29 / 04 / 2024

Bir bardak soğuk su!

Bir bardak soğuk su!

Tekrar merhaba. Ta ki geçen haftasonuna kadar, ilk yazımla ilgili aldığım olumlu eleştiriler doğrultusunda, ikinci yazımı da motosiklet üstünden benzetmeler yaparak yazmayı düşünüyordum.



Ancak, geçen haftasonu Fiyaka projesinden ev almaya gelen bir çiftle aramızda geçen diyalog, bu yazımın konusunu bambaşka bir  rotaya çevirmeme neden oldu. Uzun süredir, çevremde de benzer konularla ilgili endişeli konuşmaları sıkça duyar olmuştum çünkü.

Yaşam alanı satın alırken herkesin ortak bazı soruları, kuşkuları ve kafa karışıklıkları vardı. Özellikle şu iki başlık sık sık birbirine karıştırılıyordu: Ev almak mı, yatırım yapmak mı? Kilit soru da buydu galiba. Diyelim ki, sizin için uygun olduğunu düşündüğünüz bir projeden, şu ya da bu nedenlerden dolayı bir yaşam alanı satın almaya karar verdiniz. Bir yaşam alanı satın almak, bir hayat anlayışını da satın almak anlamına gelir. Bu noktada tercihinizin yönünü belirleyecek esas soru şu olmalıdır. Evet, burayı satın almaya karar verdim ama neden? Burayı oturmak için mi yoksa yatırım amaçlı mı satın alıyorum? Aldığım bu yaşam alanı benim yuvam mı olacak yoksa ailemin ve benim geleceğimi garanti altına almama destek olacak yatırım araçlarından biri mi?

Oturmak için ya da yatırım yapmak için de olsa, hangi konuda olursa olsun, tercih yapma lüksünüz olduğunda işi şansa bırakmayın! Hayatta tesadüf olduğuna inanıp işi şansa bırakmamanız gereken yerler var. Daha evvel ne demiştik: Tanrı hergün yanımızda yer almaz. Motosikletteyken nasıl tüm dikkatimizi yola ve gideceğimiz istikamete veriyorsak, bu tip hayati satın alma kararlarını da verirken sadece genel geçer bir kaç kriter üzerinden hareketle karar vermemeliyiz. Tüm dikkatimizi kararımızı şekillendirecek reel kriterler üstüne yoğunlaştırmamız gerekir.

Öncelikle niyetin belirlenmesi gerekir. Niyet belirlendikten sonra da beklentiler sıralanmalıdır. Beklentilerin sıralanması üç aşağı beş yukarı nasıl bir yaşam alanı hedeflendiğini zaten ortaya koyacaktır.  Sıra geliyor gerçekten doğru araştırmaya... Öncelikle eğer yatırım amaçlı bir satın alım yapıyorsak: Bunun gelecek zamandaki getirisinin maksimum düzeyde olması için nasıl bir yatırım yapmamız gerektiği konusunda dikkatli davranıp, doğru bir araştırma yaparak, doğru doneler üstünden hareket etmemiz gerekir. Bu araştırmayı da kulaktan dolma, fısıltı gazelerinden devşirme bilgilerle değil, reel kriterler üzerinden yapmalıyız. Gelişen iletişim araçları vasıtası ile bu çalışmayı gerçekleştirmemiz hiç de zor değildir. Öncelikle işe, internetten başlayabiliriz. Yapı, emlak ve konut sektörü konusunda uzmanlaşmış sitelerde, konunun uzmanlarının yazıları okuyup, finans ve yatırım uzmanlarının tavsiyelerini dinleyerek notlar almakla yolumuza devam edebiliriz. Eğer bu işi hakkıyla yaparsak, doğru emlak yatırımı yapmakla ilgili altın anahtarların bir anda önümüzde tek tek sıralandığını kolaylıkla görebiliriz.

Eğer oturmak amaçlı bir alış ise bunun kriterleri başkadır.
 
Ancak, daha evvel söylediğimiz gibi, ister yatırım yapma amaçlı ister kullanım amaçlı olsun günümüz dünyasında internet bu açıdan sonsuz seçenekler sunuyor. Emlak, konut ve yapı sektörleri ile ilgili internet sitelerinde her türlü proje ile ilgili en ufak detaylara dahi ulaşılabilir, daha evvel satın alanların yorumlarını okuyabiliriz. Diğer bir hayati noktada şudur; Oturmak amaçlı bir yaşam alanı satın almak istiyorsanız, seçtiğiniz projenin ait olduğu şirketin vizyonunun ne olduğu sorusu son derece önemlidir. Hatta öyle ki, satın alma veya almama hareketini etkileyecek en önemli kriterlerden biri bu sorunun yanıtında gizlidir. Sizin yaşamdan beklentilerinizle zıt veya uyumsuz bir vizyona sahip bir projeden uygun fiyatla hatta düşündüğünüzden daha ucuza ev sahibi olsanız da, istediğiniz konforu, huzuru ve rahatlığı yakalayamadıktan sonra, fiyat avantajı hiçbir işe yaramaz.

