İmar yasası mağdurlarından 'Seçimlerden önce yıkımlar durdurulsun' talebi!
İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, son günlerde yapı kayıt belgesi ile ilgili yaşanan mağduriyetlere ilişkin açıklama yaptı. Seçimlerden önce yıkımların durdurulmasını talep etti. İşte ayrıntılar...
Son günlerde yapı kayıt belgesi ile ilgili yaşanan mağduriyetler sık sık gündeme geliyor. İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, 6 Haziran 2018 tarihinde yayınlanan tebliğin, yapıların kayıt altına alınması ile ilgili pek çok mağduriyete neden olduğunu belirtti.
Hacıoğlu, '31 Aralık 2017 tarihine kadar olan olan yapıları kapsar' durumunun hiçbir şekilde yapılmadığından, vatandaşların 2018 ve 2019 yıllarında yapmış olduğu yapılar için de başvuru yaptığına, burada çok büyük bir yanılgı yaşandığına dikkat çekti.
Marmaris Manşet'ten Mustafa Sarıipek'in haberine göre; İbrahim Hacıoğlu, konuya ilgili açıklamasını "Bunların en sonuncusu 6 Haziran 2018'de çıkartılan İmar Barışı yasası. 3 Mayıs 1985 tarihli 3194 sayılı İmar Kanununa geçici 16 maddesi ilave edilerek 31 Aralık 2017 tarihine kadar ruhsat alamamış ya da ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınmayı amaçlamış olsa da, yasadaki ve sonrasında uygulamadan kaynaklı bazı eksiklikler nedeniyle vatandaş yasayı anlayamamış, bu sebepten yanılgı içerisine girmiştir" diyerek sürdürdü.
Yasanın uygulama yöneltmeliğinin 2 sene sonra idarelere yollandığı için de idaredeki çalışanların da yasanın ayrıntılarına tam anlamıyla hakim olamadığının altını çizen Hacıoğlu, idareye danışmak için başvuru yapan vatandaşların, detaylara girmeden resmen yasadan yararlanması için teşvik edildiğini dile getirdi.
Özellikle köylerde yaşayan vatandaşların perişan olduğunun altını çizen Hacıoğlu, Köyden bahsetmişken "2014'te büyükşehirlerin tamamında Büyükşehir Belediyelerinin sınırları İl Mülk Sınırı şeklinde belirlenmiş, bu sınırlar içinde var olan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürüldü. Artık Büyükşehirlerde köy kavramı kalmamış, köyler mahalle statüsü kazandı" diye konuştu.
İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, köylülerin ev yapmak istediklerinde Muhtar ve İl Özel İdareden alınan onay ile çok kısa ve basit bir şekilde yapabildiğinin altını çizdi.
Konuya ilişkin açıklamasında "Herhangi bir İmar Kanununa gerek duymadan, basit ve az katlı yapılarını inşa edebiliyordu. Bugün geldiğimiz noktada büyükşehir yasası ile beraber zaten şehir merkezlerinde bile tamamlanmamış olan imar planları köyde (mahallede) de istenmeye başlandı. Köylü belediyeye başvurup 2 göz konut, ahır, kümes gibi yapılar için inşaat izni istediğinde İmar Planlarına takılmış (hiç var olmayan) ve onay verilmedi" diyen Hacıoğlu, büyükşehirlerde olan köylerin bugün tümüne yakınında binlerce, milyonlarca yapının bu nedenle kaçak duruma düştüğünü, kaçak durumda kalan bu yapılar için yapı sahiplerinin önce ağır idari para cezaları sonra mahkemelerde yargılanmalar, adli sicil kayıtlarının bozulması ve hapis gibi birçok cezaya maruz kaldıklarını söyledi.
Hacıoğlu, "Bunların en acısı da hukuki sürecini tamamlamış olanların evleri, yuvaları için de yıkım kararları alınmış ve yıkılmıştır" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların zaman zaman köye geri göç konusunu konuştuklarına ancak bu günlerde bu şartlarda, bu yasalar ile maalesef bunun mümkün olmadığına vurgu yapan Hacıoğlu, köylerin bu nedenle boşaldığının, köylerde yaşayanların yaş ortalamalarının 55 ve üzerine çıktığının, tarım ve hayvancılığın yapılamadığının, köylerde önce barınma ve bunu takip eden sorunlara çözüm üretilmeden köy ve köy hayatı diye bir kavramdan artık söz etmenin mümkün olmayacağının da altını çizdi.
10 milyon bağımsız birim, ruhsatsız ya da ruhsat eklerine aykırılıktan dolayı yeni bir yasal düzenleme beklendiğine vurgu yapan İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, "Bugün maalesef Yapı Kayıt, İmar Barışı dendiğinde birçok kesim tarafından hemen algı yaratılmakta, yargılanmakta. Mevcutta yapılmış olan bu yapıları siz sadece yargılayarak ve hiçbir çözüm önerisi sunmayarak en büyük kötülüğü yapıyorsunuz. Bugün bu yapıların tamamını yıkmak mümkün olmadığından, yıkmak hem kamuya hem de vatandaşa derin yaralar açacağından bu yapıların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş firmalar aracılı ile yapının Deprem Risk Analiz Raporu çıkartılarak sağlam olanların kayıt altına alınması, zayıf olanların güçlendirme imkanı tanınması ve kötü, çürük olan yapıların da kentsel dönüşümden faydalandırılması yerinde olacaktır. Bu şekilde vatandaş zarar görmemiş, mevcut yapı stoku korunmuş, kentsel dönüşüm kelimesi kavramı kendini göstermiş ve ispatlamış, hazinenin kasasına gelir sağlanmış olacaktır" açıklamasında bulundu.
31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler öncesi özellikle yıkım kararlarının ve yıkım ihalelerinin durdurulması gerektiğini dile getiren Hacıoğlu, "Tek çözüm tabi ki yıkım olmamalı. Yapıların bu durumda olması da yalnızca vatandaşın kusuru sayılamaz. İdareler de maalesef şehir planları konusunda, imar planları ve alt-üst yapı konularında geri kalmışlardır. Yapıların kayıt altına alınmasına ilişkin bu mağduriyet her ne kadar siyasetin çözüm odağında olmakla beraber bu konu insani ve vicdani bir konudur. Tüm siyasi partilerin buna bu şekilde bakmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 49,25 zam! İşte zam sonrası kalem kalem yeni kök maaşlar!
Kısa süreli konut kiralama gayrimenkul krizini tetikledi!
1934'te Adalar için yeni karar alınmış: Oteller sınıflara ayrılacak, fiyatlar kontrol edilecek!