Demokrasi ve Özgürlükler Adası yıl sonunda açılış yapacak!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın yıl sonunda açılış yapacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak yeniden düzenlenen Yassıada'yı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Erdoğan, fevkalade bir durum olmazsa Demokrasi ve Özgürlük Adası'nın yıl sonunda açılışının yapılacağını bildirdi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan haberde, Erdoğan, "Yaslıada" olarak ifade ettiği Yassıada'nın ismini 14 Aralık 2013'te "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak değiştirdiklerini anlattı. Ayrıca, adanın açılışıyla ilgili bilgi verdi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile yaptıkları anlaşma ve yüklenici firmanın yaptığı çalışmalara belirten Erdoğan, tüm malzemenin dışarıdan getirilmesi, burada inşaatların sürdürülebilmesi, çevre düzenlemesi ve peyzaj gibi tüm çalışmaların kolay şartlarda olmadığını söyledi. Erdoğan, adadaki çalışmaların 5 yıldır sürdüğünü belirtti. Projenin yıl sonunda tamamlanacağını belirten Erdoğan şunları söyledi:
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nı da böylece hayata geçirmiş olacağız. Burası, 27 Mayıs 1960 darbesinin sembol mekanlarından biri. Darbenin 59. yıl dönümünde darbenin şehitleri merhum Başbakan Adnan Menderes ile bakan arkadaşları Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu bu adada yargılandılar, ne yazık ki İmralı'da da idam edildiler. Yassıada'yı ziyaret ederek sona gelen çalışmaları istedim ki yerinde bir göreyim. Sürekli buradan geçişte helikopterle denetledim, baktım. İnşaat süreci içerisinde ilk defa inerek yerinde görelim istedim. Sizler de zannediyorum yargılamanın yapıldığı salonun dışında her yeri gördünüz. Salonun henüz iç kısmı bitmiş değil. Bunu da yıl sonu itibarıyla bitirmiş olacağız. Böylece adayı, temennim odur ki; sadece ulusal değil, uluslararası bazda da toplantılarımızın yapıldığı bir ada haline getirelim. Burada toplantı yapılır, diyelim 3 gün, 4 gün girilir, 1 haftaysa 1 hafta girilir ve burada bu toplantılar yapılır. Ondan sonra da sonuç burada açıklanarak bu toplantılar buradan dağılır. Bunları şehrimizin merkezinde yaptık bugüne kadar. İstanbul'da, Antalya'da, Ankara'da yaptık. Şimdi de böyle bir adada, böyle bir yerde, hiç kimsenin gelemeyeceği, gelmediği, sadece aktörlerin geldiği ve toplantıya katıldığı bir yer olarak burayı değerlendirelim istedik."
TOBB'nin projeye "evet" dediğini hatırlatan Erdoğan, "İşletmesi kendilerine ait olacak. Bu işletmeyle birlikte bizlere de belli bir süre tahsis edilmek üzere devlet olarak da müsaade ederlerse bazı toplantılarımızı burada yapacağız." dedi.
Projede, karanlıktan aydınlığa geçişi simgeleyen ve demokrasimizin geleceğine ışık tutan Demokrasi Feneri, Sonsuzluk İskelesi, Özgürlük Platformu, Demokrasi Şehitleri Anıtı, kütüphane, müze, konferans salonu, 27 Mayıs canlandırma alanı ve sergi salonları gibi pek çok yapı yer alıyor. Ada, ziyaretçilerin 27 Mayıs darbesi sonrası yaşanan yargılamaları gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri ve bu hissin bütün ziyaretçilere yayılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece, 27 Mayıs'ta yaşananların mimari anlamda yaşatılarak, tarihte yaşanmış acılarla yüzleşilmesi, onlardan ders çıkarıp geleceğe umutla bakılması amaçlanmıştır."
Adadaki müzeler karanlığa ışık tutacak
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nda demokrasi mücadelesi ve bu uğurda hayatlarını kaybeden tüm şehitlerin isimleri ve hatıralarının ebediyen yaşatılacağına dikkati çeken Erdoğan, adada, yargılama sürecinde kullanılmış yapıların özgünlüğü korunarak görsel ve fiziksel anlatımlarla zenginleştirildiğini ve "27 Mayıs Tarih Platosu", "Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi" ve "Adnan Menderes Kongre Merkezi" olarak darbe dönemi karanlığına bambaşka bir kimlikle ışık tutulacağını anlattı.
