İnşaat sektörü büyüme potansiyelini koruyor!
KPMG Türkiye, ‘Sektörel Bakış 2020 İnşaat Raporu’nu yayımladı. Hazırlanan rapora göre; Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü, büyüme potansiyelini koruyor ancak ekonomik ve siyasi risklere karşı hassas…
KPMG Türkiye’nin hazırladığı ‘Sektörel Bakış 2020’ serisinin inşaat sektörünü konut alan raporu yayımlandı. İnşaat sektöründe 2019 yılının değerlendirildiği, 2020 yılına ilişkin beklentilerin sıralandığı rapor gelecek seneyle ilgili ipuçları veriyor. Sektörel Bakış 2020 – İnşaat Raporu’na göre artan nüfus, küçülen aile yapısı, evlilik yaşının yükselmesi gibi sosyal, demografik ve ekonomik sebeplerle sektör büyüme potansiyelini koruyor. Aşağı yönlü faiz hareketleri ve yabancı talebi, kamu kaynaklı desteklerle de birleşince sektörün tahminlerden daha hızlı bir toparlanma sürecine girmesi beklentisi yaratıyor. Fakat öncü veriler, sektörün sadece ekonomik değil siyasi riskler nedeniyle de kırılganlığını koruduğunu gösteriyor.
Raporla ilgili konuşan KPMG Türkiye Altyapı ve İnşaat Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, “Sektör 2018’in ikinci yarısından itibaren büyümeye negatif katkı veriyor. 2019’un ikinci yarısı sonu itibarıyla önceki döneme göre eksi yüzde 12,7’lik sert bir daralmayla büyümeyi sınırladı. Uzun vadede ise hemen hemen tüm alanlarda yüksek potansiyelini koruyor. Kısa vadeli kırılganlıkların kamu desteğiyle aşılma gayreti var. Kalıcı bir toparlanmadan bahsedebilmek için finansal piyasalarda istikrarın ve güven endekslerindeki ivmelenmenin görülmesi gerekiyor. 2020 yılında sektördeki hareketlenme önce stokların erimesi yönünde kampanyalı ev satışlarıyla başlayabilir. Yeni projeler için ise henüz erken” diye konuştu.
Yeni Ekonomi Programı’nda yer verilen sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik projeler ile kentsel dönüşüm uygulamalarının sektörün hareketlenmesi açısından önemli olduğuna da değinen Ünal, “Sektörün gidişatı, ekonomik görünüm ve tüketici algıları ile doğrudan ilintili. Rakamların güçlenmesi ve algının iyileşmesi, ekonomik büyümenin yıldızı olarak kabul edilen sektörde canlanmayı da beraberinde getirecektir” dedi.
KPMG Türkiye, Sektörel Bakış 2020 – İnşaat Raporu’nda dikkat çeken başlıklar şu şekilde;
İstihdamda azalma var
İnşaat sektörü, 2018 yılının ikinci yarısından 2019 yılının ikinci yarısına kadar ortalama yüzde dokuz küçüldü. Sektör her ne kadar gücünü yurt içi talepten alsa da sadece ekonomik değil siyasi risklere karşı hassasiyetini koruyor.
Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre; sektör 2019 Ocak ayı itibarıyla 1 milyon 677 bin kişiyi istihdam ediyordu. Bu sayı, bir önceki senenin aynı dönemine göre 540 bin kişilik azalmayı ifade ediyor. Ağustos 2019 ayı itibarıyla ise 1 milyon 480 bin, diğer bir deyişle Ocak 2018 tarihine kıyasla 737 bin daha az istihdam var.
Sektörün toplam istihdamdan aldığı pay, içinden geçtiği sert daralmaya da paralel olarak düşüyor. 12 aylık ortalama oran 2006'dan bu yana ilk kez yüzde 6 barajının altında kaldı. 2019'un ilk sekiz aylık ortalaması yüzde 5,5 oldu.
2019'da Türkiye’de gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemlerinin sektörel dağılımı incelendiğinde altyapı ve inşaat sektörü hem işlem hacmi hem de en büyük işleme sahip olarak en önde öne çıktı. Sektör, 2019'da toplam 11 işlemde 793 milyon dolarlık bir hacim yarattı. 2018'de ise 15 işlemde 311 milyon dolar seviyesinde bir hacim gerçekleşmişti.
Cirolar düştü, maliyetler arttı
Genel ekonomik güven endeksi Ocak-Ekim döneminde yüzde 14 artarken, inşaat sektörü güven endeksinde artış yüzde 15 oldu. 2018 yılı sonrası dönemde talepteki kırılma, satış fiyatlarının artışını da sınırladı. Talebin düşmesi, ciro artışlarının maliyet artışlarının altında kalmasına neden oldu. Bu da sektörün finansal performansını ciddi seviyede olumsuz olarak etkiledi.
Eylül 2019 ayı itibarıyla inşaat sektörünün parasal büyüklüğü, önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 14,3 daraldı. Aynı dönemde malzeme maliyetleri yüzde 16,1, toplam maliyetler de yüzde dört artış kaydetti.
