Depremzedelerin karşılaştığı hukuki sorunlar nasıl çözülür?
İzmir'de geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen deprem sonrasında birçok farklı problem gündeme geliyor. Peki depremzedelerin, deprem ardından karşı karşıya kaldıkları problemler nasıl çözülebilir?
İzmir'de geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen deprem sonrasında birçok farklı problem gündeme geliyor.
Evrensel'den Ramis Sağlam'ın haberine göre; İzmir depreminin ardından ortaya çıkan problemlerden biri de evleri değişik oranlarda hasar görmüş vatandaşların karşı karşıya kaldıkları hukuki durumlar oldu. Depremzede vatandaşların bu dönemde karşı karşıya kaldıkları hukuki problemleri ve bu problemler karşısında neler yapılabileceğini Avukat Hanife Yıldırım anlattı.
Evleri hasar görmüş maliklerin yaşadığı zarar sebebiyle maddi ve manevi olarak dava yoluna başvurma hakları olduğuna dikkat çekenHanife Yıldırım,"Yapı müteahhidinin, fenni mesulün uygulamanın kalitesinden, büyükşehir belediye başkanlığının proje ve uygulama konusundaki denetimini tam olarak yerine getirmemesinden dolayı dava açılabilir. Yine statik proje müellifinin binanın iyi projelendirilmemiş olmasından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının plan ve projelendirme konusundaki denetim görevini tam olarak yerine getirmemesinden, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının afet durumu ile ilgili gerekli çalışmaların ve denetimlerin yapılmamasından dolayı da dava açılabilir" diye konuştu.
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, büyükşehir belediyesi ve AFAD’a olan kısmı için idare mahkemesine, yapı müteahhidi, statik proje sorumlusu ve fenni mesule karşı asliye hukuk mahkemesinde dava açabilirler" diye konuşan Yıldırım, "DASK veya konut sigortası yaptıran kişiler sigortadan ödenmeyen veya eksik ödenen bedel için Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açabilirler. Dava açma ön şartı ara buluculuk görüşmesinin yapılmasıdır" açıklamasında bulundu.
Bunun yanı sıra az hasar gören yapılardaki ortak alanların ve evlerin zararlarının giderilmesi amacıyla da dava yoluna gidilebileceğine dikkat çeken Hanife Yıldırım, "Orta hasarlılar için de binanın güçlendirme ile kullanılabilir hale gelecekse güçlendirme bedelini ve deprem nedeniyle uğramış oldukları zararları talep edebilirler. Ağır hasarda da deprem nedeniyle uğramış oldukları zararları ve konut ile ilgili zararı talep edebilirler" dedi.
30 Ekim'de meydana gelen ve birçok hasara neden olabn depremin ardından, 6306 sayılı Kanunu'nun uygulanmasında da bir takın hak kayıplarının yaşandığına vurgu yapan Yıldırım, “Depremden hemen sonra özellikle yıkım ve ölümlerin meydana geldiği bölgedeki binalar için 6306 sayılı Kanun’un 6/a maddesi uyarınca toplamda 7 adet proje alanı ilan edilmiştir. Bu alanlarda 6/a maddesi uyarınca hak sahiplerinden herhangi bir muvafakatname alınmaksızın resen bakanlıkça işlem yapılmıştır. Bu madde ile kamulaştırma dahi aranmaksızın devlet özel mülkiyete tabi taşınmazlara el koymuş ve hazine adına tescil edilmiştir. Ayrıca yine bu maddeye göre yapılacak konutlardaki projeye devlet kendisi karar vermiş ve yapımına başlanmıştır. Aynı durumda olan proje alanı dışındaki hasarlı binalar mevcut imar planları ile taşınmazlarını yeniden yaptırabileceklerdir. Bu da yine özel mülkiyetin ihlalidir” şeklinde konuştu.