23 / 12 / 2024

Bursa büyük depreme ne kadar hazır?

Bursa büyük depreme ne kadar hazır?

Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Alp Kaya, Bursa’nın yaşanacak olası bir büyük bir depreme hazır olmadığını aktardı.



Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Murat Arabacı ve Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Alp Kaya, Bursa'nın olası bir büyük depreme hazırlıklı olmadığını dile getirdi. Milliyet'ten Serhat Tezcan'ın  haberine göre; Bursa’da Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından tespit edilmiş ve yayınlanmış 9 fay hattı bulunduğunu söyleyen Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Murat Arabacı, bu konuda Bursa Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK’ın bir çalışması olduğunu belirtti.

Bu çalışmanın 3 yıl sürdüğünü belirten Arabacı, “Yakından takip ettik. Bursa’daki tüm zemin özellikleri deprem sırasında nasıl davranacaksa, bu zemin özellikleri belirlendi. Bu 9 fay hattının büyük ölçekli haritalara işlenerek, kaç büyüklüğünde deprem olacağı hesaplandı. Bu da bilimsel formüllerle belirlendi” dedi.

6,8 İLE 7,2 ARASINDA BURSA’YI BEKLEYEN DEPREMLER VAR 

Deprem büyüklüğünü belirleyenin fayın uzunluğu ve mekanizması olduğunun altını çizen Arabacı, Bursa’da 15 istasyonla insanoğlunun hissedemeyeceği kadar küçük depremlerin kaydedildiğini anlattı. Mekanizmalarının çözülüp, uzunluklarının belirlendiğini ifade eden Arabacı, “Ne kadar deprem ölçecekleri şu anda hesaplandı. 6,8 ile 7,2 arasında Bursa’yı bekleyen depremler var. O büyüklükte deprem ölçecek fay hatları var. Bu fay hatları hem tek başına, hem de hepsi birlikte bilgisayarlarda simülasyon şeklinde uygulandı. Bursa’nın zemin olarak nasıl davranacağı şu anda Büyükşehir arşivinde mevcut” şeklinde konuştu.

DEPREM OLMADAN HASARI TESPİT ETMEK MÜMKÜN 

Bundan sonraki süreçlerde yapıların durumunun ortaya konması gerektiğini vurgulayan Arabacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mahalle mahalle, bina bina dolaşarak değil, çok değişik koordinasyonlar ve programlar var. Kandilli Rasathanesi’nde bununla ilgili programı hazırlamış olan ve şu anda Gebze Teknik Üniversitesi’nde olan hocalarımız bulunuyor. Biz büyükşehre de önermiştik ama olmadı. Buradan binaların kaç katlı olduğu, niteliği, betonarme mi? Ahşap mı? Kaçak mı? Bunların yer aldığı 15 – 20 tane soru var. Bunları ruhsat bilgilerinden puanlama ve sayısallaştırarak, büyükşehrin TÜBİTAK ile yaptığı zemin haritası üzerine bu binaları yerleştirebiliriz. TÜİK verileri de alınarak, bu binalarda kaç kişinin yaşadığı bilgisini elde edebiliriz. Zemin için yaptığımız simülasyonu, tüm Bursa için bir kez daha yaptığımızda deprem olmadan Bursa’nın hem zemin olarak, hem binalar açısından ne kadar hasar alacağı, can kaybı yaşanıp yaşanmayacağı, hangi bölgelerimizin ne durumda olacağını yüzde 5-10 hatayla şimdiden bilmek mümkün. Çok fazla hata payı yok. Bunun örneğini yaşadık. Kandilli Rasathanesi, Ekim 2011’deki Van Depremi’nden 1 saat sonra ağır bina, can kaybı sayı aralıkları açıkladı. Dedikleri aralıklarda çıktı. Bu çalışma ile yaptılar.”

ÇOK MALİYETLİ DEĞİL 

Bu çalışmanın çok maliyetli olmadığını belirten Arabacı, her ilde bunun yapılabileceğini söyledi. Çalışmanın sadece kentsel dönüşüm olarak düşünülmemesi gerektiğini ifade eden Arabacı, olası bir depremde AFAD, itfaiye ve sağlık ekiplerinin o bölgelere açılması gibi planlamaların da yapılabileceğini söyledi.

