Sektörel

İnşaat yatırımlarında yerimizde sayıyoruz!

Dünya Gazetesi ekonomi sayfası köşe yazası Alaattin Aktaş bugün ki köşe yazısında ''İnşaatta üstümüze yok ama gerçek yatırımda yerimizde sayıyoruz'' başlığını ele aldı. İşte Alaattin Aktaş'ın köşe yazısı;

Merkez Bankası faizi indirdi-artırdi; dolar yükseldi, euro düştü; ihracat şöyle tırmandı, ithalat böyle geriledi; benzine zam geldi, mazot ucuzladı; yağmur yağmadı, yağan gıda maddelerine zam oldu, kış sert geçti gıda maddeleri bu kez o yüzden zam gördü; mevduat arttı, tüketici krediye hücum etti; tüketim çılgınlığı yaşandı, borçlar rekor kırdı; şu kadar bölünmüş yol yapıldı, hızlı trenimiz oldu; yabancılar Türkiye'ye para getirmek için sıraya girdi, TL bir değerlendi, bir değerlendi... 



Sonuç! Nerede yatırım, nerede istihdam, nerede büyüme? Bunları ara ki bulasın. 

Yülardır yatırımdan anladığımız inşaat oldu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın bile dikkat çekmek zorunda kaldığı gidişat yani. İnşaat yaparak büyüyeceğimizi zannettik. Çok evimiz oldu Türkiye çapında, çok konut birikti elimizde, stok milyonu aştı. Ev yapmak da o kadar kötü değil tabii ki, iyi kötü bir istihdam yaratüıyor, inşaat sırasında demirdi, çimentoydu, boyaydı, fayanstı, bir sürü inşaat malzemesi kullanılıyor ve bunları üreten tesisler iyi iş yapıyor. Ama inşaat bitti mi, "harç bitti yapı paydos"! 


Ya diğer yatırımlar? 

İnşaat cilalı bir büyüme sağlıyor.Yollar da öyle. Ama cila nerede kalıcı olabilmiş ki bu alanlarda olsun. Bir süre sonra dökülüveriyor.Gerçek yatırım eğilimini görebilmek için son beş yılın yatırım teşvik belgelerine bakıyoruz. Bir artış yok. Bu yatırımlarla yaratılacak istihdama bakıyoruz, orada da bir artış yok. Hem zaten yatırım tutarı artsa bile artık bundan sonra daha az istihdam söz konusu olacak. Doğalı da bu zaten. Emek yoğun yatırımlar giderek azalacak. Dolayısıyla biz her yıl yatırımları katlayabilmeliyiz ki, istihdamda kayda değer bir artış yaratabilelim. 



Ama ne gezer! Son beş yılın toplamında 329 milyar liralık yatırım teşvik belgesine bağlanmış. Bu yatırımların gerçekleşmesiyle 746 bin kişiye iş olanağı yaratılacak. Yani yıllık ortalama istihdam yalnızca 150 bin. Birkaç gün önce yazdık; aralık ayı itibariyle iş arayan üniversite mezunlarının sayısı 688 bin. Ve bu kişilerin 567 bini, yaşı 20 üe 34 arasında olan kişiler. Yani tam verimli çağda, tam çalışmak durumunda olunan çağda... Ve her yıl üniversitelerden binlerce kişi mezun oluyor ve işgücüne katılıyor. Ne yazık ki, bu mezunların çoğunun iş bulma şansı da çok az, çünkü o alanlarda iş olanağı yok denilebilecek ölçüde. Bazı alanlar var ki, 100 mezundan ancak l'i, 2'si için iş alanı yaratılabiliyor.Üniversite açıyor muyuz, açıyoruz. Her üniversitede çok sayıda bölüm oluşturuyor muyuz, oluşturuyoruz. Gerisi önemli değil. Anlayış böyle..



Ama bir yana bırakalım bu iş bulma şansı olmayan bölüm mezunlarının durumunu, bu ülkede inşaattan geçilmiyor ya, her yerden gökdelenler yükseliyor ya, şu durumda inşaat mühendisleri ve mimarlardan hiç işsiz kalmaması gerekirdi değil mi. Ama onlar da işsiz. Bir yerlerde hata yaptığımızı bakalım nasıl ve ne zaman görece^ ğiz; daha da önemlisi acaba görebilecek miyiz? 



Ocak ayındaki yatırım patlaması! 

Şimdi birisi çıkıp, "Hani yatırımlar düşük seyrediyordu, al bak ocaktaki yatırım patlamasına" diyebilir. Yalnızca rakama bakanlar böyle bir görüşü savunabüir, yine yalnızca rakama bakan ve detaya inmeyenler de seslerini kısıp "Doğru haklısın" diye yanıt vermek durumunda kalabilir.Şeytan hep rakamların ayrıntısında gizlidir. Ocak ayında geçen yıl 5.9 milyar lira olan yatırım tutarı, bu yıl 26.9 milyar liraya çıkmıştır, doğrudur. Hele hele yabancıların yapacakları yatırımın tutarı 2.3 milyar liradan 24 milyar liraya fırlamış durumdadır. Ama acaba neden? 


Azeri gazını Avrupa'ya taşıyacak olan TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi) için teşvik belgesi ocak ayında düzenlendi. Bu projenin yatırım tutarı 23.2 milyar lira düzeyinde. Yani bu projenin tutarı düşüldüğünde ocak ayındaki toplam yatırım tutarı 3 milyara iniyor. Geçen yüın ancak yarısı kadar bir yatırım tutarı söz konusu yani. Bu değerlendirme, TANAP'ı küçümsemek anlamına gelmiyor elbette. Ama bize, yıllar yılı üretim yapacak, katma değer sağlayacak, istihdam yaratacak, vergi doğuracak yatırım gerek. 



Dünya