EMBARQ Türkiye: İstanbul metrobüsünün doğaya katkısı 392 milyon dolar!
EMBARQ Türkiye - Sürdürülebilir Ulaşım Derneği tarafından hazırlanan “ Metrobüs Sistemlerinin Sosyal, Çevresel ve Ekonomik Etkileri ” başlıklı rapor, metrobüsün kentler üzerindeki etkisini açıkca ortaya koyuyor...
EMBARQ Türkiye - Sürdürülebilir Ulaşım Derneği tarafından hazırlanan “Metrobüs Sistemlerinin Sosyal, Çevresel ve Ekonomik Etkileri” başlıklı rapor, metrobüsün kentler üzerindeki etkisini açıkca ortaya koyuyor. Rapora göre, kentsel yaşam kalitesinin yükselmesinde metrobüsün katkısı oldukça yüksek. Raporun özellikle çevresel etkilerine bakıldığında, ülkemizde sadece İstanbul’da kullanımda olan metrobüs sisteminin sera gazı emisyonlarının azalmasına sağladığı katkı sayesinde 392 milyon dolar tasarruf sağlandı.
Rapora göre yüksek kaliteli metrobüs sistemleri, kent içi toplu taşımadaki diğer uygulamalar gibi, kentli insanın yaşam kalitesi, üretkenliği, sağlığı ve güvenliği üzerinde etki yaratma potansiyeline sahip. Özellikle çevresel etkiler açısından incelendiğinde raporda göze çarpan en önemli detay, hem sera gazı emisyonlarını hem de kent genelinde hava kirliliğine sebep olan kirletici emisyonları azalttığı için metrobüs, çevre üzerinde olumlu bir etkiye sahip. “Çevresel Etkiler” başlıklı bölümde detaylarıyla söz edilen bu etki için şu ifadeler kullanılıyor; “Toplam seyahat mesafelerinin kısalması ve temiz araç teknolojilerinin kullanılması sonucunda trafikten kaynaklanan emisyonlar azalır. Özel araç kullanımından metrobüs kullanımına geçen yolcular toplam seyahat mesafesinin azalmasını sağlar. Benzer şekilde metrobüs uygulamalarının çoğunda eski, çevreye zararlı ve düşük yolcu kapasiteli araçlar devre dışı kalır. Yeni, tek ve çift körüklü metrobüsler ise kilometre başına daha fazla yolcu taşımanın yanı sıra, en katı emisyon standartlarıyla bile uyumludur.”
EMBARQ Türkiye - Sürdürülebilir Ulaşım Derneği’nin raporu özellikle İstanbul’dan örneklere yer veriyor. Çarpıcı örneklerden bir tanesi, ara toplu taşımanın ve geleneksel otobüs hatlarının yeniden düzenlenmesi. Bu bölümde, İstanbul metrobüsünde günde 167 ton karbondioksit eşdeğeri emisyonun azalmasına ve 240 ton-litreden fazla yakıt tasarrufu yapılmasına olanak sağlanacağına dikkat çekiliyor.
Kirletici Emisyonlarında Azalma
Karbon monoksit ve partikül madde gibi havayı kirleten emisyonların, hem çevreyi hem de kamu sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekilen “Kirletici Emisyonlarında Azalma” başlıklı bölümde, eski ve düşük kapasiteli toplu taşıma araçlarının kullanımından vazgeçilerek metrobüs sistemlerinin kent içi duman, kirlilik ve insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri ön plana çıkarılabileceğine dikkat çekilirken özel bir not da düşülüyor: “Kentlerde hava kalitesini olumsuz etkileyen kirleticiler her şeyden önce insan sağlığına zarar verir.”
Erken Ölümler ve İş Günü Kayıpları
“Hava Kalitesi Üzerindeki Etkileri”nin altının çizildiği bölümde de hayli çarpıcı noktalar bulunuyor. Rapor, hava kirliliğinin zararlı etkilerinin hem ortamdaki kirleticinin yoğunluğuna hem de maruz kalınma süresine bağlı olduğuna vurgu yapıyor.
EMBARQ Türkiye Direktörü Arzu Tekir:“Metrobüsü kullanmaya başlayan vatandaşlar hava kirliliğine daha az maruz kalırlar. Bunun iki sebebi vardır. Hem, kent genelinde veya metrobüs içindeki ortam havasında kirlilik konsantrasyonu daha düşüktür hem de yolculuk sürelerinin kısalması, durakta bekleyen veya metrobüs içinde seyahat eden vatandaşların hava kirliliğine daha kısa süre maruz kalmalarını sağlar. Metrobüs sistemleri sonrası eski araçların yerine gelen yeni otobüslerin metrobüs koridorunda havayı kirleten emisyonların azalmasına yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla özellikle akciğer rahatsızlıklarından kaynaklanan erken ölümler ve iş günü kayıplarının azalması gibi sağlık yararları da vardır.” dedi.
Raporda yurtdışındaki metrobüs uygulamalarına da yer verilirken özellikle Meksika metrobüsü hakkındaki veriler çevre kirliliğinin ekonomiye yarattığı yükü de çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Meksika’nın başkenti Meksiko City’de yer alan metrobüs hattı boyunca başta partikül madde olmak üzere diğer kirleticilerdeki azalma sayesinde yılda 6.000'den fazla iş günü kaybının, 12 yeni kronik bronşit olgusunun ve üç hayat kaybının önüne geçilebileceği tahmin edilmektedir. Tüm bunların maliyeti ise yıllık 3 milyon dolar olarak hesaplanmaktadır.