İMAR AFFI BİR SORUN DAHA OLUŞTURDU 

Türkiye’de çok fazla imar affı yaşandığını hatırlatan Arabacı, 4 milyon vatandaşın son uygulamadan faydalandığını belirtti. Bu yapıları resmileştirerek, bir sorun daha oluştuğunu belirten Arabacı, “Hem de kullanılabilir iznini aldıktan sonra o yapılar satılabilecek. Takibi de kolay olmayacak. O af içerisinde bir madde var. Beklenen güvenlik vatandaşın taahhütnamesine bağlıdır. Vatandaş gidip diyecek ki ‘Benim binam depreme karşı güvenlidir’. Sonra deprem olacak yine vatandaş suçlu olacak. ‘Sen bu şekilde beyan etmişsin’ denecek. Kontrol etmeden yerinde incelemeden bu durum vatandaşın beyanına bırakılmaması gerekli. Vatandaşın durumu da belli. Başını sokacak bir yer bulmuş onu da kaybetmek istemiyor. Deprem zaten çok teknik konu. Bu şekilde oturanların yüzde 90’ının mecbur olduğunu düşünüyorum. Çünkü ekonomik durumu müsaade etmiyor. Yoksa kimse bile bile kaba tabirle tabutun içinde oturmaz. Çocuklarını da oturtmaz” şeklinde konuştu. 

KENTSEL DÖNÜŞÜM DEPREM ODAKLI OLMAK ZORUNDA 

Bursa’nın adeta fay adası olduğunu söyleyen Arabacı, böyle bir coğrafyada kentsel dönüşüme karşı çıkılmasının cinayet olacağını belirtti. Bursa’da bu konuda yanlışlar yapıldığını anlatan Arabacı, “Örnek verirsek, Doğanbey’de kentsel yenileme yapıldı ama sonuçlarını görüyorsunuz. Nilüfer Ataevler’e bir bakın, şantiye gibi... 5 katlı bahçeli binalar şimdi 10 – 15 katlı. Altyapı sorunları, ulaşım sorunları yakında çıkacak. Bunlar hiç düşünülmeden Büyükşehir Belediyesi zamanında 0.50 emsal artışı ile izin verdi. Büyükşehir üzerinden yapılmasına göz yumuldu. Bizim söylediğimiz kentsel dönüşüm böyle değil. Türkiye’de yapılması gereken kentsel dönüşüm deprem odaklı olmak zorunda. Eğer deprem odaklı kentsel dönüşüm yapacaksak, bunun başlama yeri Nilüfer olmamalıydı. Nilüfer zaten yeni yerleşim yeri. Osmangazi, Yıldırım, Gürsu’ya doğru gittiğinizde daha eski yapılar var. Daha zayıf zeminler var. Niye burada olmuyor? Yoksulluk devreye giriyor. Hiçbir müteahhit o taraflarda kentsel dönüşüm yapmıyor. Çünkü para kazanamıyor. Bu olay sadece para, rant olmaması lazım. İnsan sağlığı, insan canı olması lazım. Çocuklarımızın anne babasız kalmaması, çocukları kaybetmemesi için rantı para pulu bir kenara bırakıp, insan odaklı kentsel dönüşüm yapmamız lazım. Bilimselliği, aklı öne çıkarıp yapmamız lazım” dedi.

DEPREM, NE İDEOLOJİK YAKLAŞIMLARA, NE SÖYLEMLERE BAKAR 

Meslek örgütleri olarak her zaman doğru bildiklerini söylediklerini vurgulayan Arabacı, bazen hükümetler tarafından yanlış anlaşıldıklarından yakındı. Siyasete bulaştıkları ifade edildiğini söyleyen Arabacı, “Depremin siyaseti olmaz. Deprem olduğu zaman kimseyi ayırmaz. Deprem çürük binaya; zayıf zeminde yapılan, zayıf binaya bakar. Müteahhidin veya başka insanların para hırsı, rantla yaptığı eksik projelere bakar ve yıkar. Ne ideolojik yaklaşımlara, ne söylemlere bakar. Bilim, akıl ışığında yapılmış binalara dokunmaz. Biz, burada siyasi anlamda konuşmuyoruz. Fay hatlarının siyaseti olmayacağı gibi depremin de siyaseti olmaz. Bu işte sadece kamunun olması yetmez. Valilik, kaymakamlık. büyükşehir belediyesi, üniversite, oda ve en önemlisi vatandaş olmalı. Yoksa ne kentsel dönüşüm yapabiliriz, ne de afetlere dönüşmesini sonlandırabiliriz” şeklinde konuştu.

