Hilmi Uytun: Hafele Türkiye 17 yılda 22 kat büyüdü!
Hafele Türkiye Genel Müdürü Hilmi Uytun, "4 yıl sonra en büyük ülke biz olacağız. 26 ülkenin yöneticisi gelip bizim büyüme modelimizi inceledi. Şimdi Türkiye'yi bir üretim üssü haline getirmek gündemde" dedi
Türkiye'de gayrimenkul ve mobilya sektörlerinin hem iç pazarda hem de yurtdışında hızlı büyümesi, bu sektörlere ara ürün tedarik eden firmalar için büyük bir potansiyel yaratıyor. Mobilya, kapı donanım ve aksesuarları alanında faaliyet gösteren Hafele, Türkiye'ye ofis açtığı 1995 yılından bu yana 22 kat büyüyerek bu potansiyelin boyutunu ortaya koyuyor.
Hafele Türkiye Genel Müdürü Hilmi Uytun, Türkiye olarak Hafele'nin faaliyet gösterdiği 160 ülke arasında en yüksek ciroya sahip ilk 5 ülke arasına girdiğini söylüyor. Geçen yıl ciro artışı yüzde 60 olmuş. 2012 için büyüme beklentisi ise 3 haneli. Hilmi Uytun, "Merkez'de çok itibarlıyız. 4 yıl sonra en çok ciro yapan ülke Türkiye olacak" diyor. Hangi ülkeleri geçecek yani Türkiye "Amerika, İngiltere, Avustralya ve Tayland'ı da geride bırakır, en çok ciro yapan ülke biz oluruz..."
İlk franchise sistemini yarattı yurtdışına yazılım satıyor
Halen 200 kişi çalışıyor Hafele Türkiye'de. Mağazalar ile birlikte organizasyon 400 kişiye çıkıyor. 16 franchise mağazası var Türkiye'de Hafele'nin. Hilmi Uytun, "Bilinen marka mutfakların ve mobilya şirketlerinin, müteahhit firmaların ana tedarikçisi konumundayız. Son tüketiciye de hizmet veriyoruz. İşimizin yüzde 25'i son tüketiciye. Mobilya ve kapının tüm aksamlarını bizim mağazalarımızdan alabilirsiniz. Dokümante ettiğimiz 36 bin, sattığımız 19 bin, stokladığımız 12 bin ürün kodumuz var" diyor. Çok miktarda ürün çeşidi olduğu için global çapta franchise veren bir marka değil Hafele. İlk franchise sistemini Türkiye'de kurmuş, franchise yazılımlarını Türk yazılımcılar üretmiş. Şimdi bu yazılımları da ihraç ediyor Türkiye birimi.
Brezilya ve İspanya'da bizim yarattığımız sistem uygulanıyor
Hafele'nin dünya cirosu 1.2 milyar euro. Dünyada francihse sistemini ilk uyguladığı ülke Türkiye. Uytun, "Biz Türkiye'de yaptık, oldu. Yazılımını, donanımını, o kurguyu tamamen Türkiye'de biz yarattık. Yüzde 100 Türk teknolojisi" diyor. Peki bu sistemi diğer ülkelere taşıma planı var mı "4 ülke" diye yanıtlıyor Uytun ve devam ediyor: "İspanya, Brezilya, Çin ve Ukrayna Türkiye'de yaratılan modeli kullanıyor bugün. Türkiye'deki ekibimizin yarattığı bu modelle, çok sayıda ürünün satışını kolaylaştırdık. 26 ülkeden yöneticiler geldi Türkiye'ye bizim çalışma şeklimizi görmeye. Bu Türkler nasıl böyle hızlı büyüyor diye..."
Bir yönetim ve ihracat üssü haline geldik
Hafele'nin üretiminin büyük bölümü Almanya'daki 5 fabrikada yapılıyor. Pek çok ülkeden de ürün tedariki gerçekleştiriliyor. Uytun, "Türkiye'ye yatırım konuşuluyor ancak henüz netlik kazanmadı. Türkiye'nin bir üretim üssüne çevrilmesi söz konusu. Ama henüz yönetimle görüşülüyor" diyor. Türkiye'de yatırımın 'metal aksam'dan başlayacağını düşünen Uytun, "Çünkü Türkiye'de otomobil üreticiliğinden gelen bir know how var. Çok kaliteli bir işgücümüz var. 2023 hedeflerine hepimiz hazırlanıyoruz. Mobilya sektörü, inşaat sektörü büyüdüğü kadar biz de büyüyeceğiz. Buna üretim de gerekecek. Türkiye şu anda büyümek için en iyi ülke" bilgisini veriyor.
Büyümemizi görüp Türkiye'ye gelmeyi düşünen çok firma var
"Büyüme oranlarımız abartılı" diyor Hilmi Uytun. Bu büyüme oranlarının yatırım çekmede önemli bir etkinliğe yol açtığını anlatıyor. "Bizim büyüme oranlarımızı görüp gelmeyi planlayan çok şirket var. Türkiye doğru yer..." Geçen yıl yüzde 60 büyümüş Hafele Türkiye. Bu yıl için 3 haneli bir büyüme bekleniyor. Holdingde bir ilk olarak 6 ülke Türkiye'ye bağlanmış. KKTC, Gürcistan, Kırgızistan, Özbekistan, İran ve Irak, Türkiye birimine bağlı.
"Yani Türkiye bir anlamında da ihracat üssü konumunda" diyen Uytun, grup içinde böyle bir modelin tek olduğunu, tüm ülkeler sadece ithalatçı iken Türkiye'nin hem ithalatçı hem de ihracatçı pozisyonda olduğunu anlatıyor. "Ortadoğu henüz bize verilmedi" diyen Uytun, bu bölgeye ise Ortadoğu'da yatırım yapan Türk müteahhitler sayesinde girdiklerini vurguluyor. Bölgedeki yatırımlarda artışın altını çizen Uytun, "Topraktan para fışkırıyor Ortadoğu'da... Arap Baharı fazla yayılmasın diye de yatırımlar inanılmaz hızla artıyor" diyor.
Şu anda Türk müteahhitlerin Azerbaycan, Kazakistan, Moskova'da çok aktif olduğunu anlatan Uytun şöyle anlatıyor: "Onlar gidiyor, biz de onlarla gidiyoruz. Çok hızlı adapte oluyorlar. Libya'da şantiyelerin kapanıp yeni ülkelerde açılması 2.5 ay sürdü en fazla. İnanılmaz bir esneklikleri var, lego gibi... Krizleri yaşayarak sağlanan bir esneklik bu. Krizde vay vay edebiyatımız az."
Kasa başında oturduğu için yönettiğini zannedenler var
Hilmi Uytun ölçülebilirliğin öneminin altını çiziyor, özellikle KOBİ ölçeğindeki şirketler açısından bu alanda önemli bir gelişim alanı olduğunu anlatıyor. "Satışın kaçta kaçı üretim, kaçta kaçı insan kaynakları maliyeti bilmeniz lazım. Bunu nasıl geliştireceksiniz. Tekrar ölçmeniz gerekir. Ölçmediğiniz bir şeyi geliştiremezsiniz. Ölçemediğiniz büyüklükle ilgili fikriniz olur. Ama günümüzün iş dünyasındaki rekabet fikriniz olması ile yönetilebilir değil. Bilmeniz lazım gerçek rakamları...
Kasa başında olunca ya da imza yetkisi olunca yönettiğini zannedenler var. Öyle olduğunda sadece para çalınmamasını yönetmiş oluyorsunuz. Geçen ayki kâr kaç Çoğu firma geçen ayki karını bilmiyor. Ayı bilmezseniz, yılı bilmezsiniz. Kârı ölçmek lazım, Türkiye'de ciro odaklılık var, halbuki ciro kimseye ait olmayan bir para. İnsan kaynaklarında verimliliği ve işte fireyi yönetmeniz lazım. Bizde fire yok diyen firmalar bile var. İş başına kârı, haftalık kârı, planlananı, gerçekleşeni, farkı bilmek gerek. Küçük firmalar bundan sonra ya çok niş bir alana gidecek, ya da birleşip ölçek büyütecek."
En çok zenginleşen ülkeyiz, lüks dediklerimiz artık standart oldu
"Türkiye, dünyada en çok zenginleşen ülke. Zenginleşen insan konfor aramaya başlıyor. Eskiden ihtiyaç duymadığınız şeyler artık standart oldu. İkinci tuvalet örneğin... Orta gelir iki kişi çalışıyorsa, ev alabiliyor. Belki şehir merkezinde değil ama alıyor. O evin de iki tuvaleti var. Annenizin mutfağında alt rafların arkasındaki ürünleri çıkarmak için öndekileri indirmek gerekirdi. Artık çekiyorsunuz çekmeceyi, 70 kilo taşıyor... Çok çalışıyoruz biz. Çok çalıştığı zaman bazı şeyleri hak ettiğini düşünüyor." 26 ülkeden gelip 'Bu Türkler nasıl büyüyor' diye baktılar.
ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN/Dünya