23 / 12 / 2024

Boğaziçi'nin kaçak yapılardan kurtulması gerekiyor!

Boğaziçi'nin kaçak yapılardan kurtulması gerekiyor!

Dünyanın en güzel su geçiş yolu olan Boğaziçi'nin, resmi kurumların işbirliği ile kaçak yapılardan kurtulması gerekiyor



Boğaziçi; Avrupa ile Asya'yı birbirinden ayıran, bir imparatorluğun doğuşuna-batışına tanıklık etmiş, birçok romana, şiire, resme ilham kaynağı olmuş dünyanın en güzel su yollarından biridir.

Boğaziçi'nde yaşam 1699 yılında Anadoluhisarı'nda Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa yalısının yapılmasıyla başlamıştır. Bu tarihten sonra yüzyıllar boyunca yazlık olarak kullanılan bu mekanlar, 1974 yılında Boğaziçi Köprüsü'nün yapılmasıyla yaz-kış kullanılır hale gelmiştir. Bu yapıların dışında sarayın hizmetkarlarının yaşadığı, balıkçı köyü olarak bilinen boğaz köyleri de köprünün yapılmasından sonra rağbet görmeye başlamış ve el değiştirmelere konu olmuştur.

Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda; Sümerbank Ayakkabı Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, Tekel İçki Fabrikası ve Kuruçeşme Kömür Tevzi Depoları gibi büyük işletmelerin deniz yolunun daha iyi kullanılması düşüncesi ile bu bölgeye kurulması, beraberinde göç ve gecekondulaşmayı da getirmiştir. Bölgede münferit birkaç tane planlama çalışması yapılmış ve bu çalışmalar da şehirciliğin yüzakı olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu çalışmalara Bebek'te Ayşe Sultan Korusu, Arifi Paşa Korusu, Beylerbeyi'nde Mısırlı Fatma Sultan Korusu'nu örnek verebiliriz. Buralarda parsel büyüklükleri, komşu çekme mesafeleri, yollar, inşaatlar vb. çalışmalar hep kontrol altında ünlü mimarların vizyonu ve imzalarıyla gerçekleştirilmiştir.

Bölgede 1983 yılında hazırlanan 2960 sayılı Boğaziçi İmar Yasası iyi niyetle ve koruma düşüncesi ile düzenlenmiş olmasına rağmen bugünkü ihtiyaçları karşılayamamakta ve bölgenin özgül ağırlığını yükseltecek çalışmalara engel teşkil etmektedir.

Şu anki Boğaziçi İmar Yasası, mevcut duruma kesinlikle cevap veremiyor. Şöyle ki; Boğaziçi'nde yapılaşma iki mevzuatın amir hükümlerine göre yürütülüyor. Bunlardan birincisi 2960 Sayılı Boğaziçi İmar Yasası; ikincisi 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'dur. Boğaziçi'nde bulunan tüm eski eserlerin yenilenmesi ile ilgili proje onayları ve stratejik kararlar ilgili gayrimenkulün bulunduğu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Kararları ile düzenlenmekte, sahada binaların projeye uygunlukları ise Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce denetim altında tutulmaktadır. Bölgede bulunan eski eserlerin dışındaki binalar ise 2960 Sayılı Kanun hükümleri gereğince "Tadilat ve Basit Onarım Ruhsatı" ile yıkılmadan yenilenebilmektedir. Boğaz bölgesindeki kaçak bina sayısının 27 bin civarında olduğu biliniyor..

İstanbul'un birinci derecede deprem riski taşıması dikkate alındığında Boğaz'ın doğal dokusu korunmak kaydıyla, ilgili meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin de desteği alınarak, bu kaçak binaların yıkılıp, Boğaz hattındaki gecekondu bölgelerinin ıslah ve kentsel dönüşümlerini de kapsayacak bir düzenlemeye acil ihtiyaç vardır.

Ulvi Özcan/Turyap Çengelköy Temsilciliği Emlak Danışmanı

 


Geri Dön