Ertuğrul Günay: Beton kitle otelleri yerine butik konaklama merkezleri yapmalıyız!
Bakan Günay, Trabzonlu İşadamları ve Bürokratları Derneğince düzenlenen "Doğu Karadeniz'de İç ve Dış Turizmin Canlandırılması" konulu toplantının kapanışında, Türkiye'nin son yıllarda turizm konusunda önde gelen ülkelerinden biri haline geldiğini söyledi
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye’de turizm konseptinin değiştirilmesi gerektiğini belirterek, "Büyük beton, kitle otelleri yerine daha butik, daha doğa ile iç içe yeni konaklama merkezleri yapmamız gerekiyor. Hem Bodrum’dan yukarıya doğru bütün Ege’de, hem Karadeniz şeridinde, hem de Anadolu içlerinde" dedi. Günay, Trabzonlu İşadamları ve Bürokratları Derneğince (TİAB) düzenlenen "Doğu Karadeniz’de İç ve Dış Turizmin Canlandırılması" konulu toplantının kapanışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son yıllarda turizm konusunda önde gelen ülkelerinden biri haline geldiğini söyledi. Türkiye’nin 25-30 yıldan bu yana turizm yapmaya çalıştığını belirten Günay, "Bu konudaki vizyon geliştirmesini rahmetli Özal’a borçluyuz. O oteller yaparken ve turizmden söz ederken bir miktar haklı-haksız eleştirilere maruz kaldı. Elbette dönem içinde yapılan bazı ihmaller, betonlaşmalar vardı, ama turizmi Türkiye’nin önüne vizyon olarak koydu" şeklinde konuştu. Günay, Türkiye’nin turizm alanında yola çıkarken Yunanistan kadar turist almayı, Mısır kadar bilinen bir ülke olmayı hedeflediğini aktararak, şunları kaydetti: "Artık biz dünyada Yunanistan gibi, Mısır gibi orta ülkelerle yarışmıyoruz. Dünyada iki tane kıta var önümüzde, ABD ve Çin’e bizden fazla turist gidiyor. Avrupa’da da bu anlamda üç tane ülke var; İspanya, Fransa ve İtalya. İngiltere ile bu yıl ya da gelecek yıl aşağı yukarı rakamlarımız başa baş hale geliyor." Türkiye’de 2003’te 13 milyon olan turist sayısının geçen yıl 31,5 milyona çıktığını dile getiren Günay, "O dönem 10 milyar dolar olarak açıklanan elde ettiğimiz geliri, bu yıl TÜİK 23 milyar dolar olarak açıkladı. Şu an net hata payı diye 12-12,5 milyar dolar hesap var piyasada. Bunun da asgari yarısı hesaplanmayan turizm geliridir" dedi. Bakan Günay, Türkiye’nin ucuz turizm ülkesi olduğunun söylendiğini ifade ederek, "İstanbul, Avrupa fiyatlarını yakaladı. Şimdi derdimiz İstanbul’un tarihini ve doğasını tahrip etmeden yatak kapasitesini yükseltemeye çalışmak. Aynı ihtiyaç Türkiye genelinde var" diye konuştu. Özellikle Karadeniz’de uzun yıllar önce yapılan yol projelerinin şimdi bedelinin ödendiğini aktaran Günay, ancak güzel gelişmelerin de görülmesi gerektiğine işaret etti. Günay, Türkiye’nin hala hijyen, çevreyi koruma, enerjiyi kullanma konusunda eksikleri olduğunu anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yeni bir turizm konsepti geliştirmeye çalışıyoruz. Devasa, göklere çıkan yabancı zincir oteller değil, kendi otellerimiz, kendi markalarımız ya da dünya markalarının bizim doğamızı katleden şekilde değil, doğamıza, çevremize ve tarihimize saygılı şekilde kuracakları oteller..." Günay, müze ziyaretçi sayısı ve gelir rakamlarını da paylaştı. Türkiye’nin bütün varlıklarını elden geçirip Anadolu’nun içlerine doğru insanları çekmeye çalıştıklarını aktaran Günay, şöyle devam etti: "Turizm konseptini değiştirmemiz gerekiyor. Bizim büyük beton, kitle otelleri yerine daha butik, daha doğa ile iç içe yeni konaklama merkezleri yapmamız gerekiyor. Hem Bodrum’dan yukarıya doğru bütün Ege’de, hem Karadeniz şeridinde, hem de Anadolu içlerinde. Bu marka otellere binlerce insan geliyor. Bunları getiren yabancı tur operatörleri onları, gelirinin büyük payını yabancılardan