İnsanların konforlu yaşamlarını akıllı kentlerin vizyonları belirleyecek!
Türkiye İMSAD (inşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, " inşaat sektörünün ana gündem maddeleri arasında daha geniş yer alacak, insanların konforlu yaşamları, akıllı binaların ve akıllı kentlerin vizyonlarını belirleyecek." dedi.
Türkiye İMSAD (inşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, yapı malzemeleri pazarının güncel durumunu, son trendleri ve başta dijital dönüşüm olmak üzere, inşaat sektörüne yön veren elementleri mercek altına aldı.
¦ Yapı malzemeleri sektöründe güncel rakamlar nelerdir?
Türkiye İMSAD, bugün 32 sektör derneği, 83 sanayici firma ve paydaş kurum üyeleri ile sektörde 21 binden fazla noktaya etkin bir şekilde ulaşıyor, inşaat malzemesi sektörü, 2016 yılında 15.2 milyar dolar ile Türkiye’nin ihracat lideri sektörleri arasındadır. Bu ihracatın yüzde 75’i Türkiye İMSAD üyelerince gerçekleştirilmektedir. Toplam pazar büyüklüğü 106.6 milyar dolar olan inşaat malzemesi sektörünün yurt içi pazar büyüklüğü 91.4 milyar dolardır.
Yaklaşık 1.5 milyon çalışanı istihdam eden Türkiye İMSAD üyeleri, ailelerle birlikte toplam nüfusun yüzde 7.5’i ile doğrudan ilgili bir sektörü temsil ediyor. Türkiye İMSAD Eylül 2017 Sektör Raporu’na göre, genel ekonomik büyümenin üzerinde bir performans gösteren inşaat sektörü, yılın ilk yansında yüzde 6.4 büyüdü. Bu performansa bağlı olarak yılın ikinci çeyrek döneminde önemli ölçüde artan toplam inşaat harcamaları 140.2 milyar TL olarak gerçekleşti ve son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Yılın ikinci çeyrek döneminde 140.2 milyar TL olarak gerçekleşen toplam inşaat harcamaları ile birlikte 2017 yılı ilk yarısında inşaat harcamaları 252.6 milyar TL olarak gerçekleşti. Aynca inşaat harcamaları, 2016 yılı ilk yansına göre cari fiyatlarla yüzde 32,5 oranında yükseldi.
¦ Şu anda yapı malzemeleri alanında hangi trendler gündemde?
Modernleşme çağında yapılar da şehirler de teknolojiyle ve teknolojinin getirdikleriyle entegre hale geliyor. Gelecekte akıllı yapılaşma ve şehirleşme ile sürdürülebilir yapılar, enerji tasarruflu yapılar, sıfır enerjili yapılar, su tasarruflu yapılar ve özellikle sürdürülebilir geri kazanımlı atık yönetimi; inşaat sektörünün ana gündem maddeleri arasında daha geniş yer alacak, insanların konforlu yaşamları, akıllı binaların ve akıllı kentlerin vizyonlarını belirleyecek.
Kendi 4.0’ımızı tasarlamalıyız
¦ Teknoloji, yapı sektörünü nasıl etkiledi?
Dijital dönüşüm, tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat malzemeleri sanayisinde de etkisini hissettiriyor. Günümüzde sürekli gelişen ve artan dinamikleri içinde barındıran Endüstri 4.0 yani 4. Sanayi Devrimi, üretim ve hizmet alanında da dinamikleri değiştiriyor. Türkiye İMSAD olarak son günlerde yoğunlaştığımız konuların başında teknolojik gelişmeler geliyor. 2015 yılında düzenlediğimiz “7. Uluslararası inşaatta Kalite Zirvesi”nde dünyadaki teknolojik ve dijital gelişmeleri gündemimize getirmiştik. “Bu sürecin gerisinde kalmamalıyız’’ diyerek, bu yıl 8’incisini düzenleyeceğimiz zirvemizin ana temasını “Geleceğe Yatırım; Dijital Dönüşüm” olarak belirledik. 26 Ekim’de gerçekleştireceğimiz, her biri alanında uzman konuşmacılar ve sektör temsilcilerinin katılacağı bu önemli zirvede, Endüstri 4.0, dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra, bu süreci nasıl yönetmemiz gerektiğini konuşacağız.
