Deprem, pandemi ve tatil maliyetleri yazlık talebini katladı: Sayfiyelerde altın çağ!
Kovid-19 pandemisi, deprem ve enflasyon gibi durumlar yazlık talebini katladı. İşte konut tercihlerindeki değişiklikler...
Kon GYG Yapı Genel Müdürü Davut Çil, söz konusu açıklamasında "Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler sayfiyeleri popüler hale getirdi. Örneğin; pandemi sonrası şirketler uzaktan çalışma modelini benimsedi. Çalışanlar da bu modele hemen uyum sağladı. Bu durum evlerde kalma sürelerini uzattı. Kahramanmaraş merkezli depremler insanlarda deprem korkusuna yol açtı. Bu durum, fay hatlarından uzak bölgelerdeki yazlık gibi az katlı ve ferah evlere veya sayfiyelere talebi artırdı" dedi ve Ege Bölgesi gibi bölgelere göçün arttığına dikkat çekti.
Bu ve benzeri nedenlerle insanların yazlıklara yöneldiğinin altını çizen Davut Çil, "Deprem riski yüksek bölgelerde konut stokunda ciddi sorunlar var. Depreme dayanıksız ya da çürük yapılı konutlar insanları kara kara düşündürüyor. Bu noktada özellikle evden çalışma imkanı olan iş kollarında çalışanlar, esnek çalışma modelinin sunduğu fırsatları değerlendirerek, deprem riskinden kurtulmak istiyor" açıklamasında bulundu.
Hızlanan göç sebebiyle sayfiyelerin ağırlıkta olduğu bölgelerde satılık ve kiralık konut fiyatlarının da artışa geçtiğini vurgulayan Davut Çil, "Tüm bunları değerlendirdiğimizde sayfiyeler artık sürekli konutlara dönüşmeye başladı. Bu sebeple sayfiyelerde altın çağı yaşanıyor diyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Gayrimenkul sektöründe depremin neden olduğu olumsuz etkinin enflasyon, döviz kuru dalgalanmaları ve inşaat maliyetlerindeki fahiş artışlar gibi gerekçelerde daha da arttığının altını çizen Davut Çil, "Sektörde depremin etkilerini hissetmeye devam ediyoruz. Ama enflasyon gibi ekonomik etkiler de fazlasıyla hissediliyor. Bu durum tatil maliyetlerini arttırdı. Fahiş artışlar otellere ilgiyi azalttı. Maliyet-fayda analizi yapan tüketici sayfiyelerde tatil yapmanın avantajlarını keşfetti" dedi ve bunun da yazlık konutlara ilginin artmasını sağladığına vurgu yaptı. Çil, konut yatırımlarında da hem depreme dayanıklı hem sürekli yaşanabilecek hem de tatil yapılabilecek prestijli konut projelerine ilginin arttığını dile getirdi.
Davut Çil, depremin insanlarda konfor algısını da değiştirdiğine dikkat çekerek, deprem öncesi denize sıfır ya da denize yakın konut projelerine çok talep olduğuna, depremin ardından ise önceliğin depreme dayanıklı konut projeleri olduğuna vurgu yaptı.
Çil, özellikle depreme dayanıklı markalı konutlara büyük talep olduğunu yineleyerek, markalı konut sektöründe döviz kuru bazında önemli bir fırsat ortaya çıktığını da aktardı.
Çil, söz konusu açıklamasında "İnsanlar az katlı, depreme dayanıklı, denize yakın, tatil yapabileceği ve mümkünse manzaralı konutlara yöneliyor. Kayalık zemine inşa edilen, zemini sağlam, denize yakın konut projelerine yöneliyorlar" ifadelerine yer verdi ve insanların güvenilir gayrimenkul üreticilerinden konut almak istediklerinin altını çizdi.
Kon GYG Yapı Genel Müdürü Davut Çil, “Büyük şehirlerden uzaklaşmak, sakin ve güvenli bir bölgede hayat kurmak isteyenlerin en çok Ege Bölgesi’ni tercih ediyor. Bu bölgede yatay mimari ile inşa edilmiş az katlı konut projelerine ciddi bir talep var. Yabancıların öncelikli tercih ettiği bölgeler arasında Ege Bölgesi de yer alıyor.” dedi. Kon GYG Yapı olarak Ege Bölgesi’nde bahçeli, havuzlu ve soysal donatı alanları ile huzur veren konut projelerinde öncü markalardan olduklarına işaret eden Çil, Didim Akbük Koyu’nda yapımına başladıkları Kon Mirando projesinden bahsetti. Davut Çil, “Manzarası, konumu ve sosyal donatı alanları ile ailelere huzurlu bir ortam vadeden Kon Mirando, 9 bin 500 metrekare kayalık alanda yükseliyor. Site, 4 blok ve 91 adet daireden oluşuyor; 3+1, 2+1 ve 1+1 daire seçenekleri sunuyor” şeklinde konuştu.
Belediye konut imarlı arsa satacak! KDV'den muaf imarlı arsayı kaçırmayın!
Araç alım-satımında ek vergiyi kim öder? Ek MTV'de tüm ayrıntılar belli oldu!