Gayrimenkulde rezidans trendi sona mı eriyor?

Milliyet Gazetesi köşe yazarı Nilüfer Kas, bugünkü köşesinde gayrimenkul sektöründeki son durumu kaleme aldı. İşte Nilüfer Kas'ın 'Gayrimenkul alıcısı gökyüzünü bıraktı yeryüzüne indi' başlıklı yazısı...

Rezidanslar aslında otel odasının daha uzun zamanlarda kiralanarak kullanılması fikriyle ortaya çıktı. Rezidansların anavatanının Amerika olduğu söylenebilir. Erken yaşlarda ayrı yaşamaya ya da iş sebebiyle uzun konaklamalar gerçekleştiren Amerikalılar için kendiliğinden ortaya çıkmış bir konsept olan rezidanslar ülkemizde bir statü göstergesi oldu. 

Bu yaşam stilinde eşyalarınızın yıkanmasından odanızın temizliğine, içki servisinden yemek servisine, baby sitter ve pet care hizmetlerine kadar lüks hizmetlerin hepsinin bulunduğu bir paket yer alıyor. Sonuçta; rezidans konseptinde, sizin için hayatın daha kolay hale getirilmesi fikri bulunuyor. Rezidanslar; en çok sanat, spor, iş ve siyaset dünyası tarafından tercih ediliyor.

Gel zaman git zaman gökyüzüne kadar yükselen bu lüks rezidanslara olan rağbet daha da artacak denirken koronavirüs salgını bu alanı da etkiledi. Zamansızlıktan şikâyetçi olanların hayatını kolaylaştıran bu binaların sağladığı havuz, spor salonu, restoran, SPA hizmetleri salgın sürecinde yasaklanınca rezidansları tercih edenler büyük bir gerçekle karşı karşıya kaldı. 20 katın üstündeki binalarda pencerelerini açamayan, temiz havayı direkt soluyamayanlar ayaklarını toprağa basacakları, balkonuna çıkabilecekleri az katlı binaları odaklarına aldı. Bir zamanın en çok tercih edilenlerinden olan, zenginlik ve prestij göstergesi yüksek katlı rezidansların pabucu bir nevi dama atıldı da denebilir.  

Geçtiğimiz sene yaz aylarında başlayan doğaya dönme süreci son bir senede fiyatları da alt üst etti. Müstakil konutlara, yüzüne bakılmayan bahçe katlarına ve teraslı dubleks evlere ilgi çoğaldı. 

İmarlı arsalar fiyat yükselişine karşın bir önceki seneye göre yüzde 30 daha fazla satıldı. Öncelik müstakil konutların ardından arsaların oldu.

İmarlı arsa almaya maddi gücü bulunmayan kişiler tarlalara karavanla benzerlik gösteren ve Tiny Houseşeklinde isimlendirilen mobil evlerden yapmak isteyince bu tip evler de peynir ekmek gibi satıldı. 200 metrekare büyüklükteki evlerde yaşamaya alışkın olanlar bile doğanın ortasında, izole yaşayabilecekleri, maskesiz bir hayat için 30-40 metrekare büyüklükteki alanlarda daha minimal bir yaşamı tercih etti. Dostlarını, arkadaşlarını da ikna edenler yeni yaşam sitelerini meydana getirdi. Bu durumda da imarlı ve imarsız arsalara olan talepler patladı. 

Özellikle güneyde yaşamayı hayal edenler Antalya, Alanya, Bodrum, Çeşme, Alaçatı’da gayrimenkul alırken, işi sebebiyle şehirden çok uzaklaşmak istemeyenler Şile, Silivri gibi İstanbul’un yakınında, doğanın içinde olabilecekleri yerlere gitti. Önceden yazlık şeklinde kullanılan konutlar artık yaz-kış olarak kullanılır hale geldi. 

Pastadan en büyük pay ise yatay mimaride ısrar eden projelerin oldu. Geçtiğimiz seneye kadar pazarlamadan satışa kadar olan süreçlerinde problemler olan villa projeleri natamam olarak alıcısına gitti. Sistemi oturmuş olan villa sitelerde ise fiyatlar neredeyse yüzde 50den fazla yükselişle satıcının yüzünü güldürürdü, alıcıları düşündürdü.

Peki bundan sonra neler yaşanacak? Dünya başka bir yaşama doğru gidiyor, insanlar da aynı yönde alışkınlıklarını değiştirmeye başladı. 

Gayrimenkul alıcıları gökyüzünden indi, yeryüzünde kendine yeni yerler edinmeye başladı hem de daha fazla bedellerle.

Hiç kimse salgın yokmuş gibi davranarak yaşamına devam edemiyor. Kapanma korkusu ve aynı süreci yeniden yeniden yaşama tedirginliği uzun bir süre daha insanoğlunun toprakla olan dostluğunu güçlendirecek gibi duruyor. Bu da gelecekte daha büyük arsa, daha fazla yatay mimarı, daha az katlı evleri ön planda tutacak. Doğal olarak bunlara yatırım gerçekleştirenler de daha fazla kazanacak.

Konut alımında trendler değişti!

Gayrimenkul sektöründe trendler değişiyor!

Gayrimenkulde çok katlı yapılar tarih oluyor!