Binalar nasıl güçlendirilebilir? Depreme dayanıklı binalar için bunlara dikkat!
Depremle mücadelede binaları güçlendiren teknolojiler önem arz ediliyor. Peki depreme dayanıklı binalar için hangi teknolojiler önemli? İşte ayrıntılar...
Türkiye, özellikle kentsel alanlarda oldukça yüksek bir nüfus yoğunluğunu barındırıyor. Kentlerde yaşayan çok sayıda insan için yüksek korunaklı konut ve altyapı talebi gittikçe daha da önem arz ediyor. Bu durumda, binaların güvenliğinin sağlanması artan nüfusun barınma ihtiyaçlarının giderilmesi ve afetlerde toplu kayıpların yaşanmasının engellenmesi için çok önemli oluyor.
Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, konu ile ilgili açıklamalarda bulundu ve ülkemizde bina güvenliğini artırmanın; canları korumak, mülk hasarını düşürmek, sürdürülebilir kentleşmeye destek olmak ve sürdürülebilir kentleşmeyi desteklemek ve dayanıklı bir gelecek inşa etmek için hayati olduğuna dikkat çekti.
Banu Deniz Çetinkol, 17 Ağustos Marmara depreminin yıl dönümü çerçevesinde deprem karşısında binaların dayanıklılık performansının ivedilikle artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
Depremlerin yalnızca yıkıcı etkileriyle değil, sebep olduğu kazalarla da maddi ve manevi kayıplar yarattığının altını çizen Banu Deniz Çetinkol, söz konusu açıklamasında "Depremlerden korunabilmek için binaların depreme ve neden olacağı kazalara karşı güvenli bir şekilde inşa edilmesi şart. Tam da bu noktada yaşanma ihtimali yüksek kazaların, hayati risklerin ve yaralanmaların önlenmesi için elektrik tesisatı, asansör, dış cephe gibi yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin de yeterince sağlam olması gerekiyor" ifadelerine yer verdi.
Olası deprem hasarlarını engellemede öne çıkan en önemli yapı teknolojilerinin başında yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin yer aldığını aktaran Çetinkol, "Yapıyı meydana getiren elemanların doğru bir şekilde sabitlenmemesi durumunda binaların cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya mevcut taşıyıcı betonarme elemanları hayati risk oluşturabiliyor" şeklinde konuştu.
Hilti olarak C2 sismik onaylı dübeller ile yapı elemanlarını sağlıklı bir şekilde binaya sabitleyerek deprem anında yerinden oynamasını engellediklerini ve böylece can ve mal kayıplarının önüne geçilmesine katkıda bulunduklarını dile getiren Çetinkol, "C2 sismik onaylı dübellerin Ar-Ge çalışmalarında da birebir yer alırken bu dübellerin ülkemizde daha fazla kullanılması adına çalışmalarımızı son hızla sürdürüyoruz" açıklamasında bulundu.
Yapısal olmayan elemanlar sismik hareketlere uygun hale getirilmeli
Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, konuya ilişkin açıklamasında, cepheler, iç dekorasyon, boru tesisatı ve dağıtım hatları gibi elemanların yalnızca statik olarak tasarlandıklarında nispeten düşük yoğunlukta olsalar bile bir sismik olaydan kaynaklanan ilave yatay kuvvetleri genellikle desteklemediğinin altını çizdi ve "Yer altındaki sismik hareketlere uyum sağlayacak şekilde tasarlanan teknolojilere daha çok ihtiyaç var. Hilti olarak bu konuda da çalışmalar yürütüyor, sismik dalgaların binalardaki yapısal elemanlara verebileceği zararı önlemek için Modüler Askılama ve Destek Sistemleri geliştiriyoruz" ifadelerine yer verdi.
Deprem esnasında doğalgaz ve elektrik kaçağı gibi nedenlerle ortaya çıkabilecek yangınlara karşı ise pasif yangın durdurucu ürünlerin kullanılmasını tavsiye ettiklerini aktaran Çetinkol, "Çünkü deprem anında yangın çıkma olasılığı epey yüksek ve yaşanabilecek bir yangın depremin yıkıcı etkisini daha da artırabilir. Bu noktada Hilti Pasif Yangın Durdurucu ürünlerimiz, yangın esnasında dört saate kadar alev, duman ve zehirli gazların yayılmasını engelleyerek yangının çıktığı yerde hapsedilmesine yardımcı oluyor" şeklinde konuştu.
Son meydana gelen depremlerin ardından mevcut yapıların durumunun hızlı bir şekilde değerlendirilmesi ve depreme dayanıklı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini dile getiren Çetinkol, "Artık kaybedecek vaktimiz olmadığından yapı stoğumuzun dayanıklılık karnesini bir an önce çıkarmalıyız. Bu noktada Hilti imzalı donatı tarama sistemimiz PS 300 Ferroscan, özellikle mevcut yapıların durumunun değerlendirilmesi ve depreme dayanıklılığının ortaya koyulmasında çok önemli bir rol oynuyor" dedi ve konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çetinkol, donatı tarama sisteminin , yapısal analizde inşaat demirlerinin yerinin belirlenmesi, derinlik ölçümü ve boyut kesiti için beton detektörü özellikleri ile öne çıktığını söyledi ve "Akıllı algoritması, inşaat demirleri için hassas derinlik ölçümü ve yapıya herhangi bir hasar vermeden donatı çapı tahmini yapılmasına destek veriyor. İki dakika gibi kısa bir sürede kolon, kiriş, döşeme gibi bir betonarme elemanın içerisindeki donatıların tespit edilmesini sağlıyor" diye konuştu.
Ülkemizdeki binalarla ilgili çarpıcı istatistiklere de açıklanasında yer veren Banu Deniz Çetinkol, "Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün açıkladığı rapora göre; İstanbul’da yapım yılı deprem yönetmeliğinin yayınlandığı 2000 yılı ve öncesine ait bina sayısı 817 bin, konut sayısı ise yaklaşık 4 milyon" diyerek bu tablonun, kentsel dönüşüm ve kentsel dönüşüme göre maliyet avantajı olan güçlendirme projelerine hız verilmesi gerektiğini gösterdiğini vurguladı.
"Bu noktada Hilti Türkiye olarak, ülkemizde deprem yönetmeliğinden önce yapılmış bina stoğunun en kısa zamanda ve optimum maliyetle dönüştürülebilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi ile bina güçlendirme konusunda bir proje yürütüyoruz. Ayrıca AFAD, AKUT ve Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) ile de farklı projeler kapsamında iş birliğimizi sürdürüyoruz" açıklamasında bulunan Çetinkol, yığma yapıların güçlendirilmesi içinse Politecnico Di Milano (İtalya) Araştırma Projesi’nde de yer aldıklarını belirterek açıklamasını tamamladı.
Konut kredisi faizlerinde sert yükseliş: 17 puan birden fırladı!
TÜİK açıkladı: 50 bin 338 kişi daha iyi konut koşulları nedeniyle göç etti!
İstanbul'un dönüşümü nasıl yapılabilir? Megakentte 1.525 bina yüksek riskte!