Erden Timur'un yolu!
Forbes Türkiye’nin Genel Yayın Yönetmeni Burçak Güven bu ay “editörden” köşesinde Erden Timur’u anlattı…
Bir süredir Nef ve sahibi Erden Timur radarımızdaydı -kimin değil ki aslında! İlk kez sekiz yıl önce gazeteci bir arkadaşımın, Levent’in arkalarında Nef’in İstanbul’daki ilk projesinden aldığı yüksek tavanlı 1+1’e ne kadar para verdiğini duyduğumda ufak çaplı ‘sıyırdığını’ düşünmüştüm. Arkadaşım da nasıl içinde hobi, sinema odaları, misafirler gelince kullanabileceğiniz mekanlar vs. olduğunu anlatarak iyi bir yatırım yaptığına ikna etmeye çalışmıştı beni. O gün ikna olmasam da daha bir yıl geçmeden ve bina henüz bitmeden, fiyatların nasıl tavan yaptığını ve müteahhidin derhal yüzde 40 karla geri almak istediğini övünerek muştuladığında daha bir dikkat kesilmiştim. Sonra FORBES 100 için servetini hesaplarken daha da yakından baktım Erden Timur’a ve yaptıklarına. Aradan geçen birkaç yıldaki büyümesi dikkat çekiciydi. Bu yılın başlarında altın vuruş Murat Özyeğin’den geldi. Kendisiyle sohbet sırasında büyük hayranlıkla bahsetti Timur’dan: “Müthiş ilginç biri. İnşaatçıların zorlandığı şu piyasada biz Nef’le iki proje yaptık, şaştık kaldık satışlara, tükeniverdi kısa sürede!” FORBES 100’e yeni isim sokarken veya yükselen servetler karşısında pek bir nazlanırız. Hep bir şüphe, isteksizlik, “ne belli canım” tavrımız olur, “borcu vardır bilmediğimiz kim bilir ne kadar çok”çu bir hava eser dergide. Ancak Timur artık fena halde dikkat çekiciydi ve giderek ülke sınırlarından taşıyordu. Sonuçta zamanı geldiğine hükmedip gittik tanıştık, dinledik, sohbet ettik, zaman geçirdik, uzun uzun araştırdık, ince eleyip sık dokuduk. İtiraf etmeliyiz ki işlerinden, başarısından çok hayat felsefesinden, insani özelliklerinden, evrenle, insanoğluyla ilişkisinden etkilendik. Tüm bunlarla birlikte anlatılmadığı zaman eksik, yavan kalan hikayesini kişiliğiyle sarıp sarmalamadan yansıtmanın haksızlık olacağına kadar verdik. Yazı işleri müdürlerimizden Handan Bayındır’ın kıvrak ve duyarlı kaleminden süzülerek çıktı Timur’un hikayesi. Fazlası var azı yok zira yerimiz bu kadardı ama biz çok etkilendik. Takibe ve aktarmaya devam edeceğiz. Umarız siz de seversiniz...
Biz yine de FORBES Türkiye olarak kulüplerin en büyük borç kalemi olan futbolcu giderlerindeki verimliliği analiz ettik. Böylece mali ve sportif performansın ortak karnesi ortaya döküldü. Dört büyüklerdeki 100 futbolcunun dakika maliyeti, gole ve takım puanına katkısı, oynadığı maç sayısı ile aldığı ücreti endeksleyerek ‘bir çalışan olarak’ futbolcuların performansım sıraladık. Yani her bir futbolcu işini iyi yapıyor mu ve bunun karşılığında aldığı ücreti hak ediyor mu sorularını cevapladık. Haliyle de ortaya yalnız oyuncuların değil, kulüp başkanlarının, teknik adamların başarı karnesi de çıkmış oldu.