Devasa apartmanlar inşa edilirken deprem yönetmeliğine uyulmadı mı?
Elazığ'da 24 Ocak'ta meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin yaşattığı can ve mal kaybından sonra, büyük İstanbul depreminin yaratacağı yıkım konuşulmaya başlandı...
Sözcü gazetesi köşe yazarı Uğur Dündar, bugünkü yazısında Elazığ'da yaşanan yıkım sonrasında, İstanbul'da kentsel dönüşümün bir an önce yapılması gerektini vurguladı.
İşte Uğur Dündar'ın 'Tarihten ibret alınsaydı İstanbul bu hale gelir miydi?' başlıklı yazısı...
Elazığ ve Malatya'da 41 canımızı kaybettiğimiz depremin ardından yurdun
dört bir yanından bölgeye giden arama kurtarma ekiplerinin insanüstü
çabaları sayesinde, 45 yurttaşımız, enkaz altından salimen çıkarıldı.
Bilgi, eğitim, beceri, sabır ve özveriye dayalı bu müthiş başarı, sadece
ülkemizde değil, tüm dünyada takdir topladı.
Emeği geçenlerin hepsi, kahramanlık madalyasını hak etti.
★★★
Arama kurtarma ekiplerinin başarısı, şu acı gerçeği görmemizi de sağladı:
Eğer geçmişte ve bugün bizi yönetenler Türkiye'nin bir deprem ülkesi
olduğu bilinciyle tüm fay hattı coğrafyalarında yönetmeliklere uygun
yapılaşmaları sağlamış ya da hasarlı binaların sağlamlaştırılmasına
yönelmiş olsalardı, hiç kuşkusuz Elazığ ve Malatya'da çöken konutlar
ayakta kalacak ve arama kurtarma ekiplerine böylesine büyük ihtiyaç
doğmayacaktı.
★★★
Yıkıcı, büyük depremin beklendiği İstanbul'dan bir örnek vereyim:
Lisede okuduğumuz, İstanbul'un henüz rant peşinde koşan arazi ve yapı
yağmacılarının istilasına uğramadığı yıllarda, Avcılar-Ambarlı bölgesinde yapılaşma yok denecek kadar azdı. Yazları, tavşanların kaçıştığı tarlalar
arasından geçerek deniz kıyısına iner, kamp çadırlarımızı kurduktan sonra
içme suyumuzu, şarıl şarıl akan pınarlardan sağlardık. O suların kirli
olabileceği hiç aklımıza gelmezdi. Çünkü doğa göz alabildiğine bakirdi!..
★★★
Önce E-5'in çevresi yüksek yapılarla doldu, sonra ve inanılmaz bir hızla
her yer…
Üstelik devasa apartmanlar inşa edilirken ne zemin etüdüne gerek görülüyor,
ne de deprem yönetmeliğine uymak gerekiyordu! Binanın nasıl dikileceğine,
bir koy beş al mantığıyla çalışan müteahhitler karar veriyorlardı!..
★★★
Hürriyet gazetesinin, efsane Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç'in
kaptanlığında “Amiral Gemisi” deyimini hak ettiği 80'li yılların
ortasında, Jeofizik Uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve değerli
meslektaşım Namık Koçak'la birlikte bölgeye yeniden gittik.
Amacımız Ambarlı ve Avcılar'dan başlayarak, Büyükçekmece'ye kadar uzanan
coğrafyadaki zemin hakkında toplumu bilgilendirip yetkilileri uyarmaktı.
Ercan Hoca, ayrıntılı açıklamalarda bulunarak heyelana müsait ya da çürük
olan zeminleri tek tek gösterdi ve böyle alanlarda uygulanması gereken
inşaat tekniğini de anlattı.
Önerilerinin dakika kaybetmeden hayata geçirilmesi gerekiyordu.
★★★
Ama heyhat…
Yağma bütün hızıyla devam etti. Öyle ki, 90'lı yılların ortalarında, o
topraklarda dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a göre boyutu 20
milyar doları bulan “Asrın yağması” yaşandı.
Sadece Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün gerçeği
görmüş ve ilçesinde çok katlı yapılaşmalara geçit vermemişti. Hatta
kendisinden izin alamayanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 30-40 katlı
imar onayı kopardıklarında, dönemin bakanına “Eğer bu izni verirseniz, o
binada hayatını kaybedenlerin yakınları bizim mezar taşlarımıza
tükürürler” diyerek kararı iptal ettirmişti.
Ekrem İmamoğlu da Beylikdüzü Belediye Başkanı olduktan sonra,
yönetmelik dışı yapılaşmalara göz yummamıştı.
★★★
Önlemler alınsın ki, bundan sonraki depremlerde sadece arama kurtarma
ekiplerinin değil, Ekrem İmamoğlu'nun il genelinde, Turan Hançerli'nin de
Avcılar'da yapmaya çalıştığı kentsel dönüşümün başarısı konuşulsun!..
Konut ve inşaat sektörü deprem gerçeğine göre sil baştan ele alınmalı!