanda dünyanın fakir ülkelerinde bu konu üzerinde çalıştığını vurguladı. Dünyada 100 milyon çocuğun da okula gidemediğini kaydeden Clinton, "100 milyon çocuk da okula gitse de eğitim alamıyor. Fakir ülkelerde eğitim çok zor bir iş değil. Modern dünyada eşitsizlik dışında istikrarsızlık da büyük sorun" açıklamasında bulundu. Siyaseti tamamen bıraktığını belirten Clinton, artık vakfıyla beraber  fakir ülkelerdeki hastalıklar ve iklim değişikliğinin üzerine gittiklerini vurguladı.

Erkan, yine Clinton'ın burnunu sıktı
Bill Clinton'ı izlemeye gelenler arasında 10 yıl önce yaşanan Marmara Depremi sonrasında Türkiye'yi ziyarete gelen Clinton'ın burnunu sıkmasıyla tanınan Düzceli Erkan bebek ve ailesi de vardı. O zamanlar yedi aylık olan ve Clinton'ın kucağına alarak sevdiği Erkan bebek, bu kez 10 yaşında bir çocuk olarak `Clinton amca'sını görmeye geldi. Erkan, Clinton'ın burnunu bir kez daha sıkarak, eski başkanı güldürdü. Bu arada, Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, Erkan'ın üniversiteyi bitirene kadar tüm eğitim masraflarının Sinpaş tarafından karşılanacağını ifade etti.

Açılımı cevapsız bıraktı
Bill Clinton `Türkiye'nin Kürt açılımıyla ilgili yaptıklarını nasıl buluyorsunuz' şeklindeki soruya "Kürt ve Ermeni sorunu Türkiye'nin iç meselesidir" diyerek cevap vermedi. Eski bir siyasetçi olarak Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ı takdir ettiğini söyleyen Clinton, Erdoğan'ın Türkiye'nin laik düzenini iyi idare ettiğini anlattı. Clinton, "Kimse dini inançları yüzünden özgürlüğünden olmuyor. Bu, çok önemli. ABD'de bu özgürlüğü yeni yeni yaşayabiliyoruz" dedi.
Bu arada izleyicilere "Türkiye'yi 10 yıl sonra nerede hayal ediyorsunuz?" diye soran Bill Clinton, "Çocuklarınıza ve torunlarınıza bırakacağınız ülkeyi iyi planlamanız lazım. Kendinizi nerede görüyorsanız hem özel sektörün hem de hükümetin yapması gerekenleri bu plan doğrultusunda belirleyin" ifadelerini kullandı.
Nuriye DOĞU/Radikal

Clinton: Kriz ABD'den çıkıp, dünyaya yayıldı sizden özür diliyorum  
 
ABD'nin 42'nci Başkanı Bill Clinton, Amerika'dan dünyaya yayılan ekonomik kriz nedeniyle özür diledi. Clinton, krizi birbirine bağlı dünyada ortaya çıkan gelişmelerin her yeri etkilemesinin acı bir örneği olarak gösterdi.

SİNPAŞ GYO'nun düzenlediği `Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik' konferansında konuşan ABD 42'nci Başkanı ve William J. Clinton Vakfı Kurucusu Bill Clinton, global ekonomik krizi birbirine bağlı dünyada ortaya çıkan gelişmelerin her yeri etkilemesinin acı bir örneği olarak gösterdi. Clinton, "Aslında sizden özür dilemeliyim çünkü ekonomik kriz ABD'den çıktı ve dünyaya yayıldı. Bakın neler oldu? Bir kaç yıl mortgage kredileri battı da battı. Bunu görüp başından uyaran çok insan oldu. Başkan Bush'un yardımcılarından biri ve benim eşim de (Hillary Clinton) uyarılarda bulundu. Daha sonra Bear Sterns iflasın eşiğine geldi, başka kuruluşa satıldı. Lehman iflas etti. Hükümet iflaslara izin vermeye başladı. Kasımın ilk haftası ABD'de seçim yapılır ama Lehman'ın batışından sonra seçim aslında çoktan bitmişti. Son 10 yılda hiç istihdam yaratılmamıştı" dedi.
ABD'nin şanı gitti
Clinton, krizin oradan İngiltere ve Avrupa'daki daha sağlam kurumlara hatta kasabalardaki emeklilik fonlarına, vakıflara, İzlanda'ya sıçradığını dile getirerek, şöyle devam etti: "ABD olarak bu bizim şanımıza halel getirdi. İzlanda'da sıfırdan başlayıp milyarder olan çok kişi vardı ama bu küçük 300-400 bin nüfuslu ülke mali kurumların dengesizliğinden dolayı battı. Kriz, rekor dolar rezervi olan Çin'e bile sirayet etti. Orada da milyonlarca işsiz yarattı. Çünkü, batı onların ürettiği malı satın alamıyordu."
Herkesin kazandığı oyun
"Eğer fakir insanlar bir şey kazanmadan bir topun etrafında koşmayı kabul edebiliyorsa, bu sıfır toplamlı oyun olur" diyen Clinton, şunları dile getirdi: "Bu, eski dünyada belki kabul edilebilir bir şeydi. Artık kabullenmek mümkün değil. Çok kazananı olan oyunlar inşa etmeliyiz. Örneğin, Türkiye'de de refah artıyor. Gerçekten takım elbiselerinizle iyi görünüyorsunuz ama dünyanın her yeri böyle değil. Dünyanın daha adil bir yer olması gerekir."

