23 / 12 / 2024

Hüseyin Avni Mutlu: İmar rantı yaratılmalı

Hüseyin Avni Mutlu: İmar rantı yaratılmalı

Hüseyin Avni Mutlu, kentsel dönüşümün Türkiye'de sadece Toplu Konut İdaresi (TOKİ) gibi devlet kuruluşlarıyla çözülemeyeceğine dikkat çekti



İSTANBUL'un kentsel donuşum ve imar sorunları hakkmda herkes kendi görüşünü ortaya koyuyor, herkes kendi çözüm önerisini ortaya atıyor. İstanbul'un en büyük idari amiri olan vali de, İstanbullu inşaatçıları kabul etti. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Teknik Yapı Holding'in de başkanı olan Nazmi Durbakayım öncülüğündeki İstanbul İnşaatçılar Derneği'ni (İNDER) ağırladı. Vali Mutlu, devletin öncelikle okul, hastane, yol, köprü gibi kamu yapılarının iyileştirilmesi konusunda çalıştığını anlattı ve "Bunlar deprem sonrasında kullanacağımız tesisler ama asıl can kaybımn oluşacağı alanlara, yani evlerimize öncelik vermeliyiz" dedi.

'İmar rantı yaratılmalı'
Kentsel dönüşümün Türkiye'de sadece Toplu Konut İdaresi (TOKİ) gibi devlet kuruluşlarıyla çözülemeyeceğine dikkat çeken Hüseyin Avni Mutlu, özel sektöre büyük görevler düştüğünü söyledi. Özel sektörün kentsel dönüşüm projelerinde etkin rol alabilmesi için devletin ve yerel yönetimlerin bir takım avantajlar oluşturması gerektiğini vurgulayan Vali Mutlu, şunları söyledi: "Kentsel dönüşüm denince gecekondudan dönüşüm gibi algılanıyor ama artık deprem riskine karşı da bü kentsel dönüşüm düşünülmeli. Bunun yöntemi ne? Ortaya bir rant çıkartılır ve bu rant, hem bu işi yapacak olan ve hem de orada bulunan mülk sahiplerine avantajlar sağlar. Bu konuda ortak projeler, fikir üretilmesi lazım. Oradaki mevcut imar uygulamalarıyla bu işi çözmenin mümkün olmadığı, dikey imarla rantlar yaratıp belki bu işin çözülmesi gibi bir takım formüller üzerinde çalışılması lazım."

Süratli ilerleyelim
Vali Mutlu, İNDER yönetimine "Süratle İstanbul'da bu dönüşümü sağlamamız, bu dönüşümün içerisine de kamudan ziyade özel sektörü sokmamız lazım. Eğer siz burada müteahhit, hak sahibi ve devlet olmak üzere herkesin kazanacağı, akıllı, arkasına siyasi gücü rahatlıkla koyabileceğimiz ve herkesin kazanacağı, süratli ilerleyebileceğimiz bir modeli iş adamları olarak geliştirirseniz ben takip ederim. İstanbul için bu sorumluluğu almamız lazım" mesajı verdi.
 
İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım ise kentsel dönüşüm ve deprem riski taşıyan binaların yenilenmesinde en büyük sorunun Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığını belirtti ve "Kanuna göre yenilenecek binalardaki her hak sahibi, bu işleme onay vermeli. Kanun bugün değişse bile bir evvelki kanuna göre mülk sahibi olanlar o haklarını koruyor, bir kişi 'hayır' dediği vakit iş yürümüyor. Devletten beklediğimiz destek, tek oyla dönüşüme direnenlerin direncini kırması. Bunu biz çözemeyiz" dedi.

