22 / 11 / 2024
fuzul

Cemal Kalyoncu: İnşaat ve enerjinin dışına çıkmayı düşünmüyoruz!

Cemal Kalyoncu: İnşaat ve enerjinin dışına çıkmayı düşünmüyoruz!

Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, dünden bugüne grubun büyüme hikayesini ve gelecek hedeflerini anlattı. Kalyoncu, "İnşaat ve enerjinin etrafındaki işlerin dışına çıkmayı düşünmüyoruz" dedi...




Kalyon Grubu’nun hikayesi tam 75 yıl önce rahmetli Mehmet Kalyoncu’nun askerlik için gittiği Bitlis Tatvan’da müteahhitlik yaparak iş hayatına atılmasıyla başladı. Kalyoncu, 1970’e kadar köprü, baraj ve devlet binaları inşa etti.1970 yılında ise oğulları Ahmet,Haşan, Turan ve Cemal Kalyoncu iş hayatına dahil olarak babalarının kurduğu işi devam ettirdi. 1974 de Kalyon İnşaat’ın resmi olarak kurulduğu yıl. Rahmetli Haşan Kalyoncu ile Cemal Kalyoncu’nun büyüttüğü şirket, zaman içinde Türkiye’de birçok dev projeyi hayata geçirdi. Bugün inşaat sektörünün yanı sıra yenilenebilir enerjide de önemli bir güce sahip olan Kalyon Holding, her iki alanda milyar dolarlık dev yatırımlara devam ederken bir yandan da yeni yatırım ve projeler peşinde koşuyor. Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, artık ana hedeflerinin küreselleşmek olduğunu dile getiriyor. Önümüzdeki yıllarda bu konuda önemli adımlar atacaklarını belirten Kalyoncu, “Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya coğrafyaları radarımızda. Bu bölgelerde de Türkiye’de geldiğimiz noktaya ulaşmak istiyoruz” diyor. Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu Capital'den Nilüfer Gözütok Ünal'a konuştu. Dünden bugüne grubun büyüme hikayesini ve gelecek hedeflerini anlattı.

Cemal Bey, Kalyon’un kurumsallaşması 1974 yılında Gaziantep’te başlamış. Biraz kuruluş hikayenizi anlatır mısınız?
 Şirketimiz resmi olarak Gaziantep’te kuruldu fakat ailemizin kökeni Trabzon Çaykara. Rahmetli babam Mehmet Kalyoncu askerlik için Trabzon’dan Bitlis’in Tatvan ilçesine gelmiş. Sonra yerleşme kararı almış ve 1944’te Tatvan’da müteahhitlik hayatına başlamış. 1970’li yıllara kadar babam müteahhitliğe devam etti. Bir yandan köprü, baraj, devlet binaları yaparken, diğer yandan da konut inşaatlarına devam etti. 70’li yıllardan sonra ağabeylerim Ahmet, Haşan ve Turan ile iş hayatına girdik ve babamızın kurduğu işi devam ettirdik. 1974 yılında Kalyon İnşaat Gaziantep’te resmi hüviyetine kavuşmuş oldu.

Büyümenize giden kritik anlar nelerdi? Gaziantep’ten çıkışınız mı?
Ankara ve İstanbul’da yapılanmaya başlamamız bizim için büyümemize giden yolda önemli bir stratejik adımdı. 1990’lı yıllarda önce enerji grubumuzu Kalen ve Kalyon Enerji olarak ve ardından sanayi grubumuzu Kalpen ve Kalyon Plastik olarak Ankara’ya ardından taahhüt grubumuzu Kalyon İnşaat olarak İstanbul’a taşıdık. Bunu yaparken Gaziantep’ten kopmamak için oradaki yapımızı güçlü bir şekilde muhafaza ettik. 80’li yıllarda kurduğumuz Kalpen markamızla yurt dışı yapılanmamızla 30 ülkeye ihracat yapıyorduk. Ben o yıllarda inşaat grubunun sorumlusu olarak İstanbul’a yerleştim. Aynı yıllarda sektörde hem Türkiye’de büyümeye hem Suudi Arabistan, Balkanlar ve Irak’ta bitirdiğimiz işlerle yurt dışında büyümeye gayret gösterdik.

