İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu toplandı!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “İklim değişikliğinin geri döndürülemez sonuçlarından kaçınabilmek için küresel bir işbirliği içerisinde hareket etmek bir zaruret teşkil etmektedir.” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “İklim değişikliğinin geri döndürülemez sonuçlarından kaçınabilmek için küresel bir işbirliği içerisinde hareket etmek bir zaruret teşkil etmektedir.” dedi.
İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu, Müsteşar Öztürk başkanlığında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında toplandı. Toplantıya Türkiye’nin İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar da katıldı.
Bilim çevrelerince son yüzyıldaki küresel ortalama sıcaklık artışının 1 dereceye yaklaştığını ve bu artışın müsebbibinin de insanoğlu olduğu net bir şekilde ifade edilmektedir diyen Müsteşar Öztürk, “Kyoto Protokolü’nün uygulanmasında yaşanan başarısızlık ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin gün geçtikçe daha fazla hissedilmesi, uluslararası toplumu iklim değişikliği ile mücadele için 2020 sonrasında kapsayıcı ve bağlayıcı bir anlaşma yapılmasına sevk etmiştir.” dedi.
Uluslararası toplumun Birleşmiş Milletler nezdinde evrensel yeni bir iklim anlaşmasının müzakerelerini sürdürdüğünü belirten Müsteşar Öztürk, konuşmasına şöyle devam etti:
“2015 yılı sonunda Paris’te tamamlanması ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi hedeflenen mezkur küresel iklim anlaşmasının, ülkemiz menfaatleri açısından hassasiyetle mütalaa edilmesi gerekmektedir. Türkiye, 2020 sonrası yeni iklim anlaşmasında; Sözleşmenin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli imkan ve kabiliyetler” ilkesi temelinde, ülkelerin sosyo-ekonomik durumlarının dikkate alınacağı, adil, kapsayıcı ve şeffaf bir sistem oluşturulmasından yanadır.”
“ Bu çerçevede, ülkemiz, tüm ülkelerin kapasitelerine göre sorumluluk alacağı dinamik bir yapının oluşturulmasını talep etmektedir. Ülkemizin de yer aldığı Akdeniz Havzası’nın iklim değişikliğinden ciddi ölçüde olumsuz etkileneceği bilimsel çevreler tarafından ortaya konulmuştur. Ülkemizin iklim değişikliğine uyum kapasitesinin güçlendirilmesi önem arz etmektedir. Türkiye, Sözleşme altındaki ana finansman mekanizması olacak Yeşil İklim Fonundan ve teknoloji desteklerinden yararlanmak istemektedir.”
Türkiye’nin küresel iklim değişikliği ile mücadele 2030 yol haritasını belirlediğini vurgulayan Müsteşar Öztürk, “Kapsamlı istişare süreciyle hazırlamış olduğu emisyon azaltımına yönelik planını; İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu’nda alınan karar çerçevesinde 30 Eylül 2015 tarihinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına sunmuştur.” şeklinde konuştu.
Müsteşar Öztürk, hazırlanan planda, Türkiye’nin 2030 yılında %21’e kadar sera gazı emisyon azaltımı yapabileceğini deklare ettiğini kaydetti.
Müsteşar Öztürk, “Açıklanan bu rakam, 2030 yılına kadar ülkemizin ekonomi genelinde tüm sektörlerde (enerji üretimi, sanayi, tarım, atık, binalar, ulaştırma ve ormancılık) gerçekleştireceği ve hedeflediği plan ve politikaların emisyon azaltım etkisini ortaya koymaktadır.” dedi.
Ulusal katkımıza göre 2030 yılında 246 milyon ton; 2012-2030 arasında ise toplam 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu önlenmiş olacağının altını çizen Müsteşar Öztürk, “Ayrıca, 2030 yılı itibari ile kişi başı emisyon değerimiz, 13,3 tondan 10,5 ton değerine düşecektir.” dedi.
Ekonomik olarak yılda ortalama yüzde 5 büyüyen ve enerji talebi her yıl %6 artan Türkiye’nin bu kadar iddialı bir hedef belirlemiş olması iklim değişikliği ile mücadeleye vermiş olduğu önemi gösteriyor diyen Müsteşar Mustafa Öztürk, konuşmasına şöyle devam etti:
“Önümüzdeki Pazartesi Sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrif edeceği Liderler Zirvesi ile açılışı yapılacak Paris İklim Müzakerelerinde; mutabakata erişebilmek amacıyla tüm ülkeler üzerine düşeni yapmalı ve yapıcı bir rol üstlenmelidir. Bu önemli sorumluluğun farkında olan Türkiye, kamu, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinden oluşan geniş bir resmi heyet ile müzakerelere katılım sağlayacaktır.
Önceliğimiz; ülkemizin yeni iklim anlaşmasında en iyi şekilde konumlanması ve menfaatlerinin korunmasıdır. Küresel sorunlara hiçbir zaman sessiz kalmayan ülkemizin, iklim değişikliği ile mücadele ve çevrenin korunması kapsamında üzerine düşen görevi yapmaya hazır olduğunu belirtmek isterim.”
Müsteşar Öztürk, konuşmasını “Paris’ten ülkemiz adına başarılı bir sonuçla dönmeyi ümit ediyor, sonuçların ülkemiz ve tüm dünyaya hayırlar getirmesini temenni ediyorum.” diyerek sonlandırdı.