20 / 11 / 2024

Fatih Altaylı: Galatasaray'ın Seyrantepe'de çok katkısı var

Fatih Altaylı: Galatasaray'ın Seyrantepe'de çok katkısı var

Protesto edenleri stada almayacağız.' Yok ya! Babanın stadı da almıyorsun. Protesto bir haktir. O stada herkes girer. Ama bu gidişle bir tek Galatasaray'ın başkanlık koltuğunu işgal eden zat giremeyecek




SAĞ salim döndük çok şükür. Bavul mavul da kaybolmadı bu sefer. Kızımla 4 gün kaçtık. Benim iki günlük işime iki gün de kızımla tatil ekleyip. Biz yokken memleket yine karıştı. Diyeceksiniz ki, karışmadığı gün mü var, ki o da doğru. Yokluğumun en önemli meselesi, Başbakan Erdoğan'ın Türk Telekom Arena'nın açılışında protesto edilmesiydi. Ben de uzaklardan yazdım 'Ayıp' diye. Bu fikrimde bir değişiklik yok. Konuğa hakaret edilmez, konuk protesto edilmez. Orada, Başbakan'ın geldiği sıradan bir maç oynanmıyor. Galatasaray'ın bir açılışı var, Başbakan da onun için gelmiş. Konuk olarak. Üstelik de Galatasaray o stada kavuşsun diye ciddi emek vermiş. Gayret sarf etmiş. Başbakan'ın bu konudaki gayretini bizzat içinde olduğum için biliyorum. Ammmaaa... Her şeyin olduğu gibi bu işin de bir aması var elbet. Fransa'dayken duymadığım, görmediğim bir şeyi buraya gelince gördüm.  TOKİ  Başkam Erdoğan Bayraktar'm konuşmasını dinledim gelir gelmez.
 
 
Hani dedim ya 'Konuğa hakaret edilmez' diye, konuk da ev sahibine hakaret etmez. Bayraktar, nedendir bilinmez, bir garip konuşma yapmış. Bu konuşmanın zaten gergin tribünleri gerdiği aşikar. Niye böyle konuştu, neden bunları söyledi bilmiyorum.
Ama eğer oraya bir şenlik için gelmiş on binlerce kişiye bunları söylerseniz, elbette tepki tatsız olur. Yine de Galatasaray taraftan, Başbakan Erdoğan'a değil, bir başka Erdoğan'a, Erdoğan Bayraktar'a tepkisini göstermeliydi. Belki o zaman haksız konuma düşmezdi, ayıbın altına imza atmamış olurdu. Ama kalabalıkların psikolojisi böyle oluyor, böyle yönleniyor. Ortaya herkes açısından tatsız sonuçlar çıkıyor. Yine de yanlış, yine de tatsız. Tabii en tatsız olan da Galatasaray'm başkanlık koltuğunu işgal eden zat-ı muhteremin söyledikleri.

'Protesto edenleri stada almayacağız.' Yok ya! Babanın stadı da almıyorsun.
Protesto bir haktir. O stada herkes girer. Ama bu gidişle bir tek Galatasaray'm başkanlık koltuğunu işgal eden zat giremeyecek gibi duruyor.

Galatasaray'ın o statta çok katkısı var

BAşžBAKAN, Galatasaray'ın Türk Telekom Arena'da tek kör kuruş katkısı olmadığını söyledi. Bir bakıma doğru ama diğer bakımdan çok derece yanlış.
Galatasaray o stat için, Mecidiyeköy'deki yani kentin göbeğindeki muhteşem bir 34 dönümü terk edip gitti. Bence büyük yanlış yaparak. Ki, bunu hep yazdım. Milyar dolarlık araziden çıkti, kendine ait olmayan bir stada gitti.
Yani Galatasaray yer değiştirmek suretiyle o stadı devlet adma bedavaya getirdi. Kimsenin cebinden tek kuruş çıkmadı. Ne milletin, ne devletin. Keşke aynı şartlarla Beşiktaş'a, Fenerbahçe'ye de stat yapılsa.
Ama onlar akıllı, böyle bir şeyler yapmazlar. Bakın size bir şey söyleyeyim, Galatasaray şimdiye kadar devlet imkanlarından en az yararlanan kulüp oldu.

Hep kendi yağıyla kavruldu. İhaleci müteahhit başkanlar seçmedi.
Galatasaray'ı genelde profesörler, doktorlar yönetti.
Bütün kulüplere antrenman sahası, spor salonu arazisi diye dünyanın mülkü verilirken Galatasaray hiçbir şey almadı. Florya'daki arazimizi, nur içinde yatsın Halil Burnaz ve arkadaşları yıllar önce para toplayıp aldılar.
Ali Sami Yen'in yanındaki iki dönümlük yeri de öyle.
Bunun karşılığında Galatasaray, Türk'ün bayrağım her yerde en tepelerde dalgalandırdı. Ve şimdi 1 milyarlık arazi verip 300 milyonluk stat aldı. Kimse haksızlık yapmasın. Ben olsam Mecidiyeköy'ü asla geri vermezdim.
Oranın parasıyla yarın öbür gün 10 stat yapılır. Bunun farkında mı herkes!

Napoleon'dan

FRANSA'dan geldim ya, biraz etkilenmiş olmama müsaade edin. Dağ köyünde çiftlikte otururken okuduğum bir kitapta gördüm cümleyi. çok da hoşuma gitti. Napoleon'un bir sözü. şžöyle diyor: 'Dünyanın çok acı çektiğini görüyorum. Ama bunun nedeni, kötü insanların uyguladığı şiddet değil, iyi insanların suskunluğu.' Fransızca okuyunca biraz daha iyi geliyor kulağa ama Türkçe'de de fena değil. Anlayana tabii...

Not: 'Fransa'da Allah'ın dağında ne işin vardı, ne yapmaya gittin' diye soranlar olmuş. Onu da anlatırım bir ara.
Habertürk/Fatih Altaylı  


Geri Dön