Ev sahipleri ve kiracılar dikkat! Aidat ödemeyen kiracı tahliye edilebilir mi?

Posta gazetesi Köşe Yazarı Tamer Heper’in aidatı ödemeyen kiracının tahliyesine ve arabulucu tutanağına ilişkin sorulan sorulara cevap olarak paylaştığı yazıda okuyucuların kafalarındaki soru işaretlerine yanıt verdi.

Tamer Heper’e bir okuyucusu, kiracısının ödemesi gereken konuta ait giderleri ödemediğini, onun yerine ödemeyi kendisinin yapmak zorunda kaldığını, kendisine ödemesi için gerekli uyarı yazısını ilettiğini fakat kasten almamış ve gerekli araştırmaların yapılmasının ardından neticeten aldığını söyledi.

Verilen süre dolmadan kiracısının ödemeyi gerçekleştirdiğini söyleyen okuyucu, “Ben tebligatın kasten alınmadığını iddia ederek tahliye talebinde bulunabilir miyim?” sorusunu yöneltti.

Tamer Heper, kiracının okuyucusunun anlattığı sebeplerle tahliyesi için, kendisine bir ay süre verilmesi ve verilen bu sürenin içinde ödeme gerçekleşmezse sözleşmenin feshinin talep olunacağının belirtilmesi gerektiğini belirtti.

Heper, “Bu konu tamamlandıktan ve tebliğinden itibaren bir ay beklendikten sonra hâlâ ödeme yoksa tahliyeyi talep mümkün olur. Şimdi burada vurgulamak istediğim husus tebliğinden itibaren bir ay bekleme konusudur. Bir ayın başlangıcı tebliğ tarihidir. Bu nedenle, daha önce gönderilmiş fakat tebliğ olunmamış bildirimler geçersizdir” dedi.

Bu kapsamda, okuyucusunun belirttiği konuda gönderilen önceki temerrüt ihtarları tebliğ olunmadığına göre hesaplamanın o tarihlerden itibaren yapılmayacağının altını çizen Heper, “Hesap tebliğ tarihi itibarıyla yapılır. Tebliğ ise Tebligat Yasası hükümlerine göre bir şekilde yapılacaktır. Köşemi takip eden diğer okuyucularım için de bir açıklama yapayım. Böyle bir temerrüt ihtarında, kiracı bir ayı geçirdikten sonra ödeme yapsa dahi tahliyeyi talep hakkını bertaraf edemez. Kiraya veren yine tahliyeyi talep edebilir” diyen Heper, talep sonrası ev sahibinin netice alabileceğini açıkladı.

ARABULUCU TUTANAĞI NASIL UYGULANIR?

Tamer Heper’e başka bir okuyucusu, mirasçıların arabulucuya müracaat ettikleri zaman ilgili gayrimenkulün satışı sureti ile ortaklığın giderilmesi hususunda anlaşırlarsa bu halde doğrudan satış memurluğuna gidilir mi?” diye sordu.

Heper ise ilgili soruya, ortaklığın giderilmesi hususunda arabulucuya müracaatın yeni eklenen bir sistem olduğunu ve bu yüzden uygulamanın da yeni olduğunu aktardı.

Fakat sistemde arabulucuya müracaat eden tarafların uzlaşması durumunda uzlaşma tutanağının tutulacağını ve arabulucu olarak anlaşma kapsamında kararın hazırlanacağını söyleyen Heper, söz konusu kararın, uygulanması için zaten mahkemeye iletileceğini ve hakim onayından geçeceğini kaydetti.

Daha sonra ilam hükmünü kazanacağını, okuyucunun bahsettiği hususta da mirasçı olan ortakların anlaşması durumunda tutulan tutanağın ilam hükmünü kazanması için mahkemeye verilmesi gerekeceğini ifade eden Heper, “Onanmasının ardından ilam hükmünü kazanacaktır. Okuyucumun olayında kaç mirasçı var bilemiyorum. Fakat anlaşmaya varılması umut verici” değerlendirmelerinde bulundu.

Fakat halen çözemediği konunun çok mirasçısı olan veya bunun gibi çok ortaklı bir gayrimenkule yönelik bir olayda arabulucu örneğin 60 kişiyi nerede toplayacağını, bir bir fikirlerini nasıl alacağını, bu fikirler kapsamında anlaşma hususunda ortak noktayı nasıl bulacağını ve bu işi bir ayda nasıl sonuçlandıracağını soran Heper, “Bu yüzden bu gibi çözümü olanaksız gibi görülen işler için bir çözüm getirilmelidir. Daha önceki yazılarımda da görüşümü bir hususta açıklamıştım. Önce arabulucuya müracaat etmeden dava açmak davanın reddi sebebi olmamalı. Taraflara bu konuda mehil verilip dava bekletilmeli. Arabulucu tutanağı geldikten sonra sürmelidir, diyorum” şeklinde yanıt verdi.

Konut sahipleri dikkat! Bunu yapan kiracısını evden çıkaramayacak!

Depremde 5 kişiye mezar olan İnci Apartmanı’yla ilgili şok karar!

Kamu bankalarında konut kredisi faizleri arka arkaya değişti! İşte konut kredisi ödeme tablosu...