16 / 05 / 2024

Fırsat kapıyı çalarsa...

Fırsat kapıyı çalarsa...

Onlar Lale Devri'nin çocuklarıydı...



Yükselen petrol fiyatları nedeniyle zenginleşenlerin oluşturduğu fonlar, onlara aracılık yapan kurumlar kısacası Rus, Arap, Azeri, Kazak demeden sistemi bozmaya çalışan herkesin cezalandırıldığı bir tasfiye sürecinin Amerika'da yaşanmakta olduğunu söyleyebilirim. Okyanus ötesinde fırtınalar koparken bazı ülkelere olan yansıması sert rüzgarlar şeklinde olurken bazılarında da meltem etkisi yaratabilir.
Türkiye'nin bu krizi var olan potansiyeli bakımından sonbaharda esen bir meltem şeklinde karşılaması olasıdır.
Avusturyalı ünlü oyun yazarı Franz Grillparzer' in beğendiğim bir sözü vardır.
"Fırsat; nazlı, cilveli bir kadın gibidir. Bir kez kapıyı kapalı bulursa, bir daha gelmez"  diyor.
Kapımıza kadar gelebilecek fırsatı tanıyabilmemiz için öncelikle kapının ardındaki potansiyelimizin farkına varmalı ve bu potansiyeli açığa çıkaracak düzenlemeleri yapmamız gerekmekte.
Türkiye'de son beş yıldır yapılan gayrimenkul yatırımlarının başında alışveriş merkezi yatırımları gelmektedir ve 2008 sonu itibarı ile kiralanabilir alan potansiyeli 4.85 milyon m2'ye ulaşacaktır. Şu an proje aşamasında olan ve 2010 yılında açılması planlanan alışveriş merkezlerini de hesaba kattığımız zaman Türkiye'nin 8.393.811 m2 kiralanabilir alan potansiyelinin bulunduğunu söyleyebilirim.
Fırsat işte tam bu noktada kapımızı çalacaktır.
Buharlaşan yatırımlar ve bundan ürken sermayenin ünlü spekülatörlerin de hedef gösterdiği gibi Türkiye, Arjantin ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelere kayması an meselesidir. Sermayenin riskten vazgeçmeyen kısmı finans piyasalarına giriş yapabilecekken, azıcık aşım kaygısız başım diyecek olan kısmı ise alışveriş merkezleri gibi gelir getiren ticari varlıklara yönelebilecektir. Türkiye'de şu an itibarı ile faaliyet gösteren alışveriş merkezlerinin satış değeri 20 milyar doların üzerindedir. 2010 yılında bu değer 50 milyar doların üzerinde olacaktır.
Alışveriş merkezi geliştiricilerinin profiline bakacak olursak çoğunluğu Türkiye'de kurumsallaşmış uzun vadeli düşünen yerli ve yabancı gruplar. Bu sebeple alışveriş merkezlerinin yabancı fonlara satışı ile Türkiye'ye girecek olan sermayenin %90 `ı yine Türkiye'de yatırıma dönecektir.

Fırsatı Karşılamak
Farklı ülkelerdeki fon yöneticileri ile yaptığım görüşmeler neticesinde birçoğunun yeni oluşturacakları fonlara Türkiye'de ki fırsatları da katacaklarını söylemeleri sevindirici bir gelişme olarak karşımıza çıkmakta. Bu fonlar şu an aktif olarak Bulgaristan, Ukrayna ve Sırbistan pazarlarında faaliyet göstermekte. Yabancı fonları 2009 `un ilk çeyreğinde aktif olarak yeniden Türkiye pazarında fırsat ararken görmemiz olasıdır.
Bu pazarı yabancılar için cazip hale getirmeyi ise hükümetin görevi olarak görüyorum. Küresel sermayeyi Türkiye'ye çekmek için yapılabileceklerin başında alım satım ve diğer vergi kalemlerinde sağlanabilecek geçici vergi avantajlarının yabancı yatırımcılara sunulması Türkiye'yi diğer ülkeler nezdinde daha rekabetçi yapacaktır.
Kredi krizinin etkisi ile birçok fonun getiri beklentisinin yükseldiği bir ortamda sağlanabilecek avantajlar sermayenin girişini hızlandıracak ve kapılar, ardında bekleyen fırsatlar için açılmış olacaktır.

Alp ŞAHİN
Gayrimenkul Geliştirme Uzmanı
[email protected]


Geri Dön