Dijital dönüşüm sürecinin en güzel teknolojik örneklerden biri olan BIM (Building Information Modelling-Bina Bilgi Modellemesi) ile ilgili çalışmalar, ülkemizde maalesef olması gerektiği kadar yaygın değil. Firmalarımızın yurt dışında projelere başvururken bu eksikliği hissetmeye başlaması da, hızla bu sürece dahil olmamız gerektiğini gösteriyor. BIM Kütüphaneleri, tüm dünyada mimarlar ve teknik müşavirler için kullanım kolaylığı açısından büyük önem taşıyor. Dijital dönüşüm sürecinin gerisinde kalmamak için ülkemizde de mutlaka bu tür çalışmaların gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz, inşaat malzemeleri sanayisinin çatı örgütü Türkiye İMSAD olarak, bu kapsamda sektöre öncülük edecek önemli adımlar atmak için üniversiteler ile işbirliğine gideceğiz. Böylece hem ekonomimize, hem de kalkınmaya pozitif katkı sağlayıp, dijital dönüşümün getirilerinden maksimum fayda sağlamayı hedefliyoruz.
Türkiye, ilk üç sanayi devrimini seyretti. Gelişmekte olan ülkelerin kolayca ürettiği ürün grupları içinde, rekabette öne geçmek için güzel bir fırsat yakaladık. Endüstri 4.0 karşımıza çıkan bir fırsat ve bizim de ülke olarak bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Uluslararası rekabet ortamında sanayinin ayakta kalmasının yolu, teknolojiden geçiyor. Türkiye Endüstri 4.0 dönüşümünü başarılı bir şekilde tamamlarsa verimlilik yüzde 4 ila yüzde 7 arası artacak. Ar-Ge, yenilikçilik, insana yatırım, bilgiye dayalı ekonominin önemi artıyor, insan kaynağımız, içinde bulunduğumuz coğrafya, sanayi kültürümüzü ve iklimimizi göz önüne alarak kendi 4.0’ımızı tasarlamalıyız. Teknik alt yapı geliştirirken genç dinamik insan kaynağımızı da çağın gerektirdiği bilgilerle donatmalıyız.
Yapı sektörü, inovasyona ve imitasyona en çok fırsat veren sektörlerden biri. Dünyanın dört bir yanına teknolojik yenilikler hızla yayılıyor. Nihai tüketiciler hayal ettikleri mekanları dijital uygulamalar ile kendileri tasarlıyor. Artık, akıllı binalar, yeşil evler, pasif evler trendlerini her yerde görmemiz mümkün.
¦ Sektörün geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz, öngörüleriniz neler?
Günümüz inşaatları en az 100 yıl için yapılmalı, kent mimarisi de bu yaklaşımla şe-killenmeli ve sık sık değişikliğe gidilmemeli. Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Dünya bugün bilişim çağında. Gelişen teknoloji, her alanda olduğu gibi yapı endüstrisinde de etkisini gösteriyor. Bu dönüşüme şahit olan insanlar olarak, eskiye nazaran çok daha fazla bilgiye, çok daha hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz. Bilişim çağında var olabilmek ve bu değişime ayak uydurabilmek için dijital dönüşümü zamanında yakalayıp doğru uygulamamız gerekiyor. Bununla birlikte; hızla artan rekabet ortamında, değişime ayak uydurabilenler pazardaki payını artırırken, ayak uyduramayanlar geri planda kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Sensörler ve bilgisayarlar aracılığı ile, sistemlerin ve makinelerin birbirleriyle konuşabileceği ve endüstriyel internet ile gerçek zamanlı bilgilerin paylaşılabileceği bir sistem ile üretim optimizasyonu sağlamak adına, talep/sipariş/tasarım/tedarik zinciri/üretim/servis ağlarını birbirlerine sürekli bağlı tutmamız gerekiyor. Bu doğrultuda hedefimiz; üretim sürelerini, stok seviyelerini, maliyetleri düşürmek ve hizmet seviyelerini artırmak olmalıdır.