29 / 04 / 2024

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tüneller ilk kez görüntülendi!

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tüneller ilk kez görüntülendi!

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te varlığı bir efsaneye dönüşen, yer altından bazı binaları birbirine bağlayan tüneller ilk kez görüntülendi. Tünellerin Osmanlı zamanında silah deposu olarak kullanıldığı iddia ediliyor...





Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te varlığı bir efsaneye dönüşen, yer altından bazı binaları birbirine bağlayan tüneller yıllar sonra öğrenciler tarafından ilk kez görüntülendi.


İşletme Bölümü hocalarından Yrd. Doç. Mehmet Nafi Artemel ile Boğaziçi Üniversitesi Mağara Kulübü’nün de eşlik ettiği öğrenciler, 1900’lü yıllarda Robert Kolej döneminde yapılan tünelleri gezdi. Bizans döneminde karşı yakaya geçen tüneller olduğu, tünellerin de onlardan esinlenerek oluşturulduğu düşünülüyor.

‘Gizemli tünel yolculuğu’nu Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü tarafından yayımlanan Dinamik gazetenin web sitesinde Berkay Karakaş kaleme aldı. Tünellerin 1970’lere kadar açık olduğu belirtilirken, Osmanlı’da azınlık ayaklanmaları sırasında Ermenilerin bu tünelleri silah deposu olarak kullandığı iddia ediliyor.


Bir yakadan bir yakaya

Tünellerin yapımına 1800’lü yılların sonlarında Robert Kolej’in inşası sırasında başlandığını belirten Karakaş, yazısında “İstanbul’da bugünkü Robert Kolej ile birleşen, Hisar Kampüs’e kadar devam eden ve hatta eski bir Bizans eseri olarak karşı yakaya geçen tünellerin olduğu ve bu tünellerin de daha sonra onlardan esinlenerek oluşturulduğu söyleniyor” ifadelerine yer verdi.

Kampüste iki tünel hattı bulunduğu belirtiliyor. Birinci hat Rektörlük Binası’nı 1. Kız Yurdu’na bağlarken ikinci hat Natuk Birkan Binası’nı Öğrenci Faaliyetleri Binası’na bağlıyor. Birinci hat kampüs dışına çıktığı için ‘dış galeri’, ikinci hat ise binaların içine açıldığı için ‘iç galeri’ olarak isimlendiriyor. Tünellerin hem doğal afetlere karşı bir barınak sağlamak hem de binaların ısınma, su gibi ihtiyaçlarını tek bir merkezden karşılamak amacıyla inşa edilmiş olduğu belirtiliyor. 1922 tarihli bir belgede bugünkü Natuk Birkan Binası olan yerin kazan dairesi olarak kullanıldığı kaydediliyor. Karakaş, içinden borular geçtiği için tünellerde tek sıra halinde yürünebildiğini belirterek, Rektörlük Binası’nın arkasındaki tünelde merpenler olduğunu kaydetti.


‘Soruları çalmak istediler’

İstanbul’da Bizans’tan kalma birçok tünel ağı bulunduğunu belirten Artemel de “1970’lerdeki dönemde tünellere silah saklama ihtimali ortaya çıkınca girişleri kapatılıyor” ifadelerini kullandı. Prof.  John Freely ise “1960 ya da 70’lerde öğrenciler tünelden Albert Long Hall Binası’na girerek ofisimdeki soruları çalmaya çalıştılar” dedi.


‘Heyecanlı bir deneyimdi'

Milliyet’e konuşan Dinamik Gazete Genel Yayın Yönetmeni Kıvılcım Değirmencioğlu “Okulun köklü tarihiyle ilgili bir çalışma yapma fikri geçtiğimiz yaz ortaya çıkmıştı. Gerekli izinler alındıktan sonra okulda ilk defa öğrencilerden bir ekip tünellere girmişti. Heyecan verici bir deneyimdi” dedi.


Milliyet


Geri Dön