Sizi büyümeye götüren en önemli faktör ne oldu?
İş hayatımızdaki en önemli dönüm noktalarından birini İstanbul’a taşınmamız oluşturur. Bütün işin merkezi İstanbul ve önemli grupların hepsi burada kurulu. Bizim de İstanbul’da olmamız gerektiğini düşünüp ben de ailemle birlikte İstanbul’a taşındım.

Uzun süre inşaat sektöründe faaliyet gösterdiniz. Yeni sektörlere girmeniz nasıl oldu?
İnşaattaki deneyimimizi İstanbul’da daha fazla büyütme imkanımız oldu. Hem altyapı hem üstyapı alanlarında işler bitirdik. Bir süre sonra daha zorlu işler yapmaya başlayarak şirketimizde güçlü bir mühendislik birikimi oluşturmuş olduk. Ekibimizin güçlenmesi ve deneyimimizin artmasıyla farklı alanlarda da fırsatları değerlendirmeye başladık. O dönemlerde Türkiye’nin elektrik ihtiyacı vardı. Türkiye’de üretilen enerji yeterli değildi. Biz de yurt dışından doğal gaz temin edip Gürcistan’da çalışmayan enerji santrallerini devreye alarak ürettiğimiz enerjiyi Türkiye’ye getirerek o dönemde Türkiye’nin enerji ihtiyacım karşılamada etkin rol aldık.

Hızlı büyüyen gruplardan birisiniz... Bu büyümeyi neye bağlıyorsunuz?
Bizim için hiçbir zaman ekonomik kazanç birinci öncelik olmadı. Değerlerimizle uyuşmadığını gördüğüm için reddettiğimiz çok iş olmuştur. Vicdanen rahat olmadığımız hiçbir işe girmedik. Girdiğimiz işlerde ise gece gündüz demeden, gerektiğinde büyük fedakarlıklarla verdiğimiz sözleri tuttuk. Bugüne gelmemizi sağlayan, bizi Kalyon yapan bu değerler oldu. Tabii dünyanın nereye gittiğini de iyi okumak lazım. Yerinde sayan, günü kurtaran işlerin yerine katma değeri yüksek, ülkemizde teknoloji, tasarım ve mühendisliğin ilham veren örnekleri olan işleri hayata geçirmek her zaman bizim tutkumuz oldu. 1980’li yıllarda Ankara’da yapımını üstlendiğimiz tank bakım fabrikaları İstanbul’un su sorununu çözen Ömerli Çamlıca ishale hattı, Türkiye’de ilk defa bizim inşaatını yaptığımız metrobüs, Ataköy’de yaptığımız Avrupa’nın en büyük ileri biyolojik arıtma tesisi, dünyada ilk defa Türk mühendislerinin çözümüyle askıda bir sistemle Kıbrıs Su Temini Projesi ve gözbebeğimiz İstanbul Havalimanı bu anlamda tamamladığımız önemli işler oldu.

Peki büyürken bugüne kadar karşınıza çıkan en iyi fırsatın ne olduğunu düşünüyorsunuz? 
Ailemizin iş serüveninin başlangıcından bugüne kadar 37 farklı hükümet, 11 Cumhurbaşkanı dönemi geçirdik. Türkiye’nin iyi yönetildiği ve yönetilemediği dönemleri gördük. Son yıllarda Cumhurbaşkanımızın vizyonu ülkemizi eskiden hayal edemeyeceğimiz bir noktaya getirdi. Doğru zamanda, Türkiye’nin gidişatını da göz önünde bulundurarak büyüme kararı almak en iyi şansımızdı diyebilirim.

