Binali Yıldırım, Karadeniz Sahil Yolu'nu savundu!

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Rizedeki selin sahil yolunun yüksek seviyede yapılmasından kaynaklandığı yönündeki yorumları değerlendirirken, "Bu selin oluşumu ve taşmalar yola gelmeden 300- 500 metre geride kapalı kanala girişlerde oluyor veya hemen kanaldan sonra oradaki yabancı maddeler tıkadığı için patlama başlıyor. Yolun daha düşük kotta yapılmasının ayrı mahsurları var. Bu sefer de Karadeniz var diğer tarafta. Denizden gelen taşmalarla baskınlar olabilir" dedi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarla birlikte Rizeye gelerek geçen hafta meydana gelen selden etkilenen bölgelerde incelemelerde bulundu. Bakan Yıldırım ve Bayraktar, Dağsu, Reşidiye ve Çamlıbel mahallelerinde taşan dere yataklarını inceledi. İki bakan daha sonra Rize Valiliğine geçti. Burada yapılan Koordinasyon Kurulu Toplantısına, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın yanı sıra dün akşam kente gelen Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hakan Kemal Yardımcı, Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı ve diğer ilgililer katıldı. Toplantı öncesinde basına açıklama yapan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Rizenin 72 yıl aradan sonra böyle büyük miktarda yağış aldığını hatırlatarak şunları söyledi:

"Asıl sele neden olan derelerden kopan, dağdan bayırdan kopan her türlü parçanın şehir merkezindeki kanal ağızlarını tıkaması ve bunun sonucunda taşmaların meydana gelmesidir. Burada gerekli müdahaleler yapılmakla beraber asıl çözüm ne olabilir Bugün bunu enine boyuna değerlendireceğiz. Bundan sonra çok daha köklü tedbirler nasıl geliştirebiliriz, bunları değerlendirip Bakanlar Kurulunda konuyu gündeme getireceğiz. Böylesine büyük felaketin çok sınırlı şekilde, bir vatandaşımızın hayatını kaybetmesi dışında bazı maddi hasarlarla atlatılmış olması en büyük tesellimizdir."

SORUMLULUK HERKESİN

Bakan Yıldırım, bu gibi öngörülemeyen deprem, sel gibi büyük afetlerin arkasından suçlu arama alışkanlığının her zaman olduğunu vurgulayarak, "Ama bu işin suçlusu tek bir kişi veya kurum değildir. Bu işler elbirliği ile çözülür. Vatandaş, devlet, kurumlar ortaklaşa sorumludur. Ne sahil yolu suçludur, ne taşan dereler suçludur tek başına. Ne de derelerin üzerine yapılaşmaya ısrar eden veya ona karşı koyamayan kamu kuruluşları suçludur. Sorumluluk herkesin ortak sorumluluğu. Bu tabiat hepimizin ortak mirasıdır. Bundan sonra oluşacak ortak akıl ve alınacak tedbirlerle, afetler bundan sonra da yaşanacaktır ama bunların zararlarını daha öngörülebilir daha az hasarla atlatmak için kapsamlı çözümler üretilmiş olacaktır" dedi.

SAHİL YOLU SAVUMASI

Binali Yıldırım, kamuoyunda, "Sahil yolu dere taşmalarının sellerin oluşmasının en büyük amiridir, yüksek yapıldı o yüzden dereler akmıyor, geri basıyor" gibi bir takım değerlendirmeler olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Şunu söylemekte yarar var; bu selin oluşumu ve taşmalar yola gelmeden 300 500 metre geride kapalı kanala girişlerde oluyor veya hemen kanaldan sonra oradaki yabancı maddeler tıkadığı için patlama başlıyor. Yolun daha düşük kotta yapılmasının ayrı mahsurları var. Bu sefer de Karadeniz var diğer tarafta. Denizden gelen taşmalarla baskınlar olabilir. Bir yandan dağlar bir yandan Karadenizin baskısı altında olan bu coğrafyada esasında bir durup düşünmemiz, kafa yormamız gereken yapılaşma şeklinin doğru olup olmadığıdır. Geç bir soru olmakla birlikte tekrar gözden geçirmekte fayda var."

BAYRAKTAR: ÇÖZÜMÜ BİLİYORUZ AMA ÇOK CİDDİ KAYNAK LAZIM

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Bir yanlışlık var. Hatamız var, kusurumuz var. Suçlu aramıyoruz. Biz kesinlikle suçlu aramıyoruz ve aramak durumunda değiliz. Bir yanlışlığımız var. Bu yanlışlıkla tabiatın getirdiği bir yağmur sonucu bu olaylar oluşuyor. Devletimiz hakikaten artık bu tip olaylar karşısında çok kolay mekanize oluyor. Bu derelerin üzeri kapalı olmaz dedi bakanımız. Bunlar niye oldu Bizim sosyal, kültürel, ekonomik yapımızdan kaynaklanan bir durum. Bu insanları suçlayamayız. Başkanımızla kentsel dönüşümü başlattık zaten. Kentin biraz daha güneye taşınması var. Şehri biraz daha gerilere, yataklara doğru iteleyebilirsek bir şekilde çözüme katkıda bulunuruz. İnsanlar bulunduğu yerden hiçbir şekilde oynamak istemiyor. Çok ciddi para lazım. Bu işin projesini bilim yapıyor. Bu işi biliyoruz, çözümü biliyoruz ama çok ciddi kaynak lazım. Devletimizin imkanları ölçüsünde kaynakları buluyoruz. Hükümetimiz kararlı ve heyecanlı. Sayın Başbakanımız talimat verdi bize. Buranın hemşehrisi zaten. Çok daha duyarlı şekilde kentsel dönüşüm noktasında bunun kaynağını üretiyoruz."

"Basına, kanaat önderlerine, valimize, üniversiteye görevler düşüyor" diyen Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlara bunu anlatmamız lazım. Halka rağmen bir şey yapamazsınız ama devlete rağmen de yapamazsınız. Yani karşılıklı anlayışla çözülecek bu. Kamulaştırma yapılacak, derelerin üzerine açacağız. Dereler yaya yolları haline gelecek. Kentsel dönüşüm dünyanın en zor işi. Doğu Karadenizde zaten arazi yok. Denizden kazanılmış yerlerin büyük bölümü. Yol denizden geçti. Hemen dağdan geliyor dik şekilde sonra düzlük oluşuyor, düzlük yerdeki deniz kotuyla binalar aynı kotta. Bodrumlar denizin altında kalıyor. Bunları çözmek büyük iş. Çok daha ciddi şekilde ayağı yere baksan projelerle ciddi kaynak ayırmak suretiyle bunların üstesinden geleceğiz."

AFETZEDELERE MALİ DÜZENLEME

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise "Afet nedeniyle zarara uğrayan vatandaşlarımızın çoğu ticaretin ağırlıklı olduğu alanda. Bunlarla ilgili mali mevzuatın öngördüğü koruma önlemleri, yani vergiyle alakalı beyanname gibi işlemlerinin ertelenmesine ilişkin idari işlem sürecini Maliye Bakanlığımız başlatmış bulunuyor. Bu afetin sebepleri tartışılacak ve bunların ne miktarda tazmin edileceği belirlenecek" dedi.

Rize İl Koordinasyon Kurulu toplantısı daha sonra bugün sabah ayrı olarak kente gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Ekerin de katılımıyla basına kapalı olarak devam etti.
Hürriyet