Bursa Yıldırım'da 100 evin tahliye kararına tepki!
Bursa'nın merkez Yıldırım İlçesi Mollaarap Mahallesi'nde geçen yıl başlayan okul inşaatı çalışmasında bazı evlerde çatlaklar meydana geldi. Bölgede 100'den fazla evin tahliyesine karar verildi.
Bursa Merkez Yıldırım ilçesi Mollaarap Mahallesi'nde 2018 yılının Şubat ayında okul inşaatında bazı evlerde ve yollarda çatlaklar meydana geldi. Haberler Gazetesi'nde yer alan habere göre; bölgede yapılan incelemeler sonrasında 100'den fazla ev için tahliye kararı alındı. Evleri hasar görmeyen, ancak tahliyesine karar verilen evlerin sahipleri ise karara tepki gösterdi, evlerinden ayrılmadı. Aileler, yetkililerin gerekli ilgiyi göstermediklerini iddia etti.
Ailelerle ilgili açıklamalarda bulunan mahalle sakinlerinden Muharrem Uludağ, ''Mahallemizdeki İpekçilik Anadolu İmam Hatip Lisesi 1999 yılında yaşanan deprem ile hafif hasarlı durumuna düşmüştü. 2015 yılında okul yenisi yapılmak üzere yıkıldı ve 2018 yılında mevcut okulun bulunduğu alanını 3-4 misli büyüklüğündeki bir alanda, okul inşaatı için çalışma başlatıldı. İnşaat çalışması sırasında yaklaşık 100'den fazla ev tahliye edildi. Benim evim, okulun hemen karşısında yer aldığından durumu sürekli gözlemledim. Hafriyat alındıkça boşalan yer altı suları hidroforlarla tahliye edildi. Bu durumu yetkilileri arayıp ilettiğimde ilgileneceklerini söylediler. Ancak ilgilenen olmadı. Okul inşaatından dolayı mağdur olmuş durumdayız. Mağduriyetimizin giderilmesi için mülki erkan ve yerel yönetim tarafından hiçbir yapıcı destek görmedik. Hiçbir gerekçeli karar gösterilmeden sadece 800 lira kira desteği sözüyle bizden evlerimizin boşaltılmasını istiyorlar. Bir senedir yaşadığımız ekonomik koşullardan dolayı zaten evimizin geçimini güçlükle sağlıyoruz. Yaptığımız başvuruların, resmi işlemlerin hiçbirinden sonuç alamadık. Sesimizin duyulmasını, yetkililerin bizimle oturup konuşmasını istiyoruz'' şeklinde konuştu.
'GERÇEK DURUM TESPİT EDİLMEDEN İNŞAATA BAŞLANILDI'
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Albayrak ise, ''Bölgede yaptığımız incelemeler ve diğer uzmanlardan aldığımız duyumlarda yaklaşık 30 yıl önce de malum bölgede bir toprak kayması yaşandığını öğrendik. Dolayısıyla burası bir heyelan bölgesidir. Ancak ne yazık ki olayların üstünden birkaç yıl geçip, ortam durulunca olaylar unutulur, orada bir problem olduğu da rafa kaldırılır. Bu bölge daha önceden heyelan bölgesi ilan edilmeli ve öyle kalmalıydı. Bölgenin yapılaşmaya hiç açılmaması gerekirdi. Yapılan incelemelerde orada başlatılan ilk inşaatın hafriyat çalışmaları yamacın stabilitesini bozmuştur. Doğal olarak bozar. Oradan toprak kaldırıldığında zemin basıncı düşer. Sıkıntı yaşanan bölgede düz bir araziden farklı olarak kayma düzlemi yukarılara kadar uzanabiliyor. Hafriyatın yapıldığı bölgenin 50-100 metre yukarısında çatlaklar meydana geldiğini yerinde gözlemledik. İnşaat çalışmalarından önce güçlü bir fizibilite çalışması yapılıp, plan ve projelerin tamamlanması gerekir. Tahmin ediyorum ki, o bölgedeki ön araştırma çalışmaları kısa tutuldu, gerçek durum tespit edilemeden imalata başlanıldı. Aksi takdirde o yamaç kaymayacaktı'' açıklamasında bulundu.
'TAHLİYE YERİNDE BİR KARAR'
Tahliye kararının yerinde bir karar olduğunu ifade eden Albayrak, ''Can ve mal emniyeti açısından bunun yapılması gerekiyordu. Sosyal devlet olma anlayışı da bunu gerektirir. Orada oturulup oturulmayacağına tek başına bir vatandaş ya da bir kurum karar vermez, bilimsel çalışmalarla karar verilir. Ancak İnşaat Mühendisleri Odası olarak biz, geçmişinde heyelan olan ve çok dik olan yamaçların imara açılmaması gerektiğini savunmaktayız. 'Burada okul yapılıyor, biz de oturabiliriz', doğru bir zihniyet değildir. Ancak öncelikle bölgenin heyelan bölgesi olup olmadığına resmi olarak kurumlarca karar verilmelidir. Orada bir inşaatın sürmesi, oranın oturulabilir nitelik kazandığı anlamına gelmez'' diye konuştu.