Kalyon Grubu’nun bugün ulaştığı büyüklüğü paylaşır mısınız?
Grubumuza ait tüm iştiraklerde çalışan sayımız 16 bin 500. Bu çalışan sayısı alt yüklenicilerimizdekilerle birlikte 34 bin mertebesine ulaşmış durumda. 2018 ciromuz ise 2,4 milyar dolar.

2018 sizin için nasıl bir yıl oldu, 2019’a hangi hedeflerle girdiniz?
2018 yılında beklentimizin altında büyüdük ancak büyüdük. Yüzde 10 büyüme beklentimiz vardı, yüzde 5’lerde büyüdük. Bu yıl yüzde 7-8 büyürüz. Gelecek yıl için büyüme beklentimiz ise yüzde 15. Küresel ekonomide düzelme var, bu oranı yakalayacağımızı düşünüyoruz.

Gündeminizde yeni yatırımlar var mı?
Şu an inşaat taahhüt ve enerjide devam eden yatırımlarımız var. Örneğin Kuzey Marmara Otoyolu’nun yatırımı devam ediyor. Orada çalışmaların 2020’de bitmesi planlanıyor. İzmir’de yatırımı devam eden Menemen, Aliağa, Çandarlı arasındaki Kuzey Ege Otoyolumuz 29 Ekim’de hizmete açılacak. Öte yandan aktif olduğumuz sektörlerde dünyada gelişen yeni teknolojileri transfer- ediyoruz. Üniversitemizle şirketlerimizden ortak oluşturulan çalışma grupları kendi özgün teknolojilerini geliştirmeye çalışıyor. Bizim için gireceğimiz yeni sektörlerin mevcut yaptığımız işlerle sinerji oluşturması önemli. Şu anda enerji depolama teknolojileri üzerinde çalışıyoruz.

Bu konuda ne aşamadasınız?
Araştırma aşamasındayız. Bu konuda dünyada 3 önemli şirketten biriyle görüşüyoruz.

Enerjideki konumunuz nedir?
400 megavatlık HES’imiz var. Güneşte 1.000 megavatlık, rüzgarda da 1.000 megavatlık bir kapasiteye sahibiz.

Enerjide yeni yatırımlarınız var mı?
Yatırım aşamasında olan Türkiye’nin ilk yerli entegre fotovoltaik güneş enerjisi paneli üretim fabrikası -ki bu aynı zamanda Türkiye’nin ilk yarı iletken üretim fabrikası olacak ve ingot, wafer, fotovoltaik hücre dahil üretim yapacak- güneş enerjisi Ar-Ge merkezimiz, dünyanın en büyük güneş enerji santrali projesi var. Avrupa’daki en büyük entegre güneş paneli üretim tesislerinden birini kuruyoruz. Tesis Ankara’da inşa ediliyor. Yaklaşık 400 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştiriyoruz, 2020 yılı mayıs ayında tamamlanacak. Burada ürettiğimiz güneş panellerinden Konya’da da güneş enerjisi üreteceğiz. Bu alanda dünyada tek bir yerde yapılan en büyük güneş santralinin yatırımını gerçekleştirmiş olacağız. Bu santralde yılda 3 milyar kilovat-saate yakın elektrik üreteceğiz. Yenilenebilir kaynaklara dayalı enerjide büyümek istiyoruz. Bu iki tesis için yatırımımız 1,5 milyar doları bulacak. Yine devam etmekte olan bir diğer yenilenebilir enerji yatırımımız da rüzgar enerjisi alanında. 700 megavat Trakya’da ve 300 megavat Anadolu’da olmak üzere toplam 1.000 megavat rüzgar enerjisi santralı yatırımımız devam ediyor. Rüzgar santrallerimizin tamamı işletmeye girdiğinde buralardan yılda 4 milyar kilovat-saat elektrik üreteceğiz. Rüzgar yatırımımızın hacmi 1 milyar dolara yakın. Güneş olsun rüzgar olsun bunlar sadece enerji yatırımları değil. Hem güneş hem rüzgar yatırımlarımızda beni en çok heyecanlandıran bu yatırımların ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltıp cari açığın kapatılmasına hizmet etmekle kalmayıp aynı zamanda burada kullanacağımız ekipmanların yüzde 60-70 oranlarında yerli olarak üretilecek olması. Yüksek teknoloji üreteceğiz, geliştireceğiz. Bu yatırımlarımızla 2 bin civarında yüksek nitelikli mühendis ve teknisyen istihdamı yapacağız.