Erkan, 10 yıl sonra Clinton'ın burnunu sıktı

1999 Marmara Depremi'nin ardından Türkiye'ye gelen dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Gölcük'te depremzedeleri ziyaret ederken Erkan bebek, o günlerde burnunu sıkmıştı. Clinton'ın dünkü konuşmasının ardından sahneye çıkan 10 yaşındaki Erkan, çerçevelettiği gazete sayfasını gösterdi. Clinton, aynı kupürü evinin duvarında tuttuğunu söylerken, Erkan'ın burnunu sıktı. Erkan da, yeniden burnunu sıkmak istediğini söyleyince kahkahalar atan Clinton, bu isteğe olumlu yanıt verdi.

Erdoğan'ın yaptıkları azımsanamaz

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın yaptıklarının azımsanamaz olduğunu belirten Bill Clinton, Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin inanç özgürlükleriyle harmanlanmasının önemine işaret etti.

Türkiye'nin 21'inci yüzyıla damgasını vuracağını biliyordum

KENDİ başkanlığı döneminde yaptıklarını anlatan Bill Clinton, "Türkiye ile ilişkileri de artırdık. Türkiye'nin 21'inci yüzyıla damgasını vuracağını başkanlığım döneminde biliyordum" dedi. Clinton, Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne üyeliği için Avrupa'da dostlarıyla konuşup bu konuyu da desteklediğini vurgulayarak, G-20 içinde Türkiye'nin etkinliğinin artacağını söyledi.
Demet CENGİZ BİLGİN/Hürriyet

Türkiye, 21. yüzyılın en önemli oyuncusu
  
İki ünlü dünya lideri Sinpaş'ın İstanbul'daki konferansında konuştu. ABD eski Başkanı Clinton ve Almanya eski Başbakanı Schröder, Türkiye'nin dünya ekonomisi ve siyasetinde yükselen bir yıldız olduğu fikrinde birleşti...

Siyaseti bıraktıktan sonra vakıf çalışmalarına ağırlık veren ABD'nin 42. Devlet Başkanı Bill Clinton, konuşmasına Türkiye'ye tekrar gelmekten mutlu olduğunu söyleyerek başladı. ABD Dışişleri Bakanı eşi Hillary Clinton'ın zamanı olsa her ay Türkiye'ye gelmek istediğini belirten Clinton 'Otelden buraya gelmek için çıktığımda otelin müdürü geçen yıl kızımın da geldiğini söyledi. Ailece Türkiye'yi çok seviyoruz' dedi. Başkanı olduğu vakıf nedeniyle dünyanın birçok ülkesine gittiğini ve buralardaki sorunlara çözüm bulmaya çalıştıklarını söyleyen Clinton, 'Herkes konuşuyor bir şeyler söylüyor ancak bunları nasıl çözeceğimize dair konuşmalardan kimse hoşlanmıyor. Siz de 10 yıl sonra Türkiye'yi nerede görmek istiyorsunuz? Bu hedefe ulaşmak için hükümet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarına hangi görevler düşüyor sorularına yanıt bulmalı ve harekete geçmelisiniz. Türkiye'nin 21. yüzyılın en önemli ülkelerinden biri olacağını başkanlığım döneminde görmüştüm, ülkenizin potansiyelini harekete geçirmelisiniz' dedi.

Dünyada 1 milyardan fazla kişinin 1 dolardan daha az parayla yaşadığını, milyonlarca insanın elektrik görmediğini, 100 milyon çocuğun tek bir gün bile olsa okula gidemediğini ifade eden Clinton, 'Bu güzel salonda, şık takım elbiselerinizle oturuyorsunuz, elektrikler gittiğinde ne yapacağımızı şaşırıyoruz ama unutmayın ki Haiti halkının yüzde 85'i henüz elektrikle tanışmadı' dedi. Herkesi eşitsizlik, adaletsizlik ve iklim değişikliğiyle mücadele etmeye çağıran Clinton, 'Araştırınca göreceksiniz ki bu iş de karlı' dedi.