TAM OLARAK HAZIR DEĞİL 

Bursa’nın depreme tam olarak hazır olmadığını aktaran Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Alp Kaya, yapılması gereken çok iş olduğunu belirtti. Bursa’daki jeolojik etüt çalışmalarının yenilenmesi gerektiğini ifade eden Kaya, “Çünkü bizim elimizdeki veri 2001 yılı onaylı. 2008 yılında jeolojik etüt çalışmaları ile ilgili mevzuatlar değişti. Bildiğim kadarıyla bu mevzuat çerçevesinde bütün raporların yenilenmesi, yeni forma göre uyarlanması gerekiyor. Bursa’daki fay hatları nerededir? Bu fay hatlarının ne kadar hasar oluşturabileceği, ne kadar büyüklük üretebileceği ile alakalı çalışmaların yapılması gerekiyor. Hangi zeminlerin sağlam, hangilerinin eksik olduğunun tespitlerinin yapılması gerekiyor. Bu çalışmaların acilen tamamlanması şart. Hazır olmamız gerekiyorsa önce bunu bitirmemiz gerekli” dedi. 

1999 ÖNCESİ YAPILARA DİKKAT 


Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası şeklinde 3 evre bulunduğunun söyleyen Kaya, deprem öncesi için en üstten en alta tüm hazırlıkları yapmanın gerekliliğini ifade ederek “En başta Bursa’daki yapı stokunu incelememiz lazım. 99 depremi öncesini biliyorsunuz. Ondan sonra bütün yönetmeliklerimizde değişiklikler oldu. 99’dan sonra yapılan yapılarımızda hazır betonun kullanılması, yapı denetim incelenmesi sebebiyle 99 öncesine göre çok daha sağlam binalar. Dolayısıyla 99 öncesi ruhsatlandırılmış yapıları biz, zaten teoride depreme dayanıksız olarak öngörebiliriz. Hem yapım tekniği, hem içinde kullanılan malzemesi gibi nedenlerle bu şekilde değerlendirebiliriz” açıklamasında bulundu.

PLANLARDA REVİZYON YAPMALIYIZ 

1998 yılında onaylanmış 2020 yılı 1/100 bin çevre düzeni planının hedef yılında olduğumuzu belirten Kaya, o planın da revizyonunun gerektiğini kaydetti. Revizyon yapıldığı zaman da bütün bu verileri kullanarak, kentin en azından planlar adına depreme hazır hale gelmiş olacağını ifade eden Kaya, “Önce 100 bin ölçekli çevre planını yapmalıyız. Sonra nazım plan dediğimiz alt ölçek 25 bine, 5 bin nazım imar planlarımızı güncellemeliyiz. Arkasından da revizyonlar yapmalıyız. Daha sonra 1/1000 ölçekli detay ölçekteki uygulama imar planlarının revizyonunu gerçekleştirmeliyiz” dedi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİ BELGESİ OLUŞMALI 

Kentin riskli bölgelerinin bulunduğunu açıklayan Kaya, ovada yapılaşmış kaçak yapıların olduğunu belirterek, bunlara ilişkin nasıl tedbirler alınabileceğinin 1/100 bin planının içinde strateji olarak oluşturmak gerektiğini vurguladı. Kentsel sağlıklaştırma ve dönüşüm çalışmalarının alt ölçekli planlara kadar nasıl yansıyacağını hesap edip, kentsel dönüşüm strateji belgesi oluşturmanın önemini vurgulayan Kaya, “Kentsel dönüşüm strateji belgesinin hazırlanması zaten bütün belediyelerden istenmiş durumda. Depreme karşı neler yapılabileceği stratejisini oluşturup, hareket edilmesi gerekiyor. Bizim tüm planlarımız içinde bu verilerin de yer alması gerekiyor” şeklinde konuştu.

GÜZEL BİR UMUT IŞIĞI OLABİLİR 

Aradan geçen sürede karşılık planlamaların revize edilmediğini hatırlatan Kaya, “Geçen zamanda içinde bu çözümlere yönelik bir şey yapmamışız. Önümüzde bir fırsat var. 1/100 binlik planın hazırlanıyor olması önemli bir fırsat. Bu arada büyükşehir belediyesi 1/100 bin ölçekli planın revizyonu için hazırlıklarını yürütüyor. Bu bizim için şans olabilir. Bunu iyi kullanmak lazım. Tam şimdi devreye girip, bütün bu anlattıklarımı gerçekleştirebiliriz. En üstten sırayla yapılacaklar anlamında işe başlayıp, kendimizi hazır hale getirebiliriz. Bu da güzel bir umut ışığı olabilir” dedi.

Atilla Ödünç: Kentsel dönüşüm birlikte başaracağımız bir süreç yönetimidir!


Geri Dön