Enerjide orta ve uzun vadede hedefleriniz neler? Kapasite olarak nereye ulaşmak istiyorsunuz?
Dünyada yenilenebilir enerjide en geniş portföye sahip gruplardan olmayı hedefliyoruz.

Yaptığınız ortaklıklarla da öne çıkan bir grupsunuz. Ortaklıklarda kriterleriniz var mı?
Bizim işte kriterimiz dürüstlük, uzun vadeli plan yapmak ve netice odaklı olmak. Bugüne dek 10’dan fazla farklı ülkeden 30’un üzerinde farklı şirketle ortaklık kurduk. Eğer biz memnunsak kurduğumuz ortaklıklar sağlıklı bir şekilde devam etti, bunda hiçbir ilkemizden taviz vermememizin etkili olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar devam etmeyen tek ortaklığımız güneş enerjisindeki Güney Koreli ortağımız. Onlar da geçtiğimiz yıl Türkiye’den çıkmak istedikleri için ortaklıktan çekildi. Öte yandan ortaklıklarda büyük ortak olmayı tercih ederim. Ortaklıkta ana felsefem de hakkın adaletli paylaşımı. Her ortaklıkta bir mutabakat imzalarız. Örneğin İGA yatırımında bunu yaptık. Herkes bu mutabakata uyarsa sorun çıkmıyor

Çok sayıda ortaklık teklifi alıyor musunuz?
Evet alıyorum, farklı sektörlerde birlikte iş yapalım diyen çok sayıda kişi oluyor ancak geri çeviriyorum. İnşaat ve enerjinin etrafındaki işlerin dışına çıkmayı düşünmüyoruz.

Çocuklarınız var ve yeni dönemi, teknolojiyi daha iyi izliyorlar. Onların önerileri, yeni sektör yatırım talepleri oluyor mu?
Doğal olarak çocuklar teknoloji tarafını daha |iyi izliyor. İyi bildikleri konularda bazı çalışmaları var. Bize öneriyorlar, ortak toplantılarımızda anlatıyorlar. Henüz olgunlaşmadığı için 'paylaşımyorum. Onlardan gelecek önerilerden hayata geçireceklerimiz olabilir. 

Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Zorlu dönemlerde grubunuzu yönetirken özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Çok fazla açılmamaya çalışıyoruz. Yatırım kararlarımızı alırken daha temkinli hareket ediyoruz. Yatırım yaparken, elimizdeki kaynaklara göre davranıyoruz. Mümkün olduğunca kendi kaynaklarımızla yatırım yapıyor, kredi oranını belli bir düzeyde tutuyoruz. O nedenle zor dönemleri daha rahat geçiriyoruz. Ama aynı ülkede olduğumuz için biz de etkileniyor, çeşitli önlemler alıyoruz. 

Taahhüt sektörü ekonomik gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerden biri... Zaman zaman sektörden çıkmayı düşündüğünüz oluyor mu?
Hayır. Sonuçta biz sadece taahhüt işi yapmıyoruz, gayrimenkul geliştirme de yapıyoruz. Bu anlamda devam eden işlerimiz var. Ancak anlık ekonomik gelişmelere bakarak iş yapılmaz. Ekonomik iniş çıkışlar olur, biz yolumuza devam ederiz.

Sektörel olarak odaklı gidiyorsunuz ancak yine de çıkmayı düşündüğünüz sektörler var mı?
 Dönem dönem enerjide küçük santralleri satıyoruz. Oralardan çıkıyoruz. Onun dışında çıkmayı düşündüğüm bir sektör yok.