Yeni konut satışları yüzde 28 azaldı
Ocak-Ekim döneminde yeni konut satışları 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 28,4 gibi rekor seviyede daralırken, ikinci el konut satışları yüzde 2,1 oranında arttı. Böylece toplam konut satışları 1 milyon 8 bin adet oldu.
İpotekli konut satışları, konut kredi faizlerindeki ani dalgalanma sebebiyle kamu desteğine rağmen zayıf bir seyir izliyor. 2019 yılının ilk 10 ayında ipotekli konut satışları 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 10 azaldı.
Yabancı iştahı devam ediyor
Özellikle 2018'deki kur şokuyla zirveye ulaşan yabancı satışları, 2019 yılında dengelenmiş görünse de trend hâlâ yukarı yönde. Ocak-Ekim 2019 döneminde yabancıya konut satışı 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 18,9 oranında arttı. Ortadoğulu ve Arap yatırımcıların özellikle İstanbul’a olan talebi sürüyor.
İzmir’de konut fiyatları yükseliyor
Konut talebindeki düşüş, fiyatları baskılamayı sürdürüyor. Konut fiyat endeksi, Eylül 2019 itibarıyla yıllık bazda yüzde 6,3 oranında arttı. Böylelikle endeksin artış oranının enflasyonun altındaki seyri de 26 aya çıktı. Bununla beraber konut fiyatlarında yıllık artışlar şehir bazında İzmir’de en yüksekken, Ankara ve İstanbul’da görece daha düşük seyrediyor.
AVM sayısı aynı kaldı
Türkiye genelinde 2018 sonu itibarıyla 453 olan toplam AVM sayısı, 2019'unson çeyreğinde değişmedi. Proje halindeki AVM sayısı ia 44… 2019'un son çeyreği itibarıyla Türkiye’de bulunan 13 milyon 453 bin metrekarelik kiralanabilir alan stokları ise yeni projelerin hayata geçmesiyle beraber16 milyon metrekareye ulaşacak.
Yavuz Sultan Selim’e Çinli ortak
Türkiye’de yerleşik müteahhitlik ve teknik müşavirlik şirketlerinin yurt dışındaki faaliyetleri önceki seneleregöre oldukça zayıf bir seyir izliyor. 2018'de 21 milyar dolar olan yeni proje değerleri de 2019 Eylül sonu itibarıyla 7,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türk müteahhitlerinin yurt dışı projelerinin Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nda, daha sonra ise Ortadoğu ve Afrika’da yoğunlaştığı görülüyor.
Anhui Expressway, China Merchants Expressway, Jiangsu Expressway gibi Çinli dev şirketlerin oluşturduğu konsorsiyumun Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu işletmelerini içeren ICA’nın yüzde 51'lik hissesini 688,5 milyon ABD doları bedelle satın alması da 2019 yılının en büyük işlemi oldu. Finansal yapılandırma sürecindeki İtalyan Astaldi de YSS ve KMO işletmelerindeki yüzde 33’lük hissesini IC İçtaş İnşaat’a devrederek ortaklıktan ayrıldı.
Türk firmaları bu yıl da ikinci sırada
Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'ın (Engineering News Record), “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde 2018 yılı itibarıyla 44 Türk firması yer alıyor. Türkiye bu sayı ile listede ilk sırada yer alan Çin’in ardından ikinciliğini korurken, üçüncü sırada 36 firma ile ABD bulunuyor.
Yurt içi pazarlardaki zayıflayan performansa rağmen sektörün ihracatı güçlü seyrini de koruyor. Ekim 2019 tarihinde 4,42 milyon ton ihracat yapıldı. Değer olarak yılın en yüksek üçüncü aylık ihracatının yapıldığı ekim ayında ihracat 1,94 milyar dolar seviyesinde oldu. 2018 Ekim-2019 Ekim aralığında ise senelik ihracat 21,6 milyar dolar oldu. Ekim'de ithalat 211,6 bin ton ile 585 milyon dolara ulaştı.
Çimento sanayii daraldı
Çimento sektöründe 2018 yılında yaşanan daralma, 2019 yılında da devam etti. 2019 yılında çimento üretiminde yüzde 24’lük daralma yaşandı. Fakat ihracat 2018 yılının Ağustos ayına kıyasla yüzde 95 seviyesinde arttı. Buna karşın iç satıştaki yüzde 33’lük daralma sektör için her şeyin iyi gitmediğini de teyit ediyor.
Jeopolitik belirsizlik tehdit ediyor
İnşaat sektörü, jeopolitik konumu sebebiyle Ortadoğu ülkeleri için cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Genç nüfus, konut ve alt yapı yatırımlarının devamlılığını da sağlıyor. Göç sebebiyle ortaya çıkan ucuz işgücü, maliyetlerdeki artışı görece sınırlıyor. Kentsel dönüşüme olan ihtiyaç orta ve uzun vadede de arz iştahı yaratıyor. Fakat jeopolitik belirsizlikler, sektör oyuncularının mali tablolarında yaşanan bozulma, tapuda gerçek değer uygulaması, değerli konut vergisi uygulaması gibi unsurlar sektörün önündeki risk ve tehditler olarak görülüyor.