ÇEDBİK, sürdürülebilir bina kültürü için çalışıyoruz!
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Başkanı Selçuk Özdil, Kurucu Başkan Yardımcısı Dr. Duygu Erten ve Genel Sekreter Engin Işıltan ile derneğin kuruluş hikayesini anlattı. İşte o yazı...
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Başkanı Selçuk Özdil, Kurucu Başkan Yardımcısı Dr. Duygu Erten ve Genel Sekreter Engin Işıltan ile derneğin kuruluş hikâyesini, BuiidUpon Projesi’ni, Türkiye’deki çevre dostu binaları ve ÇEDBİK Konut Sertifikası’nı konuştuk. İşte Forbes Dergisi'nde yayınlanan haber...
Dr. Duygu Erten
Dünya Yeşil -Binalar Konseyi Danışma Kurulu Üyesi ve ÇEDBİK Kurucu Başkan Yardımcısı
ÇEDBİK, 2007 yılında 25 kurucu şirket üye ile başladığı çalışmalarına bugün yapı sektöründen 130’dan fazla üyeyle, geniş bir sektör içi dağılımla ve ilk günün heyecanıyla devam etmektedir. Çevre dostu sürdürülebilir binalar kültürünün oluşumunu, gelişimini, yaygınlaşmasını sağlamak, farkındalığı arttırmak ve en önemlisi ülkemize özgün bir yerel sertifika sistemi oluşturmayı amaçlayarak yola çıktık. Türkiye’nin iklim bölgeleri, su ve enerji verimliliği gereksinimleri, kültürü, enerji politikası, ABD/UK gibi sertifika sistemlerini kullandığımız ülkelerinkinden çok farklı. Bu uluslararası sistemlerin ihtiyaca cevap veren kriterlerini alıp ülkemizde daha etkin bir sistem kurgulanmalıydı. 20 üniversiteden konusunda lider 101 akademisyen bir araya geldi. Dernek Ulusal Sertifika Komitesi, sektörün ortak aklını yöneterek yaratılan sinerji ile kolektif çalışma sonucu ortaya ÇEDBİK-KONUT sertifikası çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2012’de ÇEDBİK'i desteklemek üzere bir iyi niyet anlaşması imzaladı. Kılavuz açık bilgi olarak WEB sitemize konuldu ve her gün yüzlerce profesyonel ve öğrenci tarafından indiriliyor.
On yıllık zaman zarfında sektör içinde aynı konuda çalışmaları olan tüm kamu, özel kurum ve kuruluşlar, STK'lar ve üniversitelerle işbirlikleri hedefledik. Çok sayıda üye buluşması, eğitim seminerleri gerçekleştirdik. Konunun yerli ve yabancı uzmanlarını bir araya getiren geniş katılımlı uluslararası dört zirve düzenledik ve en önemlisi, çevre dostu konut yapılarının tasarımı ve belgelenmesine yönelik ÇEDBİK Konut 2016 Sertifika Kılavuzu hazırlanıp kullanıma açıldı. 2012 yılında 1. versiyonu çıkan kılavuzumuz, 2016 Şubat
tir. Amacımız, yurt çapında yeni ve var olan bina ve yerleşimler için bütüncül bir yaklaşımla, çevre dostu dönüşüm sağlayarak sağlıklı yaşam ortamları elde etmektir. Bütün bu çalışmalar, ÇEDBİK üyelerinin yönetime ve çalışmalara olan gönüllü katkılarıyla gerçekleşmektedir.
ÇEDBİK, 2012 yılında WGBC (Dünya Yeşil Binalar Konseyi) tam üyesi olmuştur. USGBC, BREEAM, DGNB gibi diğer yeşil bina konseyleriyle de işbirlikleri, bilgi alışverişi ve ortak çalışmalar yapmakta; bu konseylerin belgeleme programlarına ilişkin eğitimler vermektedir.
Engin Işıltan - ÇEDBİK Genel Sekreteri
Türkiye, LEED sertifikalı binalarıyla dünyada son iki yıldır ilk on içinde yer almaktadır. 950 LEED kayıtlı binanın 300’e yakını sertifika almıştır. 85 tane yeni ve var olan bina BREEAM sertifikası almıştır. Bu olgu, yatırımcılarımızın çevre sorunlarına duyarlılığı ve sürdürülebilir çözümler üretme sorumluluğu duymalarının yanı sıra projelerinin portföy değerini korumak ve uluslararası pazarlanabilirliğini sağlamak isteğinden de kaynaklanmaktadır. Bu yapılar genelde büyük ölçekli ticari projelerdir. Ancak binalarınn büyük kısmı konut türündedir. Uluslararası sertifika programlan, Türkiye konut yapı teknolojisinden kaynaklanan farklılıklar ve maliyetler açısından belgeleme konusunda çok da uyumlu değildirler. Bu nedenle ÇEDBİK ilk olarak bina belgeleme programını yeni konut alanında geliştirmiş ve ilk sertifikasını 2016 Şubat ayında vermiştir.