sağlayan otellere sokuyor. Otellerde kalıp gidiyorlar, bize de çok az gelir kalıyor. Butik otel olunca, içeride çok fazla vakit geçirmeyince, turist sokağa çıkıyor. Çevredeki dükkanlar da buna göre kendini düzeltmeye başlıyor." Karadeniz’de yürütülen çalışmalar Karadeniz ile ilgili 2,5 yıldan bu yana yürüttükleri ve revize ettikleri bir proje olduğunu anlatan Günay, "Yayla güzergahlarının ıslahına çalışıyoruz. Sadece bizim çalışmamız yetmez. Herkesin duyarlı olması gerekiyor. Yaylalarımız katledilmiş vaziyette" ifadelerini kullandı. Karadeniz’de de "mavi bayraklı" plajların olması gerektiğini vurgulayan Günay, "Kruvaziyer turizminde Türkiye çok iyi noktaya geldi. Kruvaziyer yolcusu yeni destinasyonlar arıyor. Karadeniz henüz bakir bir alan olarak gözüküyor. Karadeniz’e yeni liman altyapısıyla kruvaziyer turizmini de getirmeye çalışıyoruz. Bir dönem geçmiş yıllarda Türkiye kumar turizmi yaptı ve bunun ağır bedellerini ödedi. Şimdi bunu da yapmıyoruz. Dünya geriye giderken ya da yerinde sayarken biz yukardayız, ama böyle insanların ocağına incir ağacı dikecek turizm türlerine de tenezzül etmiyoruz" şeklinde konuştu. Günay, "Türk mutfağı henüz dünyaya çıkmış değil" diyerek, insanların Türkiye’ye sadece yemek yemek için gelmesini de istediklerini söyledi. Türkiye’nin 2023 yılı vizyonu kapsamında 50 milyonun üzerinde turist ve 50 milyar doların üzerinde gelir hedeflediklerini aktaran Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karadeniz şu anda Türkiye’nin 30 milyonluk turist pastasından 1 milyon almıyor. İddia ediyorum ki, herkes kasabasında sivil mimarlık örneklerine sahip çıkacak, yaylasını betonlaştırmayacak, ağacını ve denizini koruyacak, böyle yaparsak birkaç yıl içinde 2-3 milyonu, zaman içinde de 5 milyonu görürüz. Karadeniz insanı varlıklı, hastane ve okul yapıyor hayır için. Tarihi eseri restore etmek de çok önemli. Bu da bir hayır işidir, milletin geleceğine önemli bir katkıdır. Kültür varlığını ayağa kaldırırsanız bu vergi matrahından düşüyor." Diğer konuşmalar İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da kentte turizm denilince morallerin yükseldiğini belirterek, kente geçen yıl bir önceki yıla göre 1 milyon artışla 8 milyon turistin geldiğini söyledi. Mutlu, Karadeniz’in de cennet gibi bir bölge olduğunu ifade ederek, "Çok mesafe katedildi, ancak yeni gayretlere ihtiyacımız var. Umuyorum ki Karadeniz bir iftihar olacaktır" dedi. TİAB’ın onursal başkanı olan eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe de yaklaşık 5 sene bakanlık yaptığını ve Doğu Karadeniz’in doğasını bildiğini söyledi. Pepe, bölgede yaz mevsiminin kısa olduğunu ve denizin az kullanılabildiğini belirterek, "Bölgede Sümela Manastırı’nı ve diğer tarihi eserleri yeteri kadar değerlendiğimizi söylemek mümkün değil" dedi. Bölgedeki öncelikli turizm hedef projelerinin tabiat, yayla ve orman gibi doğal güzelliklerin değerlendirilmesi olduğunu ifade eden Pepe, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu güzelliklerin bugünkü haline de bakmak lazım. Yaylalarda çarpık yapılaşmanın faturasının ağırlaştığını görüyorum. Koruma-kullanma dengesi kavramını öncelikleyerek, ne yapacaksak ona göre yapmalıyız. ’Hiçbir şeye dokunmayalım’ ya da ’bize dokunmayın, istediğimizi bildiğimiz gibi yapalım’ anlayışları yanlış. Bunun ortasını bulmak lazım. Bölgeyi turizm ile canlandırıp ekonomiye katkı sağlar hale getirmek mümkün." TİAB Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu ise sanayide yeni atılımlar yapılması gerektiğini vurgulayarak, turizmde yapılacakların, ülkenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacağını kaydetti. AA