ALI ESAD GÖKSEL cami projesi Haberi
Hepimizin bir yerden tanıdığı, "İstanbul Beyefendisi" .kavramının vücut bulmuş hali olan Ali Esad Göksel, Nişantaşı'nın en merkezi yerinde, ağaçlar arasındaki ofisinde karşılıyor bizi... İstanbul'da gördüğümüz bir çok mimari tasarınım çıktığı bu ofis, aynı zamanda bir müze gibi. Bir tarafta Bizans ikonalan, öbür yanda toplanmış heykeller, yerlerde bile beş yüz yıllık tarihi eserler...
Her yan bir tat, bir doku...
Nereye bakmanız, hatta basmanız gerektiğini bilemiyorsunuz! Sadece eser toplamakla kalmıyor, hepsinin hikayesini de içtenlikle anlatıyor. Adam hem mimar, hem akademisyen, hem gurme (o bu kelimeyi sevmese de), hem seyyah, hem yazar... Siz sayarken yoruluyorsunuz, o yorulmuyor...
Beyza Sinem Çağlar: O kadar çok şey var ki konuşmamız gereken... Hikayeniz nasıl başlıyor?
Ali Esad Göksel: Ben İstanbulluyum. Küçük bir muhitte büyüdüm: Çamlıca'da kalabalık bir aile olarak, o...