FED’in faiz kararı sonrası Türkiye ekonomisinde neler olacak? İşte Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike…
![FED’in faiz kararı sonrası Türkiye ekonomisinde neler olacak? İşte Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike…](https://cdn.emlakkulisi.com.tr/resim/orjinal/NjE5MjQyMT-fedin-faiz-karari-sonrasi-turkiye-ekonomisinde-neler-olacak-iste-turkiyeyi-bekleyen-buyuk-tehlike.jpeg)
Finans Uzmanı-Ekonomist Murat Özsoy, FED'in faiz kararı sonrası olabilecek senaryoları anlattı ve Türkiye ekonomisini bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekti…
‘DAHA KÖTÜSÜ GELECEK’
Enflasyonla mücadelede gerekli adımlar atılmadığı takdirde sıkışıklığın daha da artacağına dikkat çeken Özsoy, “Eğer ekonomi yönetimi küresel çaptaki para politikalarıyla uyumlu olmadan, yurt içindeki enflasyon sorununu sadece dış etkenlere bağlamaya devam eder ve enflasyonla mücadele kapsamında gereken adımları atmazsa FED’in 75 bps artışları karşısında küresel likidite sıkışıklığı ve paranın artan maliyeti karşısında hane halkları ve özellikle reel sektördeki firmalar tarafında bugünden daha yüksek seviyede önemli finansal sıkıntılar gündeme gelebilir” şeklinde konuştu.
YİNE 75 BPS ARTIŞ SİNYALİ
Özsoy şöyle devam etti:
¨ABD Merkez Bankası FED’in faizi 50 bps artış beklentisi, son açıklanan ABD tüketici enflasyon verisinin beklentilerin oldukça üzerinde gelmesinden sonra 75 bps seviyesine çıkmıştı. Bugün bu beklentiler paralelinde gelen 75 bps artışın gerekçesi Powell’in açıklamaları öncesinde yayınlanan FED basın bültenine eklenmiş olan “Komite, yüzde 2 enflasyon hedefine geri dönülmesi konusunda güçlü bir şekilde kararlıdır” ibaresi ile açıklanmış oldu. Ardından Powell hem konuşması hem de soru cevap kısmında enflasyonu indirmek konusunda kesin kararlı olduklarını birçok defa vurguladı ve en önemlisi de sonraki toplantılarda yine 75 bps artış yapabileceklerinin sinyalini verdi.¨
¨Bana göre dikkatleri çeken konu uzun zaman sonra FED Başkanı Powell’in tahminlerde yanıldıklarını ve artış hızını kesmeyen enflasyon trendini kendilerini şaşırttığını söylemesiydi¨ diyen Özsoy, bunu yine bir nevi açık ve şeffaf iletişim şeklinde yorumlanabileceğini fakat diğer taraftan da Powell’in bu seferki tutum ve söylemlerinin önceki toplantılara kıyasla daha çekingen olduğunu, FED’in 50 bps üzerinde bir artış yapma zorunluluğu altında kalmasından ötürü çok da memnun olmayan bir görüntü sergilediğini söyledi.