İnşaat sektörü nereye koşuyor?
Ekim 2008 de başlayan küresel krizin tüm sektörler gibi inşaat ve emlak sektörünü de etkilediği ilgili kuruluşlar ve devletin açıkladığı raporlar da ve ortaya çıkan veriler de bunu gösteriyor
Nette ki bir yazı ile devam edelim;
İnşaat sektöründe gelişme, 2006 yılında yüzde 18.5´ lik büyüme ile zirve yaparken, 2007 yılında hız kesip, 2008 ve 2009 yıllarında ise küçülmeye dönüşmüştür.
Bu süreçte, küresel ekonomik kriz ve konut talebinde gerilemede önemli etkenler
yaşandı.
Sektör 2007 yılında yüzde 5.7´ lik bir büyüme yaşarken, 2008 yılında yüzde 8.2´ lik küçülme yaşandı.
2009 yılının ilk 6 ayında sektörde toplamda yüzde 19.9 küçülme ile ekonomik daralmanın en çok etkilendiği ikinci sektör oldu.
Görüldüğü gibi 2004-2006 yıllarında parlak bir büyüme dönemi yaşayan sektör, 2007´de hız kesip, 2008-2009 dönemlerinde ise küçülme yaşamıştır.
İnşaat sektörü, emek yoğun bir sektör olduğundan istihdama faydası tartışılamaz.
Bugün inşaat sektöründe istihdam 1.5 Milyon kişiye yaklaşmaktadır ve bu,
ülkenin toplam istihdam içindeki payı %6,3´leri bulmaktadır.
İnşaat sektöründeki büyümeyle bu istihdam 2 Milyon kişiye ulaşabilir.
Ayrıca inşaat sektörünün art bağları çok güçlü olduğundan 200´e yakın alt sektörü de harekete geçirmektedir.
Bu da sektörün lokomotif bir sektör olduğunu vurgulamaktadır.
2009 yılının ilk 9 ayında, 2008´in ilk 9 ayına göre verilen yapı ruhsatlarında;
Bina sayısında yüzde -14.8, Yüzölçümlerinde yüzde -19.6, Değerinde yüzde -25.1, Daire sayısında ise yüzde -17.2 oranında düşüş kaydedilmiştir.
Konut kredileri hacmi 42 Milyar TL´yi geçmektedir.
Konut kredileri tüketici kredilerinin %47´ sini oluştururken, toplam krediler içindeki payı ise ancak %10,5 dolaylarındadır.
Konut kredilerinde vade dağılımı genelde 48-120 ay arasında yoğunlaşmaktadır. Konut kredisi aylık faiz oranları, ekonomik kriz ile birlikte %1,78´lere çıkan konut kredileri, merkez bankasının agresif faiz indirimi ile hazine borçlanma ve mevduat faizlerindeki gerilemeye paralel olarak ortalama (masraflar hariç) %0,95´lere gerilemiştir.
Bu oran, konut alıcıları için büyük bir avantajdır.
Küresel krizin etkileri ile birlikte Türkiye ekonomisi, 2008´in 4. döneminden 2009 yılının sonuna kadar küçülmüştür.
Buna karşın İnşaat Sektöründeki küçülme 2008 yılı birinci çeyreğinden günümüze kadar daha büyük oranlarda devamlı küçülmüştür.
GSMH´de 2009´un son 3 çeyreğinde ortalama %8,6 küçülme yaşanırken, inşaat sektöründe 2009´un son 3 çeyreğinde ortalama %19,5 küçülme yaşanmıştır.
Diğer sektörlerle karşılaştırdığımızda aynı dönemde imalat sanayide %12,3 küçülme, ticarette %16,3 küçülme, ulaştırma iletişim sektörlerinde %12,3 küçülme yaşanırken, mali hizmetler (bankacılık) sektöründe ise %8,7 büyüme yaşanmıştır. Bu oranlardan da görüldüğü gibi bu krizden en çok etkilenen inşaat sektörü olmuştur.
İnşaat Sektöründe kamu ve özel sektörün gerçekleştirdiği toplam inşaat harcamaları da gerilemektedir.
2008 yılı 2.çeyreğinde 25 Milyar TL olan harcama, krizin etkisiyle 2008 yılı son çeyreğinden önce 20.9 Milyar TL´ye gerilemiştir. 3.çeyrekte ise 17.3 Milyar TL´ye gerilemiştir.
Geçmişi sağlıklı değerlendirebilirsek geleceğe yönelik doğru öngörülerde de bulunabiliriz.
Türkiye ekonomisinin temel büyüklükleri göz önüne alınarak 2014 yılına kadar orta vadeli projeksiyon oluşturulduğunda 2009 yılı küçülme, 2010 yılı kısmen toparlanma, 2011 ve 2014 yıllarının performansı sektör için belirleyici olacaktır. Sürdürülebilirliğin sağlanması için bu dönemlerde ekonomik büyümenin yıllık ortalama %4, kişi başına gelirde artış %3, özel tüketim harcamalarında büyüme %4, özel sektör sabit sermaye yatırımlarında genişleme %8 olarak öngörüldüğünde Türkiye ekonomisi, bu öngörülere göre kriz öncesi 2008 yılı verilerine ancak 2013-2014´de ulaşabilir.
Ancak, inşaat sektöründe ertelenmiş talebin katkısıyla, bu müddet bir iki yıl öne çekildiğinde denge ancak 2012´lerde oluşabilir.
Türkiye´de mevcut yapıların büyük bir bölümünün yenilenme gerektirmesi, genç nüfus, yeni konut ve işyeri ihtiyaçları nedeniyle pazarın hâlâ doymadığı bir ülkedir. Gayrimenkul, Türkiye´de birçok insan için hâlâ cazip bir yatırım alanıdır.
Ayrıca Türk müteahhitlerinin yurtdışı açılımları ve özellikle yakın pazarlara gerçekleştirdikleri projeler orta ve uzun vadede sektör için olumlu gelişmelerin yaşanacağının habercisidir.
2011-2014 yıllarının performansı, inşaat sektörü için daha belirleyici olacağı beklenmektedir.
İyi haftalar.