Adadaki 24 metre yükseliğindeki Demokrasi Feneri'nin İstanbul kıyılarıyla Adalar'a yansıyan bir ışık kaynağı olarak demokrasiye olan saygı ve inancı canlı tutacağını vurgulayan Erdoğan, "Bütün bunlarla beraber burada asıl derdimiz kapalı spor salonu, yargılama alanı olarak kullanılmış. Şimdi orayı bizler inşallah bir müzeye dönüştüreceğiz. Bu konuda objelerle toplandı, toplanıyor. Bu objelerle burası zenginleştirilecek. Adnan Menderes Kongre Merkezi 600 kişilik. Burada birçok kongre yapma imkanı bulacağız. Yüklenici olarak işletmesi de TOBB'a ait olmak üzere, burada bu tür toplantıların yapılması adaya farklı bir zenginlik kazandıracaktır."dedi.
"Sivriada'yı cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sivriada hakkında şu bilgileri verdi: "Bir de daha sonra hemen karşı tarafımızda Sivriada var. Sivriada'da bir amfi tiyatro yapabilirsek burası süper bir şey olur. O taş ocağı zaten tamamen avuç içi gibi olmuş. Onu bir amfi tiyatro haline getirdiğimiz zaman orası muhteşem bir şey olur. Konserler verilebilir, her şey orada yapılabilir. Birçok etkinliklerde burayla bağlantılar da kurulabilir. Pendik tarafıyla buradaki otellerle kurulabilir. Buradaki bağlantılar kurulmak suretiyle Sivriada'yı da çok çok önemli bir cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum. Şartları biraz zor ama ben inanıyorum ki azmi, inancı olan insana zor her zaman kolay olur. Bunu da başarmamızda çok büyük fayda var."
Kütüphane çalışmasının ayrıca düşünülebileceğini, öncelikli olarak müzeyle ilgili objelerin toplanmasını istediklerini ifade eden Erdoğan, objelerle beraber kütüphane konusunda çalışılabileceğini, uygun bir bölüme proje içinde kütüphane konulabileceğini söyledi.
Kütüphanenin "Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nın tarihini bugüne taşıyacak güçlü bir kaynak, arşiv oluşturacak şekilde yapılabileceğini dile getiren Erdoğan, "Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 5 milyon ciltlik kütüphaneyi şu an bitirmek üzereyiz. Bir de İstanbul'da Rami Kışlası'nı Ankara'dan daha güçlü bir kütüphane haline getiriyoruz. Bu, 6 milyon ciltlik bir kütüphane olacak, dijital ortamda bu kitaplar sergilenecek. İnşallah bu adımları atmanın yanında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na da kendisini tanımlayan bir kütüphaneyi kazandırmış oluruz." diye konuştu.
Erdoğan, işletmesiyle ilgili bir netlik olup olmadığı, İstanbul'dan her gün ziyaretçi gelip gelemeyeceği, otellerin her zaman açık olup olmayacağına yönelik soru üzerine de, işletmeyle ilgili oluşumun tamamlandığını söyledi.
Ofisin devrede olduğunu, otel vesaire bütün teknik kadroların kurulacağını, işletmeyi de TOBB'un yapacağını ifade eden Erdoğan, "Devlet ticaretle uğraşmaz. Belli toplantılarda bu oteller kullanılırsa burası yürümez, iflas eder. Denizin aşırı tehdidi olduğu zamanlarda belki gidiş gelişlerde sıkıntılar yaşanabilir. Gidiş geliş noktasında daha iskeleler bitmedi. Deniz otobüsü, İDO gibi deniz araçlarıyla inşallah gidiş gelişler olacak. Aslında adaya karadaki yaklaşımlar Ataköy'den 16 kilometre, Kadıköy'den 13 kilometre, Suadiye'den 14 kilometre, Heybeli 5,5 kilometre, Büyükada yaklaşık 10 kilometre, Pendik 14 kilometre civarında. Araç noktasında İDO'nun, şehir hatları, deniz otobüsleri sürekli servis yapabilecekler. Belki o konuda kendi servisleri olacak." ifadelerini kullandı.