İstanbul Havalimanı’na gelirsek... Bu projeye nasıl dahil oldunuz, fikir nasıl oluştu?
Havalimanından önce BOT (Yap-İşlet-Devret) modelinde geliştirilen şehir hastaneleri, 3. Köprü gibi projelere girdik fakat onları kazanamadık. İstanbul Havalimanı projesi gündeme gelince ortaklarımızla birlikte ciddi, yoğun bir çalışmayla çok iyi araştırma ve ön hazırlık yaptık. Amacımız konsorsiyumu yüzde 100 yerli bir ortaklıkla kurmaktı. 5 Türk şirketi bir araya geldik. Çok rekabetçi bir fiyat oluşturarak ihaleyi kazandık. Kazandıktan sonra çılgın 5’li olduk. İstanbul Havalimanı, Cumhuriyet tarihinde yapılmış en büyük yatırımlardan biri. Böyle bir yatırımın bir parçası olmak, ülkemize gelen misafirlere ve vatandaşlarımıza ev sahipliği yapmak gerçekten gurur verici.

Şu ana kadar ne kadarlık bir yatırım yaptınız, tamamlanınca yatırım tutarı ne olacak?
 Özkaynağımız ve yerli ve yabancı bankalardan sağladığımız 7,5 milyar Euro’luk bir yatırım yaptık. Bitince 10,5 milyar Euro’yu aşacak. Ayrıca her yıl devletimize 1 milyar Euro kira ödemesi yapacağız.

Peki havalimanını kullananlardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Şu anda yaptığımız anketler ve araştırmalarda memnuniyet çok yüksek seviyede, yolcuların öneri ve geri bildirimlerini sosyal medya ve whatsapp yoluyla topluyoruz. Herkesin fikrini alarak yolcu konforunu çok daha üst seviyeye taşıyacağız. Bizim için havayolu şirketlerinin ihtiyaçları ve öncelikleri de çok önemli. Havalimanı bünyesinde bir de yakıt limanımız var, bu liman sayesinde dünya üzerindeki tüm rafinerilerden jet yakıtı alabiliyoruz. Bu, havayolları için en önemli maliyet olan yakıt maliyetini ciddi oranda düşürdü. Şu anda uçuşların taksi süresi bu büyüklükteki havalimanlarının ortalamasında. 3- Pistin 2020 yazında hizmete girmesiyle ortalamanın çok altında bir süreye indirmiş olacağız.

Kalyon Grubu için nasıl bir gelecek hedefliyorsunuz? Grubu 5-10 yıl sonra nerede görmek istiyorsunuz?
Çalıştığımız coğrafyaları çeşitlendirmek istiyoruz. İstanbul merkezli olmak küreselleşmek için çok büyük bir avantaj sağlıyor. 3 saatte 60’ın üzerinde başkente ulaşabiliyorsunuz. Yakın coğrafyamızdan başlayarak sürdürülebilir bir şekilde küresel büyümemizi önümüzdeki yıllarda yaşayacağız. Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya coğrafyaları radarımızda. Bu bölgelerde de Türkiye’de geldiğimiz noktaya ulaşmak istiyoruz.

Tüm bu bölgelerde Türkiye’de olduğunuz hacme mi ulaşmak istiyorsunuz? Yani bugünkü Kalyon kadar bir hacimden mi bahsediyoruz?
Evet... Taahhüt ve enerji alanlarında benzer büyüklüğe gelmek istiyoruz. Bir ekip kurduk yurt dışında sözünü ettiğimiz bu coğrafyalarda fırsatlara bakıyorlar, Kalyon Avrupa ofisini önümüzdeki ay kuruyoruz. İhalelere giriyoruz. Amerika kıtasından Avrupa’ya, Orta Doğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyada yeni havalimanı projeleri üzerine de çalışıyoruz. Peru, Katar, Arnavutluk, Hollanda gibi ülkelerde teklif ve ihale süreçlerimiz oldu ve devam ediyor. Yurt dışında da yoğun rekabet var.


Geri Dön