ÇEDBİK Konut Sertifika Kılavuzu değerlendirilecek dokuz ana başlık ve 44 alt başlıkta toplam 100 puan üzerinden tasarım ve uygulamada izlenmesi gereken istekleri içermektedir. Parantez içinde yazılan rakamlar, isteklerin hepsi karşılandığında alınacak en fazla puanı; yıldızlı olan başlıklar da zorunlu olan konulan göstermektedir. Tasarım sürecinin tüm tarafların tasarımını bilgilerini eş zamanlı ve eksiksiz görmelerini sağlayacak şekilde bütünsel tasarım yapılması; enerji, su ve bina kullanımında iyileştirmeler yapılması olmazsa olmaz başlıklardır. Program konutları küçük, az katlı, çok katlı ve yüksek katlı dört grupta toplamakta ve her grubu kendi içinde referans binalara göre elde edilen iyileştirme oranına göre alınacak toplam puanlarla Onaylı [9645-65), İyi [9665-80), Çok İyi [9680-90) ve Mükemmel [9690-100) iyileşmiş olarak değerlendirmektedir. Bu programın uygulanmasıyla enerjide 9670, su kullanımında 9630, katı atıklarda yüzde 50 azaltım olabileceği hesaplanmaktadır, 100’den fazla akademisyen ve sektör profesyonelinin gönüllü katkılarıyla dört yıl gibi bir sürede hazırlanan programı www. cedbik.org sitemizden indirebilirsiniz.
Selçuk Özdil - ÇEDBİK Başkanı
EDBİK, 2015 yılından bu yana Avrupa’nın en geniş katılımlı bina yenileme programının temelini teşkil edecek AB H2020 Programından desteklenen BuildUpon Projesi’nde 14 Avrupa yeşil bina konseyi ile birlikte çalışmıştır. Bu proje kapsamında bina yenileme konusunda engel ve çözümler, politika geliştirme, bina sto-ğu verilerinin derlenmesi, teknik kapasite geliştirme, finansal çözümler, far-kmdalık konularında altı çalıştay yapılmış olup projenin kapanış toplantısı da 2017 Ocak ayında Ankara'da gerçekleştirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından da takip edilen projenin çıktılarını www.cedbik.org sitemizden izleyebilirsiniz. ÇEDBÎK çevre dostu, sürdürülebilir ve yüksek performanslı binaların yapı sektöründe bilinirliğinin arttırılması ve yaygınlaştırılması için tanıtım seminerleri ve teknik eğitimlere büyük önem vermektedir. Eğitim programlarına yapı sektöründe çalışan profesyonellerin yanı sıra yarının profesyonelleri olacak öğrencilerin de katılması amaçlandığından LEED tanıtım eğitimlerimiz üyelerimizin destekleriyle ücretsiz olarak yapılmaktadır. Bu eğitimlerimize ek olarak 2017 yılında ÇEDBİK Konut ve IFC EDGE programlan için de tanıtım ve yetkin profesyoneller yetiştirilmesi için teknik eğitimler başlatıyor olacağız.
Günümüzde yaklaşık 6 milyar olan dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşamaktadır. 2050 yılı için 9 milyara yükselmesi beklenen nüfusun yüzde 70 şehirlere toplanması beklenmektedir. Bu rakamlara göre çok daha fazla bina yapılması gerekecektir. Günümüzde mevcut bina stoğunun dünya kaynaklarına olan yükünü kaldıramadığı ve daha fazla artacak olan yükü de kaldıramayacağı açıktır. Dünyanın kaynak yenileme kapasitesi sınırlıdır ve toplam tüketim, bu kapasiteyi 8 Ağustos 2016 günü geçmiştir. Bu tarih, her yıl 10-15 gün öne gelmektedir. Yani her geçen yıl, bir sonraki yılın olanaklarını da tüketmekteyiz. Bu durumun sürdürülemez olduğu açıktır. İklim değişikliği dünya üzerinde bildiğimiz şekliyle insan varlığının önündeki en ciddi tehdittir. 21. Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansı’nda (BM COP 2iParis) hedeflenen 2.0C küresel ortalama sıcaklık artışı hedefi için geçilmemesi gereken milyonda 350 C02 miktarı, Ocak 2017 itibarıyla 406 ppm seviyesine ulaşmıştır. Bu gelişme BM ICCP raporlarına göre aşırı iklim olayları, kuraklık, ani seller, buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi gibi çok tehlikeli yaşamsal sorunlara yol açacak, iklimsel değişikliklere neden olacaktır. İklim değişikliğine neden olan sera gazı salmalarının yüzde 40 kadarı binalarımızın yapım ve kullanımından kaynaklanmaktadır. Su hayat demektir. Hepimizin vücutlarının yüzde 60 kadarı sudan oluşmaktadır. Dünya üzerindeki toplam suyun sadece yüzde 3’ü tatlı sudur ve bunun büyük bir kısmı da hızla eriyerek denizlere akmakta olan buzullarda bulunmaktadır. Bizim kullanabildiğimiz tatlı su miktarı, yüzde 1'den azdır. Bunu da artan küresel sıcaklıklarla buhar olarak kaybetme riskimiz var. Suyumuzu çok ama çok dikkatli kullanmalıyız. Binalar su tüketiminin %15'inden sorumludur. Binalarımızın katı atık üretiminin yüzde 60 ve enerji kullanımının yüzde 70 kadarından sorumlu olduğunu da düşünürsek iklim değişikliği ve çevresel sorunlarla baş edebilmemiz; binaların tasarım, yapım, kullanım ve yaşam sonu evreleriyle, yani toplam yaşam döngüsüyle sürdürülebilir olmasını gerektiriyor.