Gündemden düşmeyen kira bedelleri, gelirin 3’te 2’sini geçti!
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yüzde 25 kira artış sınırının sürmemesi gerektiğine yönelik açıklamalarından sonra sektör temsilcilerinden de geçmişte gelirin 3’te 1’ine tekabül eden kiraların bugün 3’te 2 seviyesinin üstüne çıktığı açıklaması geldi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yüzde 25 kira artış sınırının sürmemesi gerektiğine yönelik açıklamalarından sonra sektör temsilcilerinden de açıklamalar gecikmedi.
Yaptığı açıklamada son günlerde gündemden düşmeyen kira giderinin hane ekonomisini domine ettiğini dile getiren Av. Mahir Orak “Mevcut konjonktürde kiracı kalmak, sürdürülebilir bir şey değil. Çünkü kiracılık, barınma ihtiyacını oldukça maliyetli duruma getiriyor. Geçmişte gelirlerin 3’te 1’lik kısmına tekabül eden kiralar, bugün 3’te 2 seviyelerinin de üstüne çıktı.
İnsanlar kazanmış oldukları paranın çok ciddi bir bölümünü yalnızca barınma ihtiyacına ayırmak zorunda kalıyor. Ayrıca diğer bir taraftan kredi faiz oranları artış eğilimine devam ediyor ve bu yöntemle yeni bir konut sahibi olmak da mümkün gözükmüyor. Gayrimenkul şirketleri daha düşük faizlerle kira öder gibi konut sahibi olma söylemiyle konut satışını artırmaya çalışsa da kira zaten başlı başına hane ekonomisini domine eden bir gider kalemi oldu. Şu an konut almak için finansmana ihtiyacı olanların çaldığı tek kapı, tasarruf finansman şirketleri oluyor” diye konuştu.
“KİRACILIK MECBURİYET DEĞİL SEÇENEK OLARAK KALMALI”
Kiracı-Ev Sahibi Algı araştırmalarının sonuçlarıyla ilgili de önemli açıklamalar yapan Orak, “Araştırma sonuçlarına göre, Türk halkının yüzde 77’lik kısmı konut almanın hayal olduğunu düşünüyor. Yaşamını kiracı şeklinde sürdürmeyi mecburiyet olarak gören, bunu çaresizce kabullenmiş olan toplum yapısı yerine özgüveni ve refah seviyesi yüksek, özgür iradesi ile yaşamını şekillendiren bir toplum yapısı kurgulamalıyız.
İçinde olduğumuz dönem, kiracılar açısından bir geçiş süreci ve bu süreç pek çok fırsatı da beraberinde getiriyor. Kira ödemelerinde zorlanan yurttaşlarımız için bu bir kriz süreci olmakla beraber aynı zamanda tasarruflarını yatırıma dönüştürebilecekleri bir fırsat dönemidir. Aylık gelirlerinin makul bir bölümünü tasarrufa ayırabilen her yurttaşımız faiz, peşinat, ara ödemenin olmadığı Tasarruf Finansman sistemi sayesinde düşük taksitle kısa sürede kendi konutunun sahibi olabiliyor” ifadelerini kullandı.
“FİNANSAL DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ”
Yaptığı açıklamada borçlanmaya dayalı finansal yapının dönüşeceği ve iç kaynaklarla büyümenin teşvik edileceği bir döneme girildiğini dile getiren Orak, “Tüm dünyada enflasyonist baskı ve borçluluk giderek artıyor. Yaklaşık olarak bir asırdır uygulanan ekonomi politikaları, bugünün ihtiyaçlarına çözüm üretemez oldu.
Şu an gelinen noktada ekonomik sistemlerin ve buna bağlı finansal yapıların dönüşümü de kaçınılmaz olacak. Türkiye olarak kendi dönüşüm yolculuğumuzu başlattık ve söz konusu bu yolculuk finans sektöründeki yapısal düzenlemelerle başladı. Cari açığa sebep olan, dış borçlanmayı artıran, reel piyasada kontrolsüz büyüme ve para dağılımlarına neden olan kredilere erişim de kısıtlandı. Mevcut ekonomi politikaları ile iç kaynak kullanımını teşvik eden finansal yapıların büyümesi desteklenmeye başlandı.
Orta vadede söz konusu bu finansal dönüşümün yaşanmasını bekliyoruz. Bunun için yurttaşın bizim gibi tasarrufa dayalı finansman şirketlerini tercih etmesi için teşvik planlamaları gündemde. Kamu otoriteleriyle yaptığımız görüşmeler hem Tasarruf Finansman sisteminin desteklenmesi hem de ürün çeşitliliğinin artırılması noktasında olumlu bir şekilde ilerliyor. Söz konusu dönüşümle beraber ekonomik refahımız artacak, barınma meselesi de dert olmaktan çıkacak” ifadelerini kullandı.
Ev sahipleri yeni yöntem buldu! Kiracı en kolay nasıl evden çıkarılır?
CHP'li Melih Meriç: Vatandaşların ev sahibi olması hayalinde ötesinde kaldı!