Yeni trend, site içinde daire sahibi olmak olduğu için nerede daire sahibi olunduğundan çok site içindeki yaşam alanlarını paylaşacağınız kişilerin kim olduğu sorusu daha önemlidir. "Komşularınız" kelimesini özellikle kullanmadığıma dikkatinizi çekmek istiyorum. Burada, sitedeki yaşam alanlarını paylaşacağınız insanlardan söz ediyorum.  Komşu, spesifik bir kavramı işaret ederken bu kavram çok daha genel bir alanı kapsıyor.

Sorularınızı alt alta sıralayın. Dilerseniz, size kolaylık olsun diye birkaç tanesini ben yazayım. Çocuklarım kimlerle büyüyecek?  5-6 blok ötede oturan bir ailenin çocuğu ile arkadaşlık edebilecek mi? Havuza indiğimde gördüğüm insan profili beni ve ailemin konforunu ne şekilde etkileyecek? Akşam yemeği için restorana indiğimde çalınan müzikten ne derecede hoşnut kalacağım? Gece geç bir saatte yürüyüşe çıkmak istediğimde kendimi ne derecede güvende hissedebilirim? Misafirlerimi ağırlarken istediğim gibi davranabilecek miyim?..vs. Bir yaşam alanı satın alırken aslında bir hayat anlayışı da satın aldığımızı unutmamız gerekiyor.

Aynı zamanda rasyonel olarak yanıt beklediğiniz bir soru listeniz de olmalıdır.

-Proje zamanında biter mi?
-Projeyi yapan firma güvenilir mi?
-Satıcı işinin ehli mi, benim istek ve sorularıma güvenilir cevaplar verebilecek mi?
-Önceliklerim nelerdir?
-Firmanın öncelikleri ile benim önceliklerim uyuşuyor mu?
-Amaç para kazanmak mı, yaşam standardımı yükseltmek mi, huzurlu bir ortamda yaşamak mı? Yoksa hepsi mi?
 
Sıra geldi, bir diğer kritik meseleye. Diyelim ki, 2+1 ev almak istiyorsunuz. Projelerdeki 2+1 evleri değerlendirmeye almaya başladınız. Hemen metrekaresine bakmalısınız. 2+1 diye size sunulan ve toptan fiyatı verilen ev aslında kaç metrekare?
60m2 alandan oluşan 2+1 mi, 95m2 alandan oluşan 2+1 mi? Bu durumda ev satın alırken kendinize sormanız ve doğru yanıtı almadan harekete geçmemeniz gereken bir engel daha önünüze çıkıyor. Ne büyüklükte odaları olan bir yaşam alanına ihtiyacım var? Size şunu salık vermek isterim, ister 2+1, ister 3+1, ister dubleks hiç farketmez, satın almak istediğiniz evin alanı ve boyutları  ne olursa olsun, daima öncelikle metrekare fiyatını sormalısınız. Bu fiyatı öğrendikten sonra zaten size uygun seçeneği hemen bulursunuz.

Hayattaki en önemli kazanım  güvendir ve insanlara güvenmeden iş yapamazsınız.  Ancak güvendiğimizde de gözümüz kapalı olamayız. Motosikletle yolda giderken bütün arabaların ve çevremizdeki diğer motosiklet kullanıcılarının bizi göreceğini düşünürüz ama buna güvenerek yolumuza devam edemeyiz. Trafik kurallarına uymadan, dikkatimizi yola vermeden, insanlara güvenerek trafikte ilerleyemeyiz.
 
Daire alırken de araştırmamızı doğru yapmamız, önceliklerimiz ve ihtiyaçlarımızı doğru tespit etmemiz gerekir. Para kazanmak için ihtiyacımızı karşılamayacak bir daireyi almamız yanlış olabilir. Kendi ihtiyaçlarımız da çok önemlidir. Alacağımız daire içerisinde yaşamayı düşündüğümüz ve ticari açıdanda para kazanmak istediğimiz bir yatırımsa o zaman önceliklerimizle firmanın öncelikleri arasında uyum olmak zorundadır. Ancak amaç sadece yatırımsa piyasa ve gelecek olasılıkları da göz önüne alınmalıdır.

Bu ayrımı doğru yapmayıp, ihtiyaç ve beklenti listemizi gerçekçi kriterler üstünden hazırlamadığımız müddetçe, ister yatırım ister oturmak amaçlı olsun, harcadığımız paranın kalanıyla bir bardak soğuk su içmemiz kaçınılmaz olur!

 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 


Geri Dön