Ceren Kumbasar gayrimenkul sektörünü eleştirdi!

PwC ve Urban Land Institude tarafından gerçekleştirilen ve gayrimenkul sektöründeki tahminleri içeren “Emerging Trends in Real Estate Europe 2014- Gayrimenkul Sektöründe Gelişen Trendler Avrupa 2014” raporu geçtiğimiz günlerde açıklandı. Bu raporun sonuçlarına göre İstanbul geçen yıla nazaran üç sıra gerileyerek yedinci sırada yer aldı. Araştırmaya göre yaşanan bütün politik huzursuzluklara, ekonomik dengesizliklere ve ekonomimizdeki kaygan zemine rağmen İstanbul, aslında Türkiye tamamen yatırımcı odağından çıkmış değil. Ancak bana sorarsanız, raporu sadece İstanbul’un sıralaması açısından değil, öngördüğü riskler ve raporda büyük ivme kazanan diğer şehirler açısından incelemek gerekiyor.

Olumlu hava telaşı

Gayrımenkul sektörü artık geçici ekonomik dalgalanmalardan da suni olumlu rüzgarlardan da etkilenmeyecek kadar güçlendi. Ancak buna rağmen özellikle sektörde olumlu bir hava estirme telaşı var. Bu telaşı hem panellerdeki konuşmacılarda hem araştırmayı yorumlayan sektör oyuncularında görmem mümkün. Oysa ne yatırımcıyı ne son kullanıcıyı ortada bariz bir duraklama dönemi varken, olumlu bir rüzgara inandıramazsınız. Dolayısıyla bu ve buna benzer araştırmaları yorumlarken, yapay bir olumlama telaşını bir kenara bırakıp, eksikliklere odaklanmamız gerekiyor.

Araştırma sonucuna göre, geçen yıl birinci olan Münih bu yıl da birinciliğini koruyorken, geçen yıl 20. sırada yer alan Dublin bu yıl ikinci sırada. Üçüncü sırada Hamburg ve sırasıyla Berlin, Londra, Zurih, İstanbul, Kopenhag, Stockholm ve Frankfurt ilk 10 şehir arasında yerini alıyor. Listedeki en şaşırtıcı sonuç, bir yılda 18 sıra ilerleyerek ikinci sırada bulunan Dublin. Üç yıl önce iflasın eşiğinden dönen İrlanda, sıkı tasarruf ve reform programlarıyla yeniden dirilmekle kalmamış, yatırımcının gözbebeği haline gelmiş. Üstelik bankalarının batmasının nedeni konut kredisi kriziyken!

Sonuçları doğru okuyalım

Sektörün en güvenilir isimlerinden ULI Başkanı Haluk Sur da araştırmaya göre İstanbul’un 10. sırada olmasına sevinmektense bu sonuçları doğru incelemek gerektiğine inanıyor ve ekliyor “2014 raporu, bir yandan sermayenin güvenli limalara yöneldiğine işaret ederken, diğer yandan da yatırımcının her geçen gün daha fazla risk alma eğilimini ortaya koyuyor. Dublin gibi, iki yıl önce radarda bulunmayan bir pazarın bu yıl Avrupa’da ikinci olması, bunun göstergesi. Üç yıl önce birinci olan İstanbul’un derece kaybetmiş olması, üzerinde önemle durmamız gereken bir hususu oluşturuyor.” 

İstanbul yüzyıllar boyu birilerinin gözdesiydi, yüzyıllarca da gözdesi kalacak. Peki biz İstanbul’u gerçekten hak etmek için, onun değerine değer katmak için bu araştırmalardan ders çıkarabilecek miyiz?

Ceren Kumbasar / Vatan