22 / 11 / 2024
fuzul

Folkart Towers'ta Folkart Gallery açıldı!

 Folkart Towers'ta Folkart Gallery açıldı!

Türkiye'nin en büyük sanat galerisi unvanıyla, İzmir'in yeni sembolü haline gelen Folkart Towers'ın 18'inci katında açılan Folkart Gallery, iddialı sergileri kapsayan beş yıllık planıyla sanatın nabzını tutacak




Türkiye'nin en büyük sanat galerisi unvanıyla, İzmir'in yeni sembolü haline gelen Folkart Towers'ın 18'inci katında açılan Folkart Gallery, iddialı sergileri kapsayan beş yıllık planıyla sanatın nabzını tutacak, Doğan Hızlan da aynısını söylüyor: "Artık sanatsız turizm olmuyor, Bu açıdan Folkart Gallery,  İzmir  için çok büyük bir kazançtır."


İçinde Picasso, Dali, Rodin, Abidin Dino, İbrahim Balaban ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun da eserlerinin bulunduğu "Ellerin Büyüsü" adlı çok iddialı bir sergiyle kapılarını açan galeri, daha ilk organizasyonuyla kent hayatında nasıl bir ivme yaratacağını gösterdi, Ardından Folkart Gallery Genel Koordinatörü Fahri Özdemir'in kendi koleksiyonu olan ve daha önce hiç yayınlanmamış olan Çanakkale Fotoğrafları Sergisi geldİ. Hıfzı Topuz'a ait dünyanın en büyük mask koleksiyonu sergisi ise planlanıyor. Sonra Fikret Mualla ve Habip Aydoğdu ile Adonis'in ortak çalışması olan muazzam bir sergi var.


Peki, bir sanat galerisi kentin kimliğine ne ekler, o şehre nasıl bir ivme kazandırır, sanata yatırımın önemini nasıl ifade etmek gerekir? Folkart Gallery Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan ile İzmir'de buluştuk ve kendisine sorular yönelttik.


Folkart Gallery’nin İzmir için önemini nasıl açıklamak gerek?


Galeriler, temel sergileri göstermek dışında güncel sanat olaylarının da takibini sağlarlar, "Eller Yüzler Sergisi"nin ardından güncelin izinde "Çanakkale Fotoğrafları" geldi. Folkart Gallery'nin bana göre en önemli özelliği şudur: ister klasik çok önemli sergiler yapsın, ister güncelin izinde sergiler açsın, belli bir kaliteyi, belli bir anlayışı gözetmesidir. Oraya gelen ziyaretçi bildiği bir konu bile olsa biryenilik görür. Bilmeyen de öğrenir. Daha önemlisi İzmir büyük bir şehir, turistik bir şehir ama çok az galeri vardı. Ben galerileri sadece burada yaşayanlar için düşünmüyorum.


Burayı ziyarete gelenler, Efes'e gidenler ya da Çeşme'de yazlığına gelenlerin de bu galeriden faydalanmalarını bekliyorum. Artık sanatsız turizm olmuyor, Bu açıdan Folkart Gallery, İzmir için çok büyük bir kazanç.


Galerinin beş yıllık planı hazır. İzmir'e ulusal ve uluslararası anlamda çok önemli sergiler gelecek. Bu plan oluşturulurken hangi kriterler gözetildi?


Sadece ulusal değil, uluslararası anlamda bir iş yapacaksanız uzun bir planlama yapmanız gerek. Biz bu planı yaparken elbette birtakım esaslar üzerinden gittik: Birincisi gerçekten de İzmir'e hiç gelmemiş, İzmir'de hiç sergilenmemiş eserler olsun istedik, İkincisi İstanbul'da yapılan bazı sergileri İzmirlilerin çoğu görmüyor, Orada açılan sergileri esas aldık, Bunun dışında tabii hem buradaki sanatçıları, anlayışları, akımları tanıtmak hem de yurt dışındaki bazı konsept sergileri buraya getirmek istedik. Öte yandan sergilerin bilgilendirici olmasını da önemsiyoruz,


Bilgilendirici olması derken...


Örneğin katalogu olan bir sergi olması gerek, Bir serginin en önemli özelliklerinden biri de katalogdur, Türkiye'de katalog işi artık belli bir aşamaya geldi, Sergiyi gezip-çıkmak değildir mesele; bir katalog da edinmektir. Çünkü o zaman bilgi kalıcı hale gelir, Örneğin Çanakkale Fotoğrafları Sergisi'ni gezenler öğrenecek ama gelmeyenler de katalog vasıtasıyla görecek. Kataloglar kalıcılık açısından önemlidir, Beni sergiler ilgilendirir ama kataloglar daha çok ilgilendirir.


"Bu kentte para kazanan işadamlarının yasadıkları yere kültürel bir borçları var"


Kentli olmaktan söz ederken sanatla kurduğumuz ilişki çok önemli. Sanata yapılan yatırımların kent için değerini nasıl açıklamalı?


Her şeyi belediyelere yüklememek gerek, Kültürel hizmetleri bu kentte para kazanan işadamları da yapmalı. Çünkü her birinin bu şehre bir kültürel borçlan var, Bana göre işadamları yaşadıkları kente kültürel hizmet etmek zorunda. Ben bunu zorunluluk olarak görüyorum, Bu şehirden para kazanıyorsanız kültürel olarak da bir katkı sağlamalısınız, Yani sadece katkının ekonomik olması beni ilgilendirmiyor.