İyi hazırlanamazsak kaos çıkar
KENTSEL dönüşüm konusunda iyi bir hazırlık yapılması gerektiğinin altım çizen Nazmi Durbakayım, "Ön çahşma yapmadan ada bazında imar artırma uygulamaları, milli servet kaybına yol açar. Örneğin İstanbul'un Anadolu yakasında 2.07 emsal yaygın. Bunu 2.5 emsal dediğiniz vakit yeni binalar da yıkılmaya başlanacak. Depreme dayanıklı olmayan, risk taşıyan binaların yenilenmesi için parsel bazında imarı artırdığınız zaman ise yine bir kaos çıkacak, hepsi bu haktan faydalanacak" dedi. İNDER Başkanı şöyle devam etti: "Bu noktada, belli bir raporlamayla binalar tespit edildiği -adalarda binalarm emsal hakkım konsept pıcjekı ytlimU emsal yükseltmeden yaptığınız vakit, kamudaki yollan kaparsanız, binaları düşeyde yükseltirsiniz, yeşü alam çoğaltıp sosyal donatıları alta aldığınız vakit olumlu sonuç alınır. Çünkü bu bölgelerde emlak fiyatları pahalı. Yapı parası, müteahhidin cüzi bir kârı ve ihtiyaç sahiplerinin çok cüzi bir şeküde küçülmeleriyle bu çözülebiliyor. Cüzi kâr diyorum, çünkü buralarda iş yapmanın reklam avantajı var."

İSTANBUL'da en büyük sorun olan ulaşım, konut yatırımlarını da doğrudan etkiliyor. Dünyada 90'ı aşkın ülkede 50 bin gayrimenkul profesyonelinin üye olduğu Urban Land Institute'ın Türkiye Ofisi Başkanı ve Emlak Konut GYO'nun da Yönetim Kurulu üyesi olan Haluk Sur, üçüncü köprü tartışılırken, iki yakayı bağlayacak dördüncü bir 'yüzer geçiş' de yapılması taraftarı.

İstanbul'a kolye takalım
"Üçüncü köprü, işleri kolaylaştıracak, onun bilincindeyim ama, yüzer geçiş de önemli" diyen Haluk Sur, şöyle devam etti: "Halen, iki de tüp geçiş projesi var. Tüp geçişi yapmak mantıklı mı, ona bakmak lazım. Marmara yüzer geçişinde mutlaka demiryolu geçişi, metro bağlantısı olmalı. Ben, İstanbul'un bütün olarak düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum. Yer, doku, lokasyon, tarihi özelliği, insanların ihtiyaçlarına bakarak, şehrin bütününü master plan çerçevesinde ele almalıyız. Silivri'den Gebze'ye kadar İstanbul'u 'kuşaklamak lazım. İstanbul'a yapılacak yeni üçüncü köprü, onun otoyol bağlantıları, Küçükyalı-Maltepe üzerinden Marmara köprülü deniz geçişi ile Bakırköy'e ve Atatürk Havalimanı'na bağlantı kurulmalı. Bunların yol bağlantıları, Kuzey Marmara
Otoyolu bağlantıları ile mevcut otoyolları birbirine bağlayan bir kuşak oluşturmalıyız. Yani, İstanbul'a kolye takmak gibi. Öyle bir şey olmabjci; İstanbul'un nüfus yoğunluğu olan yeri neresi? Anadolu yakasında Maltepe'ye kadar, Avrupa yakasında Avcılar'a kadar. Bu yüzer geçiş, Yap-İşlet-Devret ile yaptırılabilir. Bu yüzer geçiş neyi sağlar: Pendik'ten İkitelli'ye giden adamla, Küçükyalı'dan Sarıyer'e giden adamı hep aynı arterin içine sokmaktan kurtarır. İster istemez insanlar bir oluğun içinden geçiyor. Kentin nüfus yoğun bölgelerinde yaşayan insanlara alternatif bir yol açılmalı. Yüzer geçişte 6 şerit gidiş 6 şerit geliş olmalı. İstanbul'a artık 2-3 şeritli yollar yetmiyor."
Hürriyet Seri İlanlar/Ali Öztürk


Geri Dön