KARDAK'I ŞAKA SANDIM
Başkanlığı döneminde Türkiye ve Yunanistan arasında başlayan yakınlaşmanın önemini anımsatan Clinton, Kardak kayalıkları krizini şöyle anlattı: 'Belki şimdi güleceksiniz ama o zaman büyük sorun olmuştu. Beyaz Saray'da Rusya Devlet Başkanı ile görüşme yapıyordum, yardımcılarım odaya girip Türkiye ile Yunanistan arasında üzerinde sadece 20 koyunun yaşayabileceği büyüklükteki bir kayalık nedeniyle savaşın eşiğine geldiğini söylediler. Ben önce bunun bir şaka olduğunu düşündüm. Olayın ciddi olduğu konusunda yardımcılarım ısrar edince koşarak odadan çıktım ve Türk Başbakanı'nın telefonuna yanıt verdim. Neyse ki küçücük bir kayalık için savaş yapılmaması gerektiğine karar verildi. Aslında başkanlığım döneminde buna benzer çok olay yaşadım.

Biletler 1.000 dolara satıldı Clinton 400 bin, Schröder ise 200 bin dolar ücret aldı

HER iki lideri dinlemeye çok sayıda davetli geldi. Ön sıralar 1000 dolar, arka sıralar ise 500 dolardan satıldı. Clinton, Sinpaş'ın davetini kabul etmeden önce Türk Amerikan İşadamları Derneği'nin görüşünü almış. Olumlu yanıtın ardından daveti kabul etmiş. 

CLINTON dünyanın farklı yerlerinde yaptığı konuşmaları William Jefferson Clinton Vakfı Başkanı unvanıyla yapıyor. Konuşmalardan aldığı parayı da vakıf çalışmalarında kullanıyor. Clinton'ın konferans için 400 bin dolar, Schröder ise 200 bin dolar aldı. 

KONFERANS öncesinde ve sonrasında sıkı güvenlik önlemleri dikkat çekti. Her iki liderin güvenliğinden sorumlu ekipler, aylar öncesinde konferansın yapılacağı yer ve otelleri denetledi. Clinton Beşiktaş'taki Four Seasons Bosphorus, Schröder ise Conrad Otel'de konaklıyor. 

MEHMET Ali Brand'ın yönettiği oturumda izleyiciler, Almanya 7. Başbakanı Gerhard Schröder'e soru sormak istedi. Ancak mikrofondaki sorun nedeniyle bir türlü soru soramadılar. Bunun üzerine Schröder, 'İyi ki mikrofon Alman teknolojisi değil' diyerek gönderme yaptı

KONFERANSIN ardından Sinpaş'ın yöneticileri iki lider ile Conrad Otel'de akşam yemeği yedi.

1999 depreminin ardından Kocaeli ziyareti sırasında Clinton'ın burnunu sıkan 'Erkan bebek' de 'Clinton amcasını' dinlemeye gelmişti. Erkan, konuşmasının ardından Clinton'ın yanına giderek yine burnunu sıktı. Clinton daha sonra özel bir ofiste Erkan ve ailesiyle görüştü. Sinpaş, Erkan'ın okul masraflarını karşılama sözü verdi.

KONFERANSA, Abdulkadir Konukoğlu, Umut Oran, Nihat Özdemir, Ayhan Bermek, Zeynep Bodur, Yavuz Canevi, İmam Altınbaş gibi işadamlarının yanı sıra  Ankara  Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de katıldı.

SCHRÖDER: RESESYON DİBE VURDU, KARAMSARLIĞA GEREK YOK
KONUŞMASINI üç ana başlık altında yapan Schröder, ekonomik kriz, iklim değişikliği ve Avrupa Birliği konusunda görüşlerini paylaştı. Ekonomik krizi dünya ekonomisinin bugüne kadar yaşadığı en derin kriz olarak nitelendiren Schröder, 'Krizin tüm dünyaya maliyetinin 10.5 trilyon olduğu söyleniyor. Bu rakam kişi başına 1.500 dolarlık kayıp anlamına geliyor' dedi. Hükümetlerin ve merkez bankalarının kriz döneminde çok olumlu ve doğru adımlar attığını bu nedenle de krizin olası etkilerinin azaldığını kaydeden Schröder, 'Hükümetlerin uygulamaya koyduğu ulusal canlandırma paketleri çok önemliydi. Yılın ilk aylarında talepteki yetersizlik nedeniyle istenen sonuçlar alınmadı ama sonbaharda Almanya, Japonya gibi ülkelerde olumlu sinyaller gelmeye başladı. Resesyonun dibine gelindi artık karamsarlığa gerek yok' dedi.

AB AHDE VEFA ETMELİ
Schröder, 'Avrupa, 1963'de Türkiye'ye tam üyelik sözü verdi. Türkiye o tarihten bu yana Avrupa Birliği'ni bekliyor, üzerine düşeni yerine getirmeye çalışıyor. Avrupa Birliği de diğer aday ülkelere sağladığı koşulları Türkiye'ye de sağlamalı. Türkiye, Arap dünyası ve Asya ile olan ilişkilerde Avrupa ülkelerinin yararlanacağı köprü görevini görecek, verilen söz tutulmalı' dedi.
Esin GEDİK/Akşam


Geri Dön