Ben sanata yatırım yapan herkesi başarılı bulurum, Takdir ederim, Yaşanılan kentin uygar olması, bilgili olması ya da karşılaştığınız insanın o sergiyi gezer olması ne kadar önemli. Kent de bundan bir marka değeri yaratıyor üstelik...


Bir şehrin kültürel düzeyinin yükselmesi, kültürel kimliğinin de sergilerle, konserlerle desteklenmesi o kentin karnesine yazılan olumlu notlardır, Artık şehirlerin kimlikleri "deniz-güneş-kum" üzerinden yaratılmıyor. Ben,sergi gezmediğim, konser izlemediğim bir gezi planlamam, izmirturistik açıdan çok beğendiğim birşehirolmasına rağmen kültürel bir olay yoksa gelmem. Örneğin Asya'da birçok ülkede yazlık yerlerde sergiler açılır, kütüphaneler yapılır. Çünkü hem yerli turistler hem de dışarıdan gelenlertatil yaparken bir şey de öğrenmek istiyorlar, insanların o kadar az vakti var ki, o kadar soluk soluğa yaşıyorlar ki, tatilde müzesini de görecek, konserine de gidecek, Bütün mesele bu, İzmir de bu açıdan ideal bir mekân, ideal bir ortam. Bunu değerlendirmek elzem,


Galeriler İzmirlilerin sanata ilişkisini güçlendirmekaçısından da önemli. Siz ne dersiniz?


İnsanoğlu bir şeyi görmeden bilemez, Ben buna ekonomi kuralı gibi bakıyorum. Arz etmedikçe talep olmaz, Kimse gelip de "Bunun burada eksiği var" demez. Arz edilmeyen şeyler dile dökülmez. Sevgili arkadaşım Ferit Edgü bir yazısında şöyle anlatıyordu: "Reno'nun İşçi yemekhanesine bir tablo koymuşlar. Kimse tablo üzerine konuşmamış, ne güzel diye biryorumda da bulunmamış. Bir gün kaldırmışlar, o zaman "Niçin aldınız, ne oldu, olur mu" diye sormuşlar. Böylelikle bir eksiklik fark edilmiş. Sunduğunuz şeyi kaldırırsanız o zaman insan fark eder; eksiklik öyle bir şeydir.


İzmir kültür kenti olma idealine sahip olsa da bu konuda yapılan işler-yatırımlar hep eksik kaldı. Dışarıdan bir göz olarak ne dersiniz?


Ben İzmir'in yeteri kadar galeriye sahip olduğunu düşünmüyorum. Sanata çok büyük bağlılık gösterdiğini de düşünmüyorum. Üç büyük şehirden biri; üstelik "uygar insanlar kenti" olarak anılıyor. En çok da bu yüzden İzmir'de sanatın yükselen bir değer olması gerektiğini düşünüyorum.


O yüzden başta galeriler olmak üzere her katkıyı çok önemsiyorum. Bizim görsel eğitimimiz eksiktir, Örneğin burada yazın çocuklara kurslar yapılacak, çocuklar bakacak ve resim çizecekler, O çocuklar ileride sergi açıldığı zaman o sergiye giderler, Mimar oldukları zaman da kötü bir eve, yapıya tahammül edemezler.


"İzmir geçmişi olan bir yer, Geçmişi olan bir yerin geleceğini de düşünmesi gerek, Kaldı ki geçmişle övünme dönemi çoktan geçti,"


Ellerin Büyüsü Sergisi'ni bir ayda 12.900 kişi izledi. Kaydı yapılmayanlar hesaba katılırsa 14 bin civarında olduğu söylenebilir. Bu rakamı nasıl yorumlamak gerek?


Gelişme ve umut açısından çok önemli, Galeri ziyaretçisi oynak bir ziyaretçidir, O galeriye güvenirse, o galerinin iyi sergiler düzenlediğini düşünürse gelir ve ilgilenir. Daha önce de söylediğim gibi galerilerin kentte yarattığı çok büyük bir ivme vardır. Londra Belediyesi en büyük harcamayı kültüre yapar, Diğer ülkelerde de böyledir, Yapılan konserlerin ve festivallerin arkasında yerel yönetimin büyük katkısı vardır. Çünkü o şehir öyle tanınacaktır, öyle bilinecektir, öyle övülecektir. İzmir de geçmişi olan biryer. Geçmişi olan biryerin geleceğini düşünmesi gerekir. Sadece geçmişle yaşanmaz. Geçmiş durağandır, Geçmişle bağ kuracaksanız ama geçmişle övünme dönemi çoktan geçti, Hiçbir yeni şey eskiden kötü olamaz. Sosyoloji kanununa aykırıdır bu. "Ah o daktiloyu çok arıyorum" denilebilir mi? Geçmiş artık, Bir sergide bir şey öğreniyorsanız bu önemlidir.


Burada temel parametre bilgi o zaman...

İnsanlar bir şeyler öğrenmek istiyor, Kuru kalabalık, laf salatasına kimse tahammül edemiyor. Buraya gelince Çanakkale'yi görecek, öğrenecek, Bilgi artık insanın hayatında yer ediyorsa, insanın hayatını değiştiriyorsa bir önem taşıyor. Mimari muhafaza edilen bir şeydir, şehrin önemli binaları korunmalıdır ama diğer alanlarda yeni bilgi önemlidir.



Folkart Dergisi 



Geri Dön