Halis Toprak'ın hangi mülkünü kim aldı?
Nazlıcan Tağızade ile evliliğine yönelik tepkileri TV ekranlarına çıkıp hiçe saydığını ilan etmekten çekinmeyen Halis Toprak'ın sergilediği bu "Dediğim dedik, çaldığım düdük" tavrı, TMSF ile olan meselesinde de sürüyor
Toprak, önceki gün TMSF'ye bir mektup yazarak, gayrimenkuller üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istemekle kalmıyor, kurumu borçlu ilan ederek 18 milyon dolarlık alacağının ödenmesi talimatını da veriyor! Önceki gün Toprak'ın 1990'lardan beri süren "küçük eş" ısrarının aile içinde yol açtığı "erozyonu" yazmıştım.
Bu yazı üzerine TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile yaptığım görüşme, resmin bütününü görmemize olanak veriyor.
Borç ikiye katlandı
TMSF, Toprak Grubu ile arasında imzalanan protokollerin "hukuki" olduğuna vurgu yaparak, "Toprak Grubu muvazaalı yöntemlerle içi boşaltılan ve zarara uğratılan Toprakbank'tan kaynaklanan borçlarını ödemek için, TMSF'yle 18 Aralık 2004'te ana protokol, 6 Şubat 2008'de ise ek protokol imzaladı" diyor.
Birinci protokolde Toprak'ın borcu 453 milyon dolar olarak belirlenmişti. Bundan 18 ay sonra yapılan ikinci protokolde ise bu borç tutarı ikiye katlandı. Bu arada İş Bankası'nın da Toprak'ın gayrimenkuller üzerinde 2 milyar dolarlık ipoteği bulunuyordu. Ertürk, Toprak ile aralarında dava konusu olan süreci anlatıyor:
"İş Bankası'na 162 milyon dolar ödeyerek ipotekleri kaldırdık. Vergi borcu ve işçi ücretleriyle birlikte borç tutarı 750 milyon dolara çıktı."
Bu konudaki ayrıntıları TMSF'nin yarınki açıklamasında okuyacaksınız.
Aile içi sorunlar etkiledi
Ertürk'ün, Toprak'ın borçlarına ilişkin açıklamasında en hassas cümle şu: "Toprak birinci protokole bağlı kalsaydı, ödemelerini zamanında yapıp TMSF'den alacaklı olduğunu iddia etmeseydi, 130-150 milyon dolarlık bir varlık satışıyla bu olay biterdi. Toprak'ın serveti artı durumda olmasına rağmen, aile içi sorunlar ve Toprak'ın kötü ilişkileri buna neden oldu."
Önceki yazımda, TMSF'nin Halis Toprak'ın üçüncü evliliğiyle birlikte operasyonlara ağırlık vermesini, "aileden sorumlu bakanlık" benzetmesiyle açıklamıştım. Ertürk'e bu yorumumu hatırlattığımda, "Aile içi sorunların şirketleri kötü etkilediğini gördük. Toprak'ta bu süreci yönetecek kapasite olmadığını ortaya çıktı. Şirketlerin devam etmesini sağlamak TMSF'nin yasal sorumluluğudur. Aile içinde genç kuşaktan Mehmet Toprak'ı yönetime getirdiğini söyledi ancak imza yetkisi bile vermedi: Hep laf, söz!"
Ertürk, Toprak'ın "Sanayiciyim" lafına da itiraz ediyor: "Üretimin devam etmesi için işçisine ücret bile ödemiyor, bunun nedeni olarak da TMSF'yi gösteriyor. Oysa sanayici yalısını satar, fabrikasına para yatırır. Toprak böyle mi yapıyor?"
Toprak, Ertürk'ün tanımladığı sanayici tipine, Londra'daki 2 bin 600 metrekarelik malikânenin satışında yaklaşmış, Rus işadamı Abramoviç'ten aldığı 93 milyon doların büyük bölümünü sanayi şirketlerine aktarmıştı. İkinci büyük adımı da kızlarının ısrarıyla Çamlıca'daki araziyi Emaar'a satarak yapmış ve neredeyse TMSF ile vedalaşacak duruma gelmişti.
Bu nedenle 6813 sayılı yasaya göre yapılan İstinye'deki Atlı Köşk'ün Remzi Gür'e, Toprak Center'ın Çalık Grubu'na satılmasına rağmen, Toprak itiraz hakkını kullandığı için tapu devirleri gerçekleşemiyor. Ancak TMSF'nin kendisine satış yaptığı Kuşadası ve Paşabahçe'de uygulanan kanun gereği tapu devirleri gerçekleşti. Bu durumda Toprak'ın Kuşadası'ndaki çiftliği terk etmesi için tanınan 15 günlük sürede geri sayım başladı.
Ertürk, "Toprak'ın bir gayrimenkul, diğeri de temel sanayi kollarını üstlenen iki şirketinin yönetimini devir aldık. Şirketleri canlı tutmaya çalışıyoruz" diyor.
Toprakbank operasyonunu da hatırlamakta yarar var. Banka murakıpları, banka bilançosunun grup tarafından kârlı gösterilmesine karşılık, 800 milyon dolarlık zarar yazmışlardı.
Belli ki artık TMSF, Toprak'ı yaptığı olaylı üçüncü evlilikle birlikte "muhatap alınacak hali olmayan borçlu" ilan etmiş durumda ve gereğini yapıyor!
Toprak'ın hangi mülkünü, kim ne kadara aldı?
Serpil Yılmaz/Milliyet