Hilton turizmdeki değişimlerde öncü rol oynadı

Odalarında kraliçelerden dünya yıldızlarına kadar ünlülerin konakladığı, koridorlarında nice Türk filmlerinin çekildiği Türkiye'nin ilk uluslararası otel zinciri Hilton turizmdeki değişimlerde öncü rol oynadı. Ardından ise dünyanın pek çok zinciri Türkiye'ye demir attı

Gündüzleri siyaset ve iş dünyasının en önemli toplantılarına ev sahipliği yapıyor, akşamüstüne doğru köşe yazarlarının görüşmelerini yapıp, gündemini nabzını tuttuğu bir yudum kahve eşliğinde yazılarını yazdığı bir mekan oluyordu. Akşamları özellikle de haftasonları ise İstanbul sosyetesinin vazgeçilmez buluşma mekanı haline geliyordu. 1950'li yıllardan boğaz manzaralı o ünlü odalarında kimler kalmadı ki... İngiltere Kraliçesi Elizabeth, Monaco Prensi Rainer, Sophia Loren, Pavarotti, Enrico Macias, Frank Sinatra, Tina Turner, Michael Douglas, George Bush, John Kennedy, Silvio Berlusconi, Bill Clinton bunlardan sadece birkaçı. Bunun yanı sıra sahneleri hala aklımızdan çıkmayan dönemin Türk filmlerinin çekildiği, sadece iş ve siyaset değil ilk yuvarlak masa toplantısından, Türkiye'nin ilk güzellik yarışmasına kadar birçok ilke ev sahipliği yapan Türkiye'nin ilk uluslar arası zincir oteli Hilton'un ülkemizdeki hikayesi Türk turizminde atılım başladığı yılların çok öncesine 1955 yılına kadar gidiyor. Duvarları arasında yüzbinlerce kişi ağırlamış Hilton'da 55 yaşını dolduracağı haziran ayına hazırlanırken kendisinden 30 yaş genç SABAH'ın ricasını kırmadı ve iki sektörün tarihine tanıklık ettiği bazı olayları Hilton Otelleri İstanbul Bölge Müdürü Armin Zerunyan anlattı.

GAZETECİLERİN UĞRAK NOKTASI
Türkiye'de 1980'li yıllarda Özal hükümeti döneminde turizm atılımının başladığı yıllar Hilton'un bu ülkedeki varlığının 30. yılına denk geliyor. İş, siyaset ve cemiyet hayatının nabzının attığı Hilton ise o yıllarda gazetecilerin de en uğrak noktasıydı. 1980'li yıllarda komi olarak Hilton'da çalışmaya başlayan sonra kariyer basamaklarını sırasıyla tırmanan Armin Zerunyan bugün ise Hilton Otelleri İstanbul Bölge Müdürü olarak o yıllara tanıklık eden isimlerden biri. Yurtdışından gelen delagasyonları ağırlayan, dönemin en önemli siyasi insanlarının en önemli toplantılarına ve devlet başkanlarına ev sahipliği yapan Hilton oteli ayı zamanda gazetecilerin de uğrak noktasıydı. Zerunyan o yılları şöyle anlatıyor: Özal dönemi ve sonrası benim de şahit olduğum bir dönemdi. Yurtdışında delegasyonlar gelirdi. Onlara oda bulmak büyük bir problemdi. En üst düzey burada kalır kalanlar diğer otellere dağıtılırdı. Gündemin bu kadar yoğun olduğu o yıllar gazeteciler de buraya taşınırdı. Otel, muhabirlerin de uğrak noktasıydı. Haber takip edenler sabahın erken saatlerinden itibaren gelir, köşe yazarları ise akşamüstüne doğru gelip buradaki havayı solurlar ve bazıları köşe yazılarını buradan yazardı. Zerunyan Türkiye'nin turizmde 80'li yıllarda yılda ortalama 1.5 milyon turistten 27 milyon turisti gördüğümüz yıllarda Hilto0n'un turizmdeki tüm gelişmelere tanıklık ettiğini söylüyor. Körfez krizinden, Habitat toplantılarına kadar önemli gelişmelerden borsa kadar çabuk etkilenen turizm kimi zaman yükselen kimi zaman ise düşen bir seyir izledi. Zerunyan, tüm bu süreçlerde Türkiye'nin en önemli markasının İstanbul olduğunu söylüyor. Bu markanın çok iyi yönetilmesiyle turizmde beklentileri daha da geliştirilebileceğini de ekliyor. Tabi ki bu süreçte artan turist sayılarına rağmen başkalarının yaptığı hataları tekrarladığımızı da söylemeden geçemiyor: Betonlaşma, çevreye duyarsızlık gibi... Bunun yanı sıra otel en çok döviz getiren sektör olmasına rağmen Türkiye'de herhangi bir sanayiden daha az ilgi gördüğünü de